Eleonora’nın bakış açısıyla, Telefondan mekanik bir ses cızırtılı bir şekilde geldi: "Yarın öğlen, Drake's Hollow, beş milyon nakit." Theodore'un sesi duygu doluydu. "Onu görmeme izin ver. Hâlâ hayatta olduğundan emin olmam gerek." Ama hat kesildi. Oğlumun titreyen elleriyle telefonu sımsıkı tuttuğunu gördüm. Gözlerinde, karşılaştığımız herhangi bir düşmandan daha çok beni korkutan çaresiz bir parıltı vardı. "Theodore, kendin gitme." diye yalvardım, daha da yaklaşarak. "Gerçek bir kaçırma olsaydı, çoktan fidye isterlerdi. Bu arama çok şüpheli." Dinlemiyordu. Bakışları uzak bir noktaya sabitlenmiş, saplantısına kapılmıştı. "Sürü infazcılarını ara." diye ısrarla devam ettim. "Bırak onlar halletsin. Bir tuzağa doğru yürüyorsun." Theodore sonunda bana baktı ama gözleri boştu. "Tuzak ol

