Demir’in kollarında, suyun içinde usulca süzülen zamanın kıyısında, kalbim onun nefesiyle aynı ritme geçmişti. Başımı göğsüne yasladım. Kalbinin güçlü ve sakin atışları, içimdeki bütün fırtınaları dindiren bir ninni gibiydi. Parmak uçlarıyla saçlarımı geriye itti, yüzüme baktı. “Seni ilk gördüğüm andan beri... içimde bir şey değişti. O zaman adını bile bilmiyordum ama... gözlerinde kaybolmuştum.” Kalbim bir an duracak gibi oldu. Yavaşça başımı kaldırıp gözlerine baktım. “Demir...” “Evet?” diye sordu, sesi neredeyse bir fısıltıydı. “Seninle ne zaman göz göze gelsem... içimde bir sıcaklık oluyor. Güvendeyim sanıyorum. Kendimi tamamlanmış hissediyorum.” Gülümsedi. “Çünkü senin eksik parçandım belki de. Ve sen de benim eksik yanımdın.” İçim titredi. Yüzümü iki avucunun arasına aldı. Dud

