İyi okumalar...
Hayat bize seçenek sunar biz hayata tercihlerimizi dahil ederiz.Tesbih çekerken her bir boncuktan özenerek kelimeyi söyler kabul olması için yanlış okumamaya dikkat ederiz.Hayatımızda bizim için öyledir asır olması için tek tek özenerek tercih ederiz ki ömür boyu değsin çektigimiz zorluğa emeğe...
Ben Aleyna Eroğlu,benim nasıl olduğuma siz karar verin!
Rıha (urfa) sokaklarında büyüdüm,her sokağını karışı karışına ezberledim.Taştan evler,kumdan evler,damda oturan büyüklerimiz,kocaman avlulardan çıkan çocuk sesleri,ev duvarlarından sarkan çiçekler hepsi tek tek bu koca şehire özgü.
Ellerimi evlerin kendine özgü taştan duvarında gezdirirken gözlerimi kapadım.Çocukluğumun geçtiği sokaklarda şimdi sadece bakıp yeni nesil çocuklara imreniyordum.Onların yerinde olup doyasıya kuma doymak isterdim.
Ben ne kadar büyüsemde içimdeki çocuk ölmedi,ölmez de.
Sokaklarda yürürken eşsiz zarafeti olan manzaraya baktım bu şehir beni anlatan bir şehirdi. Dıştan cıvıl cıvıl gözükse de içinden koca hikâyeler çıkabilen bir şehirdi.
Benim hikayemide bu şehir belirleyebilir!Ama ben kendi hikayemi kendim yazarım sadece Rıha şahit olur!
Ben urfamın kızgın güneş altındaki boz renkli görüntüsünü severim.
Ben urfamın taşının duru rengi ve vakur duruşunu severim.
Ben urfamın ovasına bahar geldiğinde sadece mevsim değil, sanki kentin ruhunun bahara dönüşünü severim...
Ben memleketimin güzel gözlü gelinciklerinin arasına kendimi atıp içimin mutluluktan kaynamasını severim...
Ben urfamın gece gerdanlık, gündüz seyranlık oluşunu severim
Gözlerimi açmak istemesemde açtım bu şehirle her başbaşa kalışımı hayranlıkla bekliyordum.
Sokaklardaki yürümeme devam edip konağımızın kapısının önüne geldim.
Derin bir nefes alıp kapıyı açtım.
Bu saate bizim konak ahalisi akşam yemeği koşuşturmasında olurlardı ama annemi karşımda görünce tökezledim.
Annem;kömür karası saçlarına bittigim,beyaz teninin asilligine özendigim,badem göz şeklinin içinde ela gözlerimi ondan aldığım kadın annem!Kokusu bedenime bulaşsın diye üst üste öpüp kokladığım,yara açılmasın tenime diye beni pamuklarda büyüten annem!
"İnci sultan?"
"Beyaz melegim."
"Hayırdır beni mi özledin daye? Kapılarda karşılıyorsun bakıyorum ."diye kıkırdayıp annesinin koluna girmesiyle İnci hanım, bu deli kızının halleriyle gülümsedi.
"He ya dedim şimdi deli kızım yoldan geçerken bu sefer başına ne iş getirecek acaba?"diye sitem eden annesiyle dudağını büzdü.
"Daye sende beni amma belalı bir tip yaptın ha! Ne iş gelecek başıma? kimsenin etlisine sütlüsüne karışmıyorum ki?"
"Ere ere geçen gün mahalledeki çoçuklar kapımıza toplanmışlardı bil bakalım neden?" İnci daye mutfağa girerken söylediğiyle gelini Yezda, mutfakta yemek yaparken duyduğuyla gülüp, bedenini onların tarafına çevirdi.
"Sizin deli kızınız bizim topumuzu patlattı. bize bir top borçlusunuz!" Yezdanın kaynanasının dedikleriyle devam etmesiyle Aleyna, kızgınca kaşlarını çatıp,ellerini beline götürerek sinirle yengesine cevabını yapıştırdı.
"Onlarda yoldan geçerken topu kafama atmıyacaklardı! Oh olsun hakettiler!"
Aleynanın dediğiyle iki kadın gülerken mutfağa giren 8 yaşındaki ailenin ekmek kazıntısı olan Zerya, elindeki bez bebeğiyle ablasının yanına gelip konuştu.
"Abla sen mi bebeğimi çöpe attın?"
Zerya'nın sorusuyla mutfaktaki kadınlar küçük kıza bakarken Aleyna, pes dercesine elini havaya kaldırıp gözlerini büyüttü.
"Yok artık! ailecek birlik olup beni evden kovmaya mı çalışıyorsunuz anlamadım ki? Her şeyi benden bekliyorsunuz hayırdır?"dediğinde bu sefer mutfağa giren ağabeyi Mert'in söyledikleriyle sinirleri tavan etmişti.
"He ya senden her şeyi bekliyoruz, vala bacım doğru söyle sen mi gömleği mi yaktın?" Yezda kocasına bakıp kıkırdarken Mert göz kırpmıştı.
Aleyna olayın şokundan hala çıkmamış hepsine hayretle bakıyordu.
"Şimdi bav da gelsin desin ki'Keçamın benim bağlamamı sen mi kırdında tam olsun!'diye alayla söylediğiyle Ali bey mutfağın kapısında duyduğuyla kaşları çatılı içeri girdi.
"Sen mi kırdın onu?"
"Hayda!"
&&&&
Mutfaktan nihayet çıkan ev ahalisi odada yer sofrasını kurmuş, yerlerine teker teker otururken Ali bey kızına gözlerini kısarak bakıyordu.
"Kızım sana deli diyoruz sen alınıyorsun birde. Yahu ne diye kırdın saz'ımı?" sofradakiler başını kaldırıp Aleynaya bakarken genç kız babasına bakarken dudağını ısırdı.
"Bav valla amacım kırmak değildi. Elime aldım biraz çalacağım dedim ama telleri bir türlü istediğim notayı veremedi bir sinirle baktım elimdem düşmüş." yüzünü ekşiterek ki konuşmasıyla, Mert kahkaha attı.
"Çalmayı beceremeyip sinirle duvara fırlattım desene?"
"Yav abi sen git bebeğinle uğraş beni rahat bırak!" diye lafı değiştirmeye çalışmasıyla Ali bey güzel kızına bakıp tebessüm etti.
"Evet Mert sen bebeğinle uğraş bende bebeğimle."diye konuşmasıyla Aleyna babasına bakarken güldü.
Genç kız babasıyla hep şakalaşıp ederlerdi. ikiside birbirine o kadar bağlıydılar ki mahalledeki çoğu arkadaşları baba-kız. İlişkilerine hep imrenirlerdi.
İnci daye kocası ve kızının yüzlerindeki gülumsemeyle tebessüm ederken, bir gün bu sofradan ayrılacak olan kızının düşüncesiyle derin nefes aldı. O kadar Aleyna'ya alışmışlardı ki her hareketiyle yüzlerini güldüren bu genç kızın bahtı güzel olması için her zaman dua ederdi.
&&&&
Genç kız yatağından doğrulup esnerken odaya giren zerya'nın çığlığıyla kulaklarını elleriyle kapadı.
"Ablaaa!"
"Zerya sana kaç kere diyeceğim beni uyandırırken çığırma diye bücür!" diye Zerya'yı yatağa çekip karnını gıdıklamaya başladı. Zerya, ablasının gıdılamasıyla kahkaha atarken ki çığlıkları odanın dört duvarına çarpıyordu.
"Yap..ma abla.nefes..alamıyorum.."zor ağzından çıkan kelimelerle konuşan Zerya ile Aleyna, son kez pürüzsüz karnını gıdıklayarak yüzüne sulu öpücüklerini kondururken mırıldandı.
"Senin mis kokuna ablan kurban olsun Zeriyamın."
Genç kız üzerine giydiği kırmızı bileğine kadar uzanan elbisesini giyerken,ona uygun melek figürlü küçük küpesinide kulağına taktıktan sonra,kendiliğinden düz ,beline kadar uzanan saçlarını arkadan küçük bir tokayla tutuştururken son olarak parfümünü sıkıp odasından cıvıltıyla çıktı.
Avluda oturan, elinde örgü ören annesi ve yanında oturmuş annesini taklit eden Zerya'nın yanına adımlarken yüzündeki gülümsemeyle elini birbirine çarpıp ikilinin dikkatini çekmesiyle,İnci daye kızına gözlerini kısarak baktı.
"Hayırdır Aleyna xanım? Bu sefer nereye gidiyorsun?" Annesinin sorusuyla ellerini arkasında birleştirip dudağını büzdü.
"Şey...daye...ben bir balıklı göle kadar gitsem? Vala canım çok sıkılıyor...sizin gibi hep evde oturmak olmuyor anam." dediğinde İnci daye tasvip etmezcesine başını salladı.
"Kızım alışma bu kadar dışarıya. Bir gün evlenirsen ne yapıcaksın? Kocan belki çıkmana izin vermez. Koca evi baba evi gibi olmaz keçamın."
"Bende evlenmem daye. hem o koca bana karışamaz!"diye kızgınca söylediğiyle İnci daye güldü.
"Valla kızım gün gelecek babanın evine bile izin vermiyecek .Evlilik böyle bir şey...ona göre artık evde durmayı bil." dediğinde Zerya kirpiklerinin altında ablasına bakarken konuştu.
"Abla vala seninle evlenecek adamın vay haline..."diye elini sallamasıyla Aleyna öne bir adım atarak Zerya'nın yanaklarını sıkarken, sinirle söylendi.
"Sen sus bücür! Boyu bir karış dili fırıncı küreği gibi maşallah." dedikten sonra tekrar annesine döndü.
"Daye de hayde izin ver gideyim canım çok sıkılıyor."
İnci daye ne dese kızı aklına koyduğunu yapacağını bildiği için bu seferde ses etmeden başını sallamasıyla, Aleyna sevinçle annesine sarılıp yanağına sulu bir öpücük kondururken Zerya hemen atıldı.
"Ablamla bende gideceğim!"
Aleyna burnunu kırıştırarak Zerya'ya baktı.
"Hiç bir yere gelmiyorsun küçük hanım. Sen cezalısın!"deyip arkasını dönüp giderken ,Zerya ağlayarak annesinin koluna yapıştı.
"İncim söyle benide götürsün..n'olurr"
Genç kadın kızının kendisine'İncim'diye hitap etmesiyle gülümserken, Zeryayı kucağına çekip saçlarından öptü.
"Vala boşuna ağlama Aleyna hayatta götürmez seni yanında."
&&&&
Genç kız her zaman olduğu gibi tarih kokan memleketinin her bir karışında gezmiş, arkadaşlarıyla eve dönerken her biri kendi sokağına dağılmıştı. Aleyna ara sokağa girip yürürken karşısına aniden çıkan bedenle sinirle kaşlarını çattı.
"Bu saate kadar nerdeydin sen?" Genç adamın kızgın sorusuyla afalayan Aleyna, sinirli bir soluk verip konuştu.
"Sanane? Sen kimsin ki ikide bir karşıma çıkıp bana hesap soruyorsun?" Aleyna kendisini platonik bir aşkla seven Vedat'ın hep yolunu kesmesinden bıkmıştı.
"Yakında sözlün olacak adamım! Tabiki hesap sorarım!" diyen adam öfkeli bakışlarını genç kıza sabitlerken, Aleyna ortalık yerde kimse görüp yanlış anlamasın diye genç adamdan uzaklaştı.
"Ne saçmalıyorsun sen be! Artık hayal kurmayı kes! Ben senin hiç bir şeyin değilim!"diyerek yoluna devam etmesiyle kolundan hızla tutan adamla dizleri titredi korkudan.
"5 kez gelip istedim! bu 500 kez bile olur benim olana dek kapından ayrılmayacağım! Elbet o babanın ve senin inadını kıracağım güzel gözlüm. Sen sadece benim olacaksın!"dediğinde Aleyna kolunu hızla çekip gözlerini kısarak son kez konuşup arkasına bakmadan koşarak gitti.
"Ruh hastasısın sen! Asla sana boyun eğmeyeceğim! Senin olmayacağım bunu o kıt aklına sok!"
&&&&
Nefes nefese geldiği kapının önünde dururken soluklarını düzene sokup,elleriyle yüzünü sıvazlayarak,üzerine çeki düzen verirken kapıyı açıp içeri girdiğinde Annesi tek başına avluda oturuyordu. Adımlarını oraya doğru atarken İnci daye gelen kızın farkedip ayaklanarak genç kıza kızgınca baktı.
"Neredeydin bu saate kadar Aleyna?"
Annesinin kızmasına hak veren Aleyna her zamanki tatlılığını kullanmaya girişti.
"Sultanım ne olmuş yarım saat geçiktiysem? hem daha hava kararmadı ne bu şiddet ne bu celal!"diye alaya almasıyla orta yaşlardaki kadın öfkelendi.
"Geç dalganı sen. Büyüdün hala çocuk gibisin. Senin yaşındakiler çoluk çocuk sahibi sen hala çocuk gibi davranışlar sergile!"diye sertçe söyledikleriyle Aleyna kırılmıştı.
"Siz de amma evlenmeme taktınız ha! bakın tepeme attırmayın ilk gelene he derim! Ona göre."
Orta yaşlardaki kadın kızının alınmasını farkedince başını sabır dercesine salladı.
"Bir daha yanlız çıkmak yok!"diye uyarısınıda yapmasıyla Aleyna annesinin siniri geçene kadar ses etmedi.
"Tamam daye."
"Bir saattir seni bekliyorum burda telefonunuda açmıyorsun?"diye tekrar üsteleyen kadınla annesine baktı.
"Hayırdır daye ne oldu? Beni niye bekliyordun?"
Orta yaşlardaki kadın genç kızına hevesle cevap verdi.
"Çünkü Mardin'e dayınlara gideceğiz." Annesinin söyledikleriyle kaşları çatılırken dudaklarını konuşmak için araladı.
"Çima daye(Neden anne)?"
"Çawa çima keçamın?(Nasıl neden kızım?) Awşini özlememişsin gibi konuşuyorsun."
Genç kız tebessümle gülümsedi annesine.
"Tek Awşin değil ben kuzenlerimin hepsini özledim Azad ağabeyden tut Ardıl ağabeye kadar."
"De hayde hazırlan o zaman odana git uzun kalacaz biraz." dediğinde anlamazca baktı annesine.
"Nerden çıktı şimdi bu? Dayımlar iyi mi?"diye endişeyle sorduğuyla İnci daye cevapladı.
"Yok şükür iyiler. Bende abimi özledim gidesim geldi Mardin'e"
"Bla daye de Yezda jinbram ji ye be(tamam anne de yengem Yezda gelecek mi)?"
"Hayır kızım, Mert ağabeyin birkaç günlüğüne annesigile bıraktı yengeni."
Annesinin dediğiyle başını sallarken Mardin'e gideceği için mutluluktan havalara uçup,annesine sarılıp yanağına sulu öpücüğünü bırakırken cıvıldayan sesiyle konuştu.
"Ayh Awşinide ne özlemişim.. şimdi süpriz olacak onada.."deyip arkasını dönerken yüzündeki gülümsemeyle elbisesinin eteklerinden tutup içeri girdiğinde hâlâ konuşuyordu.
"Daye ben o zaman valizimi hazırlamaya gideyim malum çok kalacağız."dediğinde İnci hanım deli kızına gülümserken başını salladı.
"De get keça dine(deli kız). Zaten Zerya' da yengenle gitmiş bir süre ikimiz Mardine gidekte bakalım dayınlar nasılmış." Diye söylerken kendiside odasına hazırlanmaya gitmişti.
Aleyna odasına girer girmez dolaptan kıyafetlerini çıkarıp,özenle valizene katlayıp koyarken yüzündeki tebbesüm silinmemişti hâlâ. Genç kız Mardin sevdalısıydı. Her ne kadar Urfayı,memleketini seviyor olsa bile Mardin kadar kalbine taht kuramamıştı.Belki çocukluğundan beri Mardin'e kuzenlerinin yanına hep gidip gelmesi bu kadar alıştırıp sevdirmişti kendisini. Valizini özenle hazırlarken bir yanında tuhaf bir şeyler hissediyordu.
Hem gideceği için çok mutluydu hemde içinde anlamlandıramadığı bir his vardı. Hayırlısı deyip üzerindeki elbisesine aynadan bakıp değiştirme gereği duymadan masanın üzerindeki işlemeli tarağıyla saçlarını tararken diline dolanan türküyüde mırıldanıyordu. Daha sonra dayanamayıp elindeki yazmayla kendi kendine halay çekip türküsüne devam etti.Hatta bir ara zılgıtı da basarken annesi yan odadan ne oluyor deyip odaya girip deli kızının tek başına halay çekmesini görmesiyle başını sallayarak gülmüştü.Aleyna annesinin kolundan tutup birlikte halayını çekmeye devam etti.
(medyadaki şarkıyı açınız)
Mardin kapı şen olur
Le le le le le le le canım
Dibi değirmen olur
Buralarda yar seven
Mutlaka verem olur
Le le le le le le le canım
Ah hanım sen hanım hey
Sormisen hiç halım hey
Göğsüme vura vura
Çürüttüm sol yanım hey
Le le le le le le le canım
Dağ kapısı taşlıdır
Le le le le le le le canım
Yarim kara kaşlıdır
Ben yarimi tanırım
Kıvır kıvır saçlıdır
Le le le le le le le canım
Ah xanım sen xanım hey
Sormisen hiç halım hey
Göğsüme vura vura
Çürüttüm sol yanım hey
Le le le le le le le canım
Urfa kapı ballıdır
Le le le le le le le canım
Yarim karadağlıdır
Ben yarime kıyamam
Yarim küçük çağlıdır
Le le le le le le le canım
Ah xanım sen xanım hey
Sormisen hiç halım hey
Göğsüme vura vura
Çürüttüm sol yanım hey
Le le le le le le le canım
Mardin'in kendisine yeni bir hayat kuracağını bilmeden neşeyle halay çekiyordu genç kız.
&&&&
Sonunda hazırlanan genç kız annesiyle birlikte yola koyulmuş yaklaşık 3 saat içinde Mardin'e varmışlardı. Genç kız Hozan konağının önünde durduklarında annesiyle birlikte konağın kapısının açıp adımlarını attıkları an Aleyna şen sesiyle cıvıldadı.
"Ben geldimm.."
Avluda ayakta dikilen ev ahalisiyle yüzünde gülümsemesi hâlen devam eden genç kız annesinin kolundan tutup devam etti.
"Daye görüyorsun kızını kapılarda bekliyorlar. Kırmızı halım nerde?"diye sorarken Awşin dahil avludaki herkes genç kıza şaşkınca bakıyorlardı.
Aleyna nerden çıkmıştı?
Genç kız avludaki ahalide gözlerini gezdirirken gördüğü yabancı suratle yüzündeki gülümsemesi silindi.
"Bu kız kim?"diye sorarken kendisine yazılan kaderi bilmiyordu.
&&&
Kızlarla Awşinin odasında oturup meseleyi anlayan Aleyna şaşıp kalmıştı.
Azad ağabeyi kız mı kaçırmıştı?
Genç kız içinde oluşan huzursuzlukla yerinden içindeki tuhaflıkla kıpırdanıp duruyordu. Yerinde dalgınca oturmuş düşünurken kuzeninin sesiyle başını çevirdi.
"Güzelim niye en baştan demedin? Bir hal çaresini bulurduk. Şimdi abin çoktan peşinize takılmıştır."
"Awşin abim beni zorla istemediğim birini verdi. Ve o adam sapığın önde gideni bana zorla dokunmaya çalışıyor ve onla evlenmezssem kardeşim Şevine dokunacağını söyledi...bende korktum. Şevin daha 15 yaşında o sapık her şeyi yapabilirdi."dediğinde ağzından bir hıçkırık kopmuştu.
Şilanın söylediklerinden sonra Aleynanın boğazına koca bir yumruk oturmuş gibi yutkunmakta zorlandı. Nasıl bir şerefsizdi ki bu?
"Abimlerle konuşabilirdin Şilan! Onlar sana yardım ederdi. Hazar abim asla müsade etmezdi bu evliliğine hele Abinin Ciwan ağabeyimden ne kadar korktuğunu biliyoruz."diye söze atılan Baweşin yengesiyle kaşlarını çattı.
Ciwan abisinden korkan biri mi vardı? Diye gülmeden edemedi. Nedense o adamın adını dahi duyunca midesi bulanıyordu.
"Hiç bir sey düşünemedim sadece Şevin ve Azad için bu evliligi kabul ettim Baweşin...bunu yapmaktan başka çarem yoktu."
Şilanın çaresiz sesiyle Aleyna odadaki kızlara bakıp dolan gözlerini silip derin bir nefes alirken dudaklarını araladı.
"Tamam artık olan oldu. Birazdan aşirette gelir Ardıl ağabey insAllah halledecek." Bunu derken bile kendisi kan dökülmeden çözüme nasıl ulaşacaklarını bilemiyordu.
Avluda oturan aşiret ağaları kaçan iki gencimiz için iki taraftanda kan dökülmemesi için çözüm arıyorlardı. Aşiret ağalarından biri bariton sesiyle konuşmasıyla avludaki adamlar o tarafa baktılar.
"O zaman kız aldıysanız kız isteriz,berdele bedeldir!"
Yaşlı adamın dediğiyle Demhad aşiretinin büyük oğlu Ciwan Ağa olduğu yerde sersemlenirken Şilanın abisi olan teyze oğlu kuzenini düşündü.Kumamı gelecekti kuzeninin çok sevdiği kadının üstüne!Buna ne kadar merhametsiz olsada izin veremezdi.
Kuma hor görülüp,bir kadının dirilişi iken diger bir kadının yıkılışıydı!Ardıl Aga derin bir nefes alırken Ciwan Ağanın ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalıştı.
"Böyle birşey olamaz! Şilanın ağabeyi evlidir!"diyen Ciwanla, Hazar dişlerini sıkarak ağalara bakıp devam etti.
"Evin tek kızı Awşinin benimle sözlü olduğunu unuttunuz galiba ağalar!"
Hawar Ağa sinirle ayağa kalkıp eliyle bastonunu yere vurdu.
"İşi gittikçe zorlaştırıyorsunuz,kaçtıkları zaman ailelerini gözden çıkardılar zaten konuşmak size düşmez!"
Orta yaşlardaki aralarında en vicdanlı aşiret Ağalarından biri ayaga kalkıp konuştu,son hüküm belliydi!
"Hükmün ikinci seçeneği bellidir;Berdel! Hozanların tek kızı sözlü ve Hozanlara kaçan kızın tek abiside evli olduğu için her iki taraftada ailenin bekar bireyleriyle berdel olacaktır!"
Demesiyle herkes bir süre sessiz kalıp olayı çözmeye çalışıyordu. Hozan ailesinin bekar kızları Rana, Aleyna ve Dilba vardı. Şuan ise evde Aleyna ve Rana vardı. Diğer tarafta ise bekar olan tek kişi Ciwan ağaydı.
Hawar ağa başını sallayıp son kez hükmünü verdi.
"O vakit Ciwan Ağaya uygun bir kız seçilecektir."
Ciwan Ağa teyze kızı için susarken,Ardıl Aga kardeşi Azad için susuyordu.Kendi ailesinde kaç bekar kız vardıki Rana Aleyna ve Şırnaktaki amca kızı dilba sadece!
&&&
Aleyna yerinde duramıyor ağlayan Şilanla daha çok perişan oluyordu genç kız.
Genç kız bagırışma seslerini merak edip odadan çıkacakken yengesinin uyarısıyla durdu.
"Aleyna dur Ardılın gazabına ugramanı istemiyorum."
Genç kızın duygusallık yönü ağır basarken gözlerinden akan yaşa,ağzından çıkan hıçkırıga engel olamıyordu.
"Ama yenge Şilan perişan olmuşken Azad Ağabeyim ne haldedir ben duramıyorun."
Baweşın genç kızın dediğiyle vicdanından vurulmuşken birşey diyemeden genç kızın gitmesine izin verdi.Aleyna üzerindeki beyaz tenine yakışan dizinin hafif altında biten kırmızı elbiseyle yavaş yavaş ilerlerken orta kilodaki bedeni şuanda kendini taşıyamıyordu.Genç kız hafif beline uzanan orta kahvemsi kendiliğinden düz olan saçlarını eliyle geriye atıp derin bir nefes aldı.
Avluyu gösteren balkona gelip ela gözlerini dikkatle avluda gezindirdi.
Genç kızın ideal boyu,orta kilodaki fiziği,beyaz tenine yakışan beline kadar uzanan orta kahverengi saçları,yüzünün prüzsüz oluşuyla ideal burnu,küçük ama bir okadar da hafif dolgun dudakları,kalın kaşları, kaşlarına degen ideal uzunluktaki kirpikleri ela gözlerine renk katıyordu.
Güneşe çıkınca beliren ela gözleri şimdide bir erkege sunulurcasına ortaya çıkmıştı.Genç kızın kızaran gözleri ağladığını belli ederken sadece konuşulanları dinlemeye devam etti.
Ciwan Ağa başını dua edercesine kaldırdığında balkondaki gözleri elanın en güzel yeşil tonunu alan kızla duraksadı.
Genç kızın yüzüne bakarken nasıl böyle bir büyüden kurtulacağını düşündü.
Genç kız Aleyna ise kendine bakan Ciwan Agayı fark ettiğinde tepkisizcene geri çekildi.Bu adam hangi yüzle bakabiliyordu?
Ciwan Ağa giden kızla şaşırdı her kız cazibesine tutulup bakışmaya çalışırken bu kız geri çekilmişti.Düşüncelerinden çıkan genç adam verilen kararla ağzını açamamış olduğu yerde konuşulanlara saygı duymaya çalışmıştı çünkü öyle yada böyle evlenecekti.
Aleyna odaya giren Yade piruz,hâlası ve annesiyle kızlara aşağıdaki meseleyi anlatırken Aleyna dudaklarını ısırdı.
Berdel mi olacaktı?
&&&&
Avluya getirilen Rana ve Aleynayla Ciwan ağa seçim yapması için bekliyorlardı. Rana sevdiği adamın abisiyle evlenecek olma düşüncesi midesini bulandırırken Aleyna çatık kaşlarla adama bakıyordu. Bu adamdan nefret ediyor ne zaman görse bir kaşık suda boğası geliyordu. Az önce babasınında olanları duyup hemen Mardine gelmesiyle aileler uzunca konuşmuş tartışmış canın alınmaması için bir can vermeyi kabul etmiş bekliyorlardı.
Ardıl ağa bu durumdan hoşnutsuz gibi elini yumruk yapmış dişlerini sıkarak Azada bakıyor 'bunun sorumlusu sensin bak göre kızları ne hale getirdin 'diye.
Aşiret ağalarından biri ayağa kalkıp Ciwan ağaya bakarak bariton sesiyle konuştu.
"Ciwan ağa evleneceğin kızı seçtin mi?"diye sormasıyla kaşlarını çattı.
Karşılarında duran iki kızda şüphesiz çok güzellerdi. Lakin genç adam gözüne takıldığı kızda gözlerini alamıyor kendisine öfkeyle dik duran kızla dudaklarından bundan sonra hayatını değistirecek kelimeler döküldü.
"Evet ağalar seçtim."elini karşısındaki kıza götürüp sert bir tonda konuştu.
"Bu kız!"
Nefesler kesildi...
Dünya genç kızın etrafında durdu!
Sessizlik koca bir asıra esir oldu.
Genç kız adamın ne dedigini anlamaya çalışırken titremeye başladı.
Titremesini,güçsüzlüğünü belli etmemeliydi!
Dimdik durmalı bu dünyanın kaç bucak olduğunu göstermeliydi!
Kendine gelen genç kız başını dimdik tutarak kendinden emin adımlarla merdivenlerden çıkmaya başladı.
Annesi,ailesi aşağıda yıkılmışken kendisi dimdik duruyordu.
Ciwan Aga derin bir nefes vererek aldığı kararın kendileri için kötü olduğunu bilsede başkaları için iyi olacağını biliyordu.
Aleynayı seçme sebebi çok basitti klasik berdele kurban gidecek olan bir kız!
Hayır berdel kadar kararlı bir genç kız!
Genç adam karşısında duran Ardıl Ağadan gelen tepkiyi durup dinledi.
"Başka kız yokmudur Ciwan Ağa !"
"Seçeneğe gerek yok kendime uygun gördüm!Bir sorunmu vardır Ardıl Ağa Azad Ağa kızı kaçırırken olacakları seçtimi?"
Ardıl Ağa öfkeden yerinde duramazken Aleyna odaya girmiş kapıyı kilitledigi gibi dolaşmaya başlamıştı.
"Neden ben ya?"
"Allahım ben nasıl yapıcam nefret ettiğim adamla!"
"Ben ailemin karşısında nasıl dik durucam?"
Çalan kapıyla irkilen genç kız kimin geldiğini anlamıştı.Derin bir nefes alarak kapıya doğru ilerleyip kapıyı yavaşcana açtı.
"Annem?"
"Kızım?"
Annesinin gözünden akan yaşlarla sarıldı annesine.Orta yaşlardaki kadın bu haberle on yaş daha yaşlanmıştı.
"Annem ağlama ?"
Orta yaşlardaki kadın geriye çekilirken arkadan gelen yaşlı kadınla derin nefes aldı.
Karar vermeliydi!
"Kabul ediyorum."
İşte şimdi genç kız için yeni bir sayfa açılıyordu!
Bölüm sonu....
Fikirleri alayım?
Baweşin'i okuyanlar burdaki bazı sahneleri tekrar okumak zorunda kalabilir çünkü öyle olması gerekiyor kitabın temelini yazmam gerekti.
Evet Baweşin
Ahiyan
Ve Zindan kitaplarıma bakmayı unutmayınız lütfen ??