Burun kanatları öfkeden titrerken göğsünü derin bir nefesle şişirdi. Sinirleniyor gözlerini karartıyordu ama atacağım adımlardan asıl o habersizdi. “Diz çök Bora ve bana zorla girdiğin çorapları çıkar. Zorla giydirdiğin külotu çıkar ve cebine koy. Bunu yapmak istiyordun. Şimdi sana izin veriyorum. Diz çök ve yap!” Öfkesinin ateşi suratıma çarptı. Kendini öyle sıktı ki tepeden bakan bedeni gözlerimin önünde titredi kaskatı kesildi. Daha önce şahit olmadığım bakışlarında yakmakla parçalamak arasında kaldığını çok net gördüm. Ama kazanan canımı yakma istediği oldu. Çita hızında çenemi yakalayıp sıktı. Ani tutuşuyla birkaç adım geri çekildim. Kalbim korkudan kaburgalarıma çarparken Bora’nın orman yeşilleri karanlığa teslim oldu. Gözbebekleri bir saniye içinde büyümüştü. Boğuk harlı bir nefes

