Ofisimdeki sessizlik boğazıma düğümlenmişti. Başımı ellerimin arasına alıp derin derin nefesler aldım. Göğsüm sıkışıyordu, zihnimde yankılanan düşünceler adeta etrafımda dönüp duran bir fırtına gibiydi. Tüm sürüyle olan zihinsel bağımı bir çırpıda kestim. Artık kimsenin içime sızmasını, ne düşündüğümü ya da ne hissettiğimi anlamasını istemiyordum. Bu gece, yalnız kalmalıydım. “Kahretsin…” dedim sessizce. Ardından bir tane daha… “Kahretsin!” İçimden kopan öfke dalgası bedenime yayıldı. Yumruklarımı sıktım. Bu olanlar şaka mıydı? Ay Tanrıçası gerçekten benimle dalga mı geçiyordu? Cidden bana bir insan mı eş vermişti? Bir insan! Gözlerimi kapattım, alnımdan akan teri hissettim. Delirmek üzereydim. Bu yükün altından nasıl kalkacağımı bilmiyordum. Bir anda ayağa fırladım. Ofisimde bir ileri

