Gamsız dediler bana. Derdi tasası olmayan, hayatta her istediği olmuş, anne ve baba sözüne kulak asmayan şımarık bir kız diye bahsettiler. Hemde yüzüme baka baka söylediler. " ayıp ediyorsunuz ama!. Bilip bilmeden fazla ileri gidiyorsunuz " diye karşılık verdim. Iki kişiye karşı, tek kişi olarak gardımı aldım. Ara sıra gülüyorlardı verdiğim tepkilere. Biraz alay ediyorlar çokça sorguluyorlardı. Onları anlıyordum. Bana güvenmiyorlar, yaşadıkları hayat şartlarından dolayı yahut kendi özlerinden ötürü sadece gezgin bir kız olduğuma bir türlü ikna olmuyorlardı. " niye ileri gidelim ki. Sanki iftira mı atıyoruz sana. Gamsız demek kötü mü! " diyen Asmin di. Sobanın dibinde oturmuş önüne kırmızı bir leğen koymuştu. Içinde kırmızı iri elmalar, portakal ve mandalinalar vardı. Hepsini tek tek

