7

544 Words
M7 Dedemlerin evine geldiğimizden beri annem sürekli sinir topu gibi evde dolanıp duruyordu. Annemi anlamam mümkün değildi. Madem babam seni boynuzladı sen de o boynuzları karnına geçirsene! "Saaanaaaaat!" diye bağıran annemin sesi kulaklığımı bile aşarak beynimi zonklattı. Ressam değil sanki opera sanatçısı... Odadan daha çıkamadan ikinci bir bağırış "Oğluuuşummm!" diye konağı doldurdu. Kaç yaşına geldim hala oğluşum! Neden anneler böyle? Bi de yanaklarımızı milletin içinde mıncıklayın tam olsun. Salona girer girmez annemin gözleri ışıldadı. "Benim sanat eserim de geldiğine göre yemeğe başlayabiliriz." "Ben aç değilim." "Olur mu hiç, açsın." "Nereden biliyorsun anne?" "Seni ben doğurdum, bakışlarından aç mı tok mu olduğunu anlarım. Bak, bak, gözlerin ara ara sofraya kayıyor. Kesin açsın." "Açım ama iştahım yok anne. Oldu mu?" Annem yerinden kalkıp koluma girdi. "Zaten çocukkende böyle iştahsızdın. Doktor doktor gezer sana vitamin şurupları yazdırırdım. Hadi otur annenin yanı başına da içim rahat yemek yiyeyim. Zaten günlerdir sinirden ağzıma lokma koyduğum yok." Annem böyle deyince kıyamadım. Yanı başına oturduğumda dedem ile göz göze geldik. Bir hayli yaşlanmıştı. "Söyle bakalım Sanat efendi, derslerin nasıl?" "Çok iyi dede. Hepsi inekli beş!" "İyi iyi, aferin." Reyhan nine merakla sordu. "Eee dizi ne zaman başlıyor? Vallahi en sevdiğimiz dizi Lise Faciası." "Bu ay içinde çekimler başlıyor. Dizide yeni oyuncular olacak. Bu defa okul öğrencileri arasından yetenekli olanlar seçilecek." "Ya eski oyunculara ne olacak? Hani baş belası bi sarı çiyan vardı başında. Geçen sezon finalinde araba çarptıydı. Öldü mü o?" "Aramızda kalacaksa söylerim." "Söz evladım." "Hakkın rahmetine kavuşmuş cici ninecim." Reyhan nine birden ellerini açtı. "El Fatiha..." Fatihasını okuduktan sonra ciddiyetle devam etti. "O sarıyı zaten sevmezdim. Sen bence daha iyilerine layıksın evladım." "Siz öyle diyorsanız öyledir ninecim." Dedem bu kez lafa karıştı. "Bu dizi çekimleri yüzünden yine sınıfta kalırsan fena olur bak." Dedem bastonunu kaldırıp yüzüme doğru tehditle sallayınca durumun ciddiyetini anladım. Harbiden bu yıl sınıfta kalma lüksüm yok ama kim oturup ders çalışacak? Yemekten sonra spor amaçlı yürümek için dışarı çıktım. Köşeyi döner dönmez Ada'nın karşıma çıkması nasıl bir talihsizlik? "Aaa Sanat! Burada ne işin var? Yoksa beni görmeye mi geldin?" "Hayır yürüyüşe çıktım." "Ee ben de yürüyüş yapmayı çok severim." "Sonuç?" "Yani diyorum ki..." "Yalnız yürümek istiyorum. İzninle Ada." Ada yüzsüzce arkamdan yürürken adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Okulda zaten başıma belaydı. Yetmezmiş gibi bir de burada karşıma çıktı. "Biliyor musun?" "Neyi?" Önüme geçip geri geri yürümeye başladı. "Dedenlerle komşuyuz. Sizin evin oralarda ev bulamayınca hiç yoktan burası olsun dedim. Yani sonuçta dedenin evi, ara sıra gelirsin diye düşündüm." Ada'nın bu denli bana kafayı takması korkunçtu. Hem okuluma gelmesi hem de yaşadığım yere gelmeye çalışması akla mantığa sığmıyordu. Ya ailesi nasıl bu kadarına razı geliyor? "Manyaklıkta sınır tanımıyorsun. Sana bir tavsiye: benden uzak dur." "Sanat aşkıyla yanıp tutuşurken mi?" "Git tedavi ol. Delirmişsin sen." Ada inadına koluma girip beni durdurdu. "Bana aşık olduğunda bu günlerin hesabını sorarım." "Tipim değilsin!" dedim sert bir tonda. "Senin tipin mercimek ezmesi olanlar mı?" "Ne diyorsun sen ya? Ne mercimeği ne ezmesi?" "O Mercan denen kıza nasıl baktığının farkındayım. O ezik sana göre değil." "Ada kimse bana göre değil! Şimdi çekil yolumdan, daha fazla saçmalıklarını dinlemek istemiyorum." Ada'nın kolunu sertçe bileğimden çekip sahile doğru tempolu bir şekilde koşmaya başladım. Sahildeki soğuk deniz havasına rağmen koşmaya devam ettim. Aklıma Ada'nın sözleri geldikçe tempomu artırıyordum. Neymiş Mercan'a farklı bakıyormuşum. Saçma sapan konuşmasa olmazdı zaten! ***
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD