Ambulansın kapısı kapanırken Gülce, elleri hâlâ Larayı sabit tutan sedyenin kenarındaydı. Profesyonel gibi görünmeye çalışıyordu ama kalbi boğazına gelmişti. Ambulansın içinde, hem doktor hem dost olmanın ağırlığıyla mücadele ediyordu. Başucundaki monitörden Lara'nın tansiyonunu takip ediyor, bir yandan da gözlerini bir an olsun ondan ayırmıyordu. "Lara, beni duyabiliyor musun?" Göz kapakları ağırdı. Yanıt gelmedi. Hemşire bir torba serum bağladı, bir diğeri damar yolunu güçlendirmek için ilaç hazırlıyordu. Tıbbi terimler havada uçuşuyor, ama Gülce sadece Lara’nın başını tuttu. Doktor kimliğini bir anlık unutur gibi oldu. "Dayan,” diye fısıldadı. “Lütfen dayan… daha çok erken ama bu savaşı birlikte vereceğiz.” Ambulans siren çalarak hastaneye ulaştığında içerisi hızla hareketlendi. Ka

