Tenimin üzerime akan sudan daha sıcaktı. Bornozun içinde kaybolmama rağmen bunu hissedebiliyordum. Burnumun üstüne düşen nefesi başımı biraz kaldırsam dudaklarıma çarpacaktı. Sis gibi yayılan buğudan da yoğun bir şekilde tenime yapışması karıncalandırıyordu. Beni öpen her bir noktama izini bırakan dudakları sahte bir şehvetle mi yanmıştı? Bu mümkün olabilir miydi? Fakat beni arzuladığını bununla mücadele verdiğini en çıplak haliyle görmüş not olarak düşmüşüm hesaplaşma defterime. Ne isteğini bilmiyordu. Tıpkı senin gibi dedi iç sesim. "Denize düşmeden önce içtin mi sen?" diyerek belimdeki bir elini kaldırıp çenemin altına koydu. Yaramazlık yapmış bir çocuğun çenesini tutar gibi kaldırdı. Gözlerimiz çarpıştığında gerçekten içip içmediğimi yüzüme yaklaşıp nefesimi koklayarak anlamaya çalış

