HEYECAN VE MUTLULUK

1389 Words

Demir hâlâ kollarını belime dolamış halde, alnını karnıma yaslamıştı. Sanki o küçücük hücrenin sesini, nefesini duymaya çalışıyordu. Sonra birden başını kaldırdı, gözleri heyecandan ışıldıyordu. “Peki... bu uşak... yani bizim minnoş... ne yer? Sen ne yiyorsun, o da mı aynısını yiyor mesela? Canın bir şey çekince onun yüzünden mi oluyo bu?” Gülerek başımı salladım. “Evet. Yani... aslında ben yiyorum ama onun ihtiyacı olan her şey senin karının iştahında şekilleniyor. Düşünsene... bir üzüm istiyorum diye akşamın köründe dolabı didiklemem belki de onun yüzünden.” Demir gözlerini yuvarladı, sonra gözümün içine baktı. “Hah! Demek gece kalkıp turşu aramanın bir sebebi varmış. Ben de sandım canın çekiyo.” Kahkaham salona yayıldı. “Canım çekiyordu zaten... hem de deli gibi!” “Peki…” dedi gözl

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD