Öfke! Donup kalan bedenimi canlandıran öfke oldu. Sanki damarlarıma enjekte edilmiş kalbim yakıcı ve bütün kırgınlıklarımı silip atan öfkeyi pompalamaya başlamıştı. Hoyratça dolaşan yakıcı güçle yumruklarımı sıkıp gözlerimi sıktım. Ayaklarımızın dibinde böcek inliyor Almanca homurdanıyordu. Bakmadım tek odaklandığım arkamdaki adamın saçlarıma çarpan nefesiydi. Kesmek istediğim nefesi. “Derhal bu evden gitmek istiyorum! Bir dakika bile durmak istemiyordum!” dedim kaskatı sıktığım çenem yüzünden zar zor konuşup. Arkamdaki adam alay edercesine nefesi saçlarıma üfledi. “Senin isteklerine göre hareket ettiğimde sonuçları gördün. Şimdi içeri dön ve işini yapmaya devam et. Yarın gece işlerim bittiğinde gideceğiz.” diyerek kesip attı. Ama benim burada duracak ne sabrım ne de gücüm kalmıştı

