“PROLOG”

211 Words
ASMİN Sert nefesi, boynumda dolanıp tenime ateş gibi dokunduğunda mideme saplanan bir korku bıçak gibi döndü. Gözlerim kararıyordu, zihnim çırpınıyordu ama bedenim… Bedenim buz kesmişti. “Bırak beni!” diye haykırdım, ama sesim bile gücümü terk etmiş gibiydi. Elleri, o nasırlı ve sert eller, zincir gibi bileğimdeydi. Kaçamıyordum. Kaçmak bir yana, hareket etmek bile imkânsızdı. Kuzguni bakışları, bıçaktan keskin sözleriyle birlikte ruhumu parçalıyordu. “Biz o gece birlikte olduk, Asmin. Bunu inkâr etmenin faydası yok.” dedi. Sesi çatlamış, nefesi kesik kesikti. “Siz beni biriyle karıştırdınız herhalde? Bırakın kolumu!” diye tepki gösterdim. İnkar etmekten başka çarem yoktu. Korkuyordum. Hırıltılı nefesiyle boynuna yaklaşıp, “asla… bu kokuyu başka biriyle karıştırmam.” derken kapanan gözlerim beni o gecenin sisli anılarına terk etti. Belimden kavrayıp beni kendine çekerken, elbisemin üzerindeki elleri adeta bir işaret arar gibi dolaşıyordu. Ürperdim. Sağ göğsümün üzerini okşarken, “işte tam burada, doğum leken… defalarca ısırdım, emdim…Beni kandıramazsın. Sen osun!.” Sesi, delilikle karışık bir tutkunun pençesinde boğuluyordu. “Artık bana aitsin!” dedi. Ama bende korku, öfkeye dönüşüyordu. Beni tanımlayan hiçbir şeyin ona ait olmadığını haykırmak isterken bi anda dudaklarıma kapandı. Göğsünden iteklediğim ellerimi bileğimden yakalarken, “Benim küçük dağ çiçeğim, ez tu carî te bernadim (seni asla bırakmayacağım)” Sesi kulağımda uğuldadı… **ileriki bölümlerden bir kesittir**
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD