5.Bölüm Vicdan yükü

1323 Words
Araf'tan Tam bir haftadır İzmir de ikinci otelin inşaatı için uğraşıyordum.Son bir toplantım kalmıştı onuda imzalayıp Mardin'e geri dönmem lazımdı. Merkezin uzağında küçük bir ev, az biraz eşya, sıfır insan.Kısaca huzur vardı. Bilgisayarın başında proje ve toplantı için son detayları inceliyordum. "Ulann...! ne oldu bu elektriğe" Yaklaşık yarım saattir evin elektrik sigorta sistemiyle uğraşıyordum. Telefonumu elime alıp, Hamza'yı aradım. "Buyur ağam" Hamza çok geçmeden cevaplamıştı telefonu "Bana bir elektrikci bul otelden biri de olur. " "Baş üstüne ağam hemen ararım, ama ben getiremem işim daha bitmedi otelden biri getirir." "Tamam bekliyorum" deyip kapattım.Beş dakika geçmemişti telefonum çaldı dinliyorum hamza. "Ağam Ali izindeymiş Kazım'ı getirecekler." Hamza'nın bilgi vermesinden sonra beklemekten başka birşey olmadığı için kalkıp mutfağa geçtim.Buraya sık gelmiyordum çalışanımız yoktu.Genelde Hamza'yla gelirdik oda yemeği dışardan söyler gerisini o hallederdi. Ne yapabilirim diye bakındım elime bir makarna paketi geçti iyi öğrenci yıllarımdan biliyordum.Güzel bir makarna yapıp karnımı doyurdum.Koca bir aşiret ağasının biri böyle görse gülerdi herhalde yalnız olmak her zaman elime geçen bir şey olmadığı için İzmir kafamı dinlemem için mükemmeldi.Töre denen bitmeyen düzenden biraz uzak kalmak iyi geliyordu bana da. Ağalık gibi ateşten gömleği giydirip dünyadan göç eden babam aşiretin başındaydı.Geçmişi düşünürsem içinden çıkamiyacağımı anlayıp ayaklandım.Hamza'yı tekrar aramak için telefonu elime almıştım ki kapıdan ses gelince o tarafa yöneldim elektrik mi var, zil çalmıyor ki. Kendi kendime konuşa konuşa kapıyı açtım. Kapıda birinin elektrici olduğunu düşündüğüm iki kişi geldi.Genç olan bana baş selamı verip konuştu. " Araf bey Kazım bey elektrik için geldi, ama benim beklemem mümkün değil. Otele geri dönmem gerek." "Tamam sen git gerisini ben hallederim. " Kazım dediği adam baş selamı verip geçti içeri bende elektrik sigortasını gösterdim oda hemen işe girişti zaten. Elektirikci uzun bir zaman uğraştıktan sonra yapmış olacakki bana sesleniyordu. "Araf bey benim işim bitti izin verirsen gideyim". "Tamam dur ben seni bırakırım geç oldu. dedim. " "Yok beyim zahmet etme giderim ben" Kazım'ın itirazlarını umursamadan arabanın anahtarını alıp çıktım. Bana da biraz değişiklik olurdu dünden beri pek evden çıkmamıştım. Kazım'ın tarifi ile evinin bulunduğu sokağa geldik tam köşeyi dönerken sağdan karşı tarafa geçen kızı fark ettim, sanki etrafının farkında değil gibi yürüyordu.Bakmadan karşıya geçmeye çalışınca karşı karşıya geldik frene bastım ama mesafe kısa olduğu için hemen durmadı. Kız iki elini kaputun üzerine koyup gözleri kapanınca yere yığıldı panikle yanımda duran adama baktım.Vurmadığıma emindim. Kazım'ın sesi daha çok endişe etmemi sağladı. "KIZIMM" Arabadan inip hızla kızın yanına vardım, vücuduna bakıp bir hasarın olmadığından emin olup kucağıma aldım. Kazım'da uykudan uyanır gibi kendine geldi gözleriyle kızı kontrol ediyor biryandan bana bakıyordu. aç hemen! endişeli çıkan sesimle seslenip kapıyı gösterdim.Arka kapıyı açmasıyla kızı yerleştirip şöför koltuğunda yerimi aldım. Kazım'da kızının yanına geçti hemen geri dönüp arabayı hastane yoluna çevirdim. Hastanenin acil girişine arabayı hızlı bir şekilde durdurup dışarı çıkıp bağırdım. "SEDYE GETİRİN HASTA VAR...! " Kızı kucağıma alıp gelen sedyeye yerleştirdim. Görevlilere kazanın bilgisini verip Kazım'a döndüm. Kazım, perişan olmuştu bende hemen açıklamaya giriştim. "Darbe almadığına eminim merak etme korkudan bayılmıştır. " Konuştuğıumu duymuyor gibi bir hali vardı. Bekleme alanındaki koltuklara kolundan tutup oturttum."Su yada başka birşey istediğin birşey varmı?" konuşup kendine gelsin diye uğraşıyordum.Kafasını iki yana sallarken açılan kapıdan doktor çıktı.Kazım'ın ayaklanması ile bende ayaklandım. "K-kızım iyi mi?" Bende Doktordan gelecek cevabı bekledim. Doktor bir bana birde kazıma bakıp konuşmaya başladı. "Kazayla alakalı bir sıkıntı gözükmüyor ne bir iz nede yara var. Bayılma sebeplerini araştırıyoruz tahlil yaptım 2 saat sonra çıkınca tekrar konuşalım. Geçmiş olsun" "Çarpmadığıma emindim ama yinede bir rahatladım. Kazım'a dönüp sordum. " "Bildiğin bir rahatsızlığı varmıydı? " "Yok beyim olmamıştı bu zamana kadar." Konuşurken gözlerini kaçırması biraz tuhaf hissettirdi ama korkudan olduğunu düşündüm. Adamın kızı gözünün önünde kaza atlattı. Gözlerimi sıkıca kapatıp bir şükür çektim. Benim yüzümden birşey olsaydı vicdanımdaki yükler çoğalacaktı. Telefonumu arabadan alıp tekrar acil müşade odasının önüne geldim. Hamza'yı arayıp, açmasını bekledim. " Buyur ağam" "Alo Hamza ne var ne yok varmı bir sorun? " "Şey ağam bir sorun vardır." Hamza'nın endişeli sesinden ne çeıkacak merak ederek sordum."Ağzında geveleme Hamza de ne diyeceksen." "Ağam aşiret yarına toplantı istemiş sana ulaşamayınca beni aradı Baran ağa" "Baran itinin derdi neymiş? " "Araf ağa arasın ona bilgi veririm dedi ama aynı şeylerdir ağam seni sıkıştıracak bir konu buldu, açık arardı bilirsin." "Tamam bir şey olursa haber edersin." deyip kapattım.Kazım'ın yanına geri döndüm. "Size de ayıp oldu Araf bey gerisini biz hallederiz siz işinizden olmayın" "Yok işim, tahlilde çıksın, iyi olduğuna emin olurum hem sizide eve bırakırım." Kafa sallayıp tekrar ellerine bakmaya devam etti. "Tahlil sonucu çıkmış doktor geliyor" dedim. Su şişesini eline verirken gözlerini etrafta gezdirip."Sağol beyim"dedi Doktor elinde kağıt, gözlerini önce benim üzerimde sonrada Kazım'a gezdirip konuşmaya başladı. " Tansiyonu çok düşüktü yeterli beslenmemiş bu dönemde iyi beslenmeli vitamin desteğine de ihtiyacı var. " Doktor'un söylediğini ben dahil Kazım da anlamayınca doktor anlayıp güldü. Açıklamasına devam etti. " Yani kızınızın kanında gebelik hormonu yüksek çıktı gözünüz aydın dede oluyorsunuz. Bu benim hiç aklıma gelmemişti. Sohbet ederken iki kızı olduğunu söylemişti evli olandı bu galiba. Çok geçmeden kazım da konuştu. "Bir yanlışın olmasın Doktor bey benim kızım evli değil ki" İşte bunu beklemiyordum. Doktor tekrar elindeki kağıtlara bakıp emin olduktan sonra tekrar Kazıma döndü. "Yok beyfendi kan tahlili yapıldı kandaki değerleri bu yönde isterseniz kadın doğum uzmanımız görsün." Doktor bir bana birde Kazım'a bakıp az sonra uyanır. Serum bitince çıkabilirsiniz.dedi ve burayı dağıttı gitti. Kazım sinirle dişlerini sıkıp hızla müşade odasına daldı. " SEN NE YAPTIN HAA...! SÖYLE NE YAPTIN? NAMUSUMUZU İKİ PARALIK ETTİN BEN İNSAN İÇİNE NASIL ÇIKARIM HAA SÖYLE! ALLAH SENİN BELANI VERSİN...? Bir yandan bağırıp yatakta uyuyan kıza tokat attı, bir anda olduğu için vurmasına engel olamadım. Saçını tutup çekeceği zaman müdahale edip kıza yaklaştırmamak için sıkıca tuttum. "Kazım sakin ol burası hastahane dur" diye de telkin etmeye çalışıyordum mümkünmüş gibi. "Beyfendi..! Ne yapıyorsunuz? çıkın hastanın yanından. " Hemşirenin verdiği ayarla Kazım'ın boşluğundan yararlanıp çıkarttım dışarı. Bahçe de bir banka oturtup konuştum." Dur bakalım hemen celallenme bir açıklaması vardır kızına soralım aslı astarını öğreniriz." "Neyi açıklicak beyim gebe dedi ah ulan! ah ulan! öldürecektim bıraksaydınız beyim, bıraksaydınız da öldürseydim ah ulan ahhhh " Kafasına vura vura söylediği şeyi düşündüm. Kolaymıydı o kadar, benim gibi biri için evet kolaydı ama suçsuz bir kadını öldürmenin acısı hiç çıkmazdı içinden yanar kor olurdu içinde. " Namusumuzu kirletti sözlü 10 gün sonra düğünü olacaktı ben ne derim nasıl bakarım insanların yüzüne" "Tamam işte belki nişanlısıyla yaptı çocuğu bak nasılsa evleneceğiz demişlerdir." Söylediklerimi düşünür gibi yaptı bana tedirgin baktı iki yana kafasını salladıktan sonra konuştu. "Yok o değildir yapmaz yani hem istemiyor Sibel Şevki'yi sevmez onu" "Sen kızını istemediği birinemi veriyordun? " Sorumla hızla bedenini bana döndürüp " Tanıdığı bildiği biri beyim beraber büyüdüler. Şevki iyi çocuktur büyüğünü küçüğünü bilir saygılı efendi... " Daha sayacaktı ama sözünü kestim. "Demekki kızın gönlünde başka biri varmış. Söylediğim den sonra yüzü sinirden aldan mor oldu. Bacağını yumruklayarak söylenmeye başladı." "Geberteceğim seni orospu mu oldun? ha elalem ne der arkamızdan Allah'ım sabır ver bu kız beni katil edecek." " Beyim doktorla konuşalım bir hal çaresi neymiş öğrenelim." Kazım kötü hastalıktan bahseder gibi konuşunca bir güleceğim geldi. "Hangi hal çaresi Kazım? " "Konuşsak istemiyoruz bebeği desek aldırsak ha beyim kimseye bir şey demeden hallederiz sonra da evlenecek zaten kapanır gider." Hala kızını istemediği birine vereceğim diye uğraşıyor. Kız belki evlenmemek için sevdiğiyle böyle birşey yaptı. "Bir çözüm olurmu bilmiyorum ama gidip ben konuşayım. Bebeğin babası kimse gider konuşur evlendirirsin olur biter. " "Olmaz olmaz beyim söz verdim ben insanlara ne derim sonra olmaz. " Söylediklerine ters ters baktım ne diyor bu adam. Yaklaşık dört saate yakın hastanedeydik Kazım Doktor'a sordu Doktor baba onayı olmadan alınamicanı sert bir dille anlatınca Kazım yine sinirle kızının yanına koştu bu sefer vurmadan yetişip yine bahçeye çıkardım. Yaklaşık yarım saat oturduk bankta. Benim yapmam gereken birsürü iş var ben burda uğraştığım şeye bak. Kızı bu adamın insafına bırakırsam kendimi kötü hissedeceğimden bir yol bulmaya çalkşıyordum. "Ben gideyim kızınla konuşayım kimmiş öğrenir hallederiz. " Oturduğum yerden kalkıp acil müşade odasına doğru gittim. Hayır konuşurum dedim de ben kızı tanımam etmem ne diyeceksem. Kapıya geldiğimde Bismillah deyip girdim içeri.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD