Cennet Kuşu
Babasının prensesi Hüma'nın hayatı, on yedi yaşında tamamen değişti.
Küçükken lüksün ve zenginliğin ne olduğunu bilir, hayatını ona göre yaşardı. Annesi daha o bebekken ölmüştü, ama babasının ilgisi ve varlığı onu çok erken yaşta şımartmış ve doyumsuz hale getirmişti. Umursamaz ve bencil bir karaktere sahipti. Ancak on yedi yaşında her şey değişti. Babası iflas edip kenar mahallelerden birine taşınmak zorunda kaldığında, Hüma günlerce eski hayatı için gözyaşı döktü. İsyan etti, fakat babası onu şatosuna geri götüremedi.
Herkes sırtını döndüğünde, eski bir aile dostunun yemek ve alışveriş teklifine, bir rüyadaymış gibi atladı. Fakat... Sinema salonunda, karanlıkta bacaklarında hissettiği eller, küçük kalbini yerle bir etti.
"Ne için karnını doyurup sana pahalı kıyafetler aldığımı sanıyorsun? Seni sevdiğim için mi? Hayır. Uslu dur ve filmini izle!"
Bu sözler bir tokat gibi yüzüne çarptığında, Hüma rüyadan uyanmıştı. Arkasına bile bakmadan kaçtı ve bütün o kirli insanları geride bıraktı. Ancak gözyaşları içinde yola çıktığında, dünyası tepetaklak olmuştu. Gözlerini hastanede açtığında, artık eski Hüma değildi. Hayatını kazanmak için okumalıydı, ama babasının elinde hiçbir şey yoktu ve çalışamıyordu da.
Okulun güzel kızıydı. Erkeklerin etrafında olması midesini bulandırıyordu, ama onlar Hüma için her şeyi yapmaya hazırdı. Flört ederek üç yıl boyunca okul masraflarını çıkarmıştı, fakat üniversite için daha fazlası gerekiyordu. Babası ise giderek alkole bağlanmış, kendine gelemiyordu. Ona zamanında bakan bu adamı da bırakamadığı için, doğru zamanı beklemeye başladı.
Bekledi, bekledi ve nihayet Bora'yı gördüğünde, kalbindeki kıvılcımla derin bir nefes aldı. O, Hüma'nın hayatını her yönüyle değiştirecek bir adamdı. Yakışıklı, güçlü ve zengin... Ama hepsinden önemlisi, Hüma ilk kez bir adama karşı bir şeyler hissediyordu. Ve o adam da gözlerini bu "Cennet Kuşu"ndan alamıyordu.
---
Cennetten kovulmuş bir Hüma kuşu,
Yeryüzünü yakan Barutçuoğlu.
İntikamın en kirli yüzünde,
Küçük bir ayrıntıydı, aşk.
Öyle sandılar.
Ne yazık ki,
Değildi.
İntikamın en kirli yüzünden ödenen en büyük bedel,
Aşktı.