Sibel' den Araf bey'in sorusuna nasıl cevap vereceğimi bilememiştim. Ben ona saygısızlık etmeyeyim diye öyle diyordum ama istemezse demezdim. Elimdeki ayranı dudaklarıma götürüp bir yudum aldım. İçindeki tuzun keskin kokusu biraz rahatsız etmiş yüzümü buruşturmuştum. " Hiç buruşturma o bitecek." Sert sesi kulağıma geldiğinde gözümün ucuyla bakım geri döndürdüm." Emir vermeye alışmış adam herşeye emir veriyor." Diye içimden geçirdiğimi düşünürken Araf bey'in konuşması dışımdan söylediğimi kanıtlıyordu. " Ne dedin sen? " " Yok! Demedim bir şey" dedim. " O bitene kadar buradayım " diyerek ayak ucuma oturdu. O, böyle bakınca elim ayağım birbirine karışıyordu benim. Yudum yudum içerek bitirdim. Hiç bakışını çekmeden sabırla bitirmemi beklemişti. Elimdeki bardağı alıp hızla ayaklanırken

