Köyün içini ilk kez görecektim. Buraya geldiğim günden bu güne, neredeyse yarım ayı doldurmama rağmen, evden dışarı ilk kez çıkıyordum. Yanımda Hatem ile birlikte, ince ince, sulu sepen yağan karın altında yokuş aşağı yürüyerek, tek katlı beton ve kerpiç evlerin ara sokaklarına girmiştik. Hava şartlarından olsa gerek şimdilik kimseyle karşılaşmamıştık. Evlerin bacalarından yükselen gri dumanlara inat, havanın temizliği ciğerlerime işlerken, sanki bitecek korkusuyla hızlı hızlı içime çekiyordum. Hatem de yanımda yürürken, yan yan bakıyordu. "Ne!.. Ne bakıyorsun?. Kaç gündür evin içindeyim senin haberim var mı" diye sanki suçlusu oymuş gibi söylendim. Ikimiz yanyana dururken Zürafa ve sincap modeli oluşturduğumuzdan, tepemden aşağı bakarak kaşlarını kaldırdı. " Bizim bahçenin havas

