Olivia’nın bakış açısıyla,
Hava, pas kokusu ve Alaric'in çılgın kahkahalarıyla doluydu. Onlarca fotoğraf, kirli kar taneleri gibi yere düşüyordu. Dağınık görüntülerin fırtınası içinde, bakışlarım Theodore'da sabit kalmıştı.
Yüzünde panik yoktu. Sadakatsizliğinin ortaya çıkmasından dolayı pişmanlık da yoktu.
Koyu renkli gözleri soğuktu, Alaric'e, boğazıma dayanan gümüş hançere bakarken gözlerinin derinliklerinde acımasız bir parıltı vardı.
Bıçak cildimi yakıyordu. Her nefesim ciğerlerimde ateş gibi yanıyordu.
Onun hareket ettiğini bile görmedim.
Aniden önüme geldi ve tek bir akıcı hareketle gümüş bıçağı çıplak eliyle yakaladı. Metal avucunda cızırdadı.
Acıyı hissedemeden, Alaric'i tekmeledi.
Alfa gücüyle Alaric birkaç metre uzağa uçtu ve gürültülü bir sesle hurda yığınına çarptı. Se
