Savaş, aracı sert bir şekilde frenlediğinde Nil öne doğru savruldu. Hızla arkasına yaslandı ve Savaş ’a öfkeyle baktı. "Bu nasıl sürüş böyle? Boynumu kırıyordun!" Savaş içini çekerek direksiyonu bıraktı. "Boynun sağlam. Hadi in." Nil camdan dışarı baktı ve yüzü buruştu. Karşısındaki sade, gri binaları, askerlerin sert ve disiplinli yürüyüşünü gördüğünde suratını astı. "Ben burada kalamam! Jakuzi bile yoktur!" Gül gözlerini devirdi. "Jakuzi mi? Sen gerçekten burayı beş yıldızlı otel mi sandın?" Nil kollarını göğsünde birleştirip arkasına yaslandı. "Evet. Öyle bir şey umuyordum." Savaş öfkeyle baktı. " Yürü büyükelçinin prensesi. Öncelik güvenlik. " Nil, etrafına bakınıp burun kıvırarak ağır adımlarla indi. “Gerçekten mi? Gri binalar, sert suratlar, taş gibi bir zemin… Burada mı k

