
Elimi tutup parmağıma, beğendiğimiz yüzüğü takarken elimden bedenime elektrik verir gibi titredim. Bakışlarım parmağımda takılı kalmıştı.
" Çok yakıştı " dediğinde kendime geldim.
Boğazımı gıcık tutmuş gibi ses çıkarıp yüzüne çevirdim bakışlarımı. Böyle değerli bir şeye bakar gibi bakıyordu. Bir insan bu kadar güzel bakmamalı diye geçirdim içimden. Hızla kendimi toparlayıp konuştum.
" E-e- evet güzel gerçekten. Şimdi bandajı değiştirelim." Diyerek hızla dün ilk yardım çantasını bıraktığım yere gittim alıp yanına vardım. Malzemeleri sehpaya koyup Araf bey'e baktım. Tek kaşını kaldırıp arkasını döndü. İyide böyle ayakta ben bu yaraya nasıl yetişecektim hiç düşünmüş müydü acaba?
" Araf bey!! Böyle nasıl olacak söyler misiniz?"
" Hay! senin bey'ine " diye ağzında gevelemişti ama duymuştum. " Efendim "
" Yok bir şey yok! " diyerek yatağa oturdu bende arkasına yatağa tırmanırken konuştum.
" Hem siz bugün hastaneye gitmediniz mi? Neden yaranıza baktırmadınız? " Yandan kısacık bakıp konuştu.
" Dedim, karım bayılır, bensiz yapamaz,hemen koştum geldim."
" Ne! " Adam benle dalga geçiyordu birde. Omzundaki yapışkan bandı hızla çekip çıkardım.
" Iııhhh" diye bir ses çıkardı kendini sıktığını sırt kaslarının gerilmesinden anlamıştım.
" Tamam sakin! Şaka yaptım."
" Siz hastanedeydiniz, sizin nasıl haberiniz oldu ?" diye soruma Araf bey'in cevabı daha çok şaşırmama neden oldu.
" Geldiğimde bir dingilin kucağındaydın." diyerek ağzında başka bir şey daha geveledi ama bu sefer anlamamıştım.
" Anlamadım" diyerek yüzüne doğru eğildim. Kısacık bakışları yüzümde ve saçlarımda oyalandı gibi gelmişti ama hızla çekip telaşlı bir sesle konuştu.
" Ihım ıhıımm! Hadi işini bitir artık gelin ağam üşüdüm."

