Akşam annem ve üvey babam Fredy ile sohbet edip kaynaştıktan sonra odama çekilip, bugün yaşadığım şeyi düşünmeye başladım. Üvey kardeşim ile bir anda yaşadığım bu sert ve haz dolu deneyimin yanlış olduğu düşüncesine kapıldım. Bir anlık haz ile yaşadığım bu olayı bir daha yaşamamaya karar verdikten sonra, yarın gideceğim iş görüşmesi için hazırlıklarımı yapıpı uyudum. Sabah uyandığımda karşımda Nick bekliyordu, birden karşımda görünce korktum ama aklıma bugün görüşmeye beni Nickin götüreceği geldiği için
-Birazdan hazırlanıp geliyorum.
Nick:-Acele et! Akşama kadar seni bekleyemem.
-Emredersiniz efendim!
Nick:-Bu tavır ne böyle, dalgamı geçiyorsun benimle.
-Sen benimle dalga mı geçiyorsun, bu emrivaki tavrın ne? Kölen değilim ben senin sadece üvey kardeşinim.
Nick:- Dün pek öyle görünmüyordun.
-Sadece tek seferlik bir olaydı ve bir daha tekrarlanmayacak ukala şey.
Nick:- Ben çıkıyorum. Kendi işini kendin hallet. Sinirli bir şekilde hızlıca odamdan çıkıp gitti. Neden bana karşı böyle olduğunu anlamadım. Onun sert tavrı ne kadar hoşuma gitsede ipleri bir anda eline vermek, beni kolay lokma olarak gösterir en iyisini yaptım. Üzerimi giyindikten sonra iş görüşmesi için evden çıktım. Sokağın başındaki taksi durağına doğru yürümeye başladım. Güzel bir mahallede oturuyorduk, sessiz sakin. Boş bir taksi bulduktan sonra, iş yerime doğru gitmeye başladık. Taksici bana buralarda seni ilk defa görüyorum gibi sorular sorarak benimle sohbet etmeye çalıştı. 40 yaşlarında olan mavi gözlü yakışıklı bir bey. Ama bugün kendimi işime odaklamam gerektiği için içimde başka bir duygu yoktu sadece sohbet ettik o kadar. İş yerime geldiğimizde kolumdaki saate baktım ve pek zamanımın kalmadığını görünce hafif koşar adım ile görüşme yapacağım odaya doğru Nicol'ün yanına geçtim. Odaya girip beklemeye başladım. Bir süre sonra odaya elinde telefon ile bir şeylerle meşgul gibi görünen bir adam girdi. Bana bakıp göz kırptı -Hoşgeldin sen Eliza olmalısın. Ben:- Evet doğru bildiniz, sizde Nicol değil mi? Evet diyerek kafasını salladı. Karşıma geçip bana iş ile ilgili uzun uzun bilgiler verdikten sonra yarın gelip başlayabileceğimi söyledi. Çok sıradan bir görüşme olmuştu, bana verdiği evrakları alıp birşeyler içmek için yakınlarda güzel bir mekan olup olmadığını sordum kendisine. Bana istersen birlikte gidebiliriz, bende bişeyler içmek istiyordum sana eşlik etmiş olurum ne dersin. Onun bu hoş teklifini geri çevirmek doğru olmazdı o yüzden kabul edip onunla birlikte yakınlarda bulunan küçük bir yere gidip içeceklerimizi söyleyip, havadan sudan sohbetler etmeye başladık. Sohbeti güzel birisiydi Nickol. İçeceklerimizi içtikten sonra beni evime bırakmayı teklif etti ve bende kabul edip onun arabası ile eve doğru yol almaya başladık. Bende güzel bir etki bırakmıştı. Evin önüne gelirken Nickin orada olduğunu gördüm. Nickol ile bana doğru baktığını görünce nedense onu kıskandırma hissi uyandı içimde ve birden Nickol'ün dudağından öpüp tekrar görüşmek üzere diyerek arabadan indim. Aman tanrım ne yaptım ben. Geri dönüşü olmayan bir hamle lanet olsun. Fredy o halimizi görünce arkasını dönüp eve girdi. Bende bir süre sonra eve girip odama çekildim. O gece fredy'nin odasından çıktığını görmedim. Acaba ne hissetmişti, beni o halde görünce. Tüm bunları geçtim yarın nasıl Nickol'ün yüzüne bakacaktım bir anda adamı dudağından öpüp arabasından indim daha tanışalı 1 saat bile olmamıştı aksine aynı yerde çalışacağım iş arkadaşımdı. Tüm gece bunları düşünürken uyuyakaldım. Sabah korna sesi ile yatağımdan fırladım, pencereye doğru yöneldiğimde ise Nickol'ün arabasını görünce. Lanet olsun al işte adama bir anda heves verdin olacağı buydu. Kapım sertçe açıldı ve içeriye Fredy girdi sinirli bir şekilde: - Sevgiline söyle bir daha kornaya basarsa, o kornaya basacak bir eli olmayacak. Diyip tehtitkar bir şekilde odadan çıktı. Ne kadar da güzel bir güne başladım öyle. Üzerimi giyindikten sonra Nickol'ün arabasına doğru gittim, arabaya bindiğimde Nickol dudağıma bir öpücük kondurup arabayı çalıştırdı. Dün yaptığım şeyden sonra bu kadar cesaretlenmesi normal ama istediğim bu değildi. İş yerine doğru giderken Nickol elini arada bacağıma atıp hafif hafif sıkıp bırakıyordu, bir karşılık vermediğim için pek ileri gidemedi. Bu olaya bir dur demek lazım daha fazla ümit verirsem güzel şeyler olmayacak sanırım. İş yerimize gelip kendi odalarımıza çekildik, yoğun bir iş temposuna alışkın olduğum için kendimi işe kaptırdım ve öğle molasının geldiğinin farkına varmamışım. Nickol odaya girdiğinde etrafıma baktım, kimsecikler kalmamıştı, tüm çalışanlar öğle arasına gitmişti. Nickol yanıma gelip dudağıma yapıştı birden, ellerini kalçalarıma atıp okşamaya başladı, istemediğimi belli etmek için ne kadar onu ittirsemde güçlü olduğu için pek işe yaramadı. Tüm vücudumda elini gezdirdikten sonra beni çevirip masaya yatırdı, arkam ona dönük bir şekilde bekliyordum, bir yandan korkuyor ve istemiyordum. Çığlık atmaya başladığımda bunu sen istedin hadi ama diyerek ağzımı kapattı ve eteğimi yukarıya kaldırıp aletini içime soktu. Eliyle ağzımı ve burnumu öyle bir kapatmıştı ki nefes alamıyor öylece bekliyordum, hissettiğim acıyı tarif edemem. Bir süre sonra gözlerim kararmaya başladı ve o anda bayılıp gitmişim... Pislik bir oro*pu çocuğu ile nasıl böyle bir yakınlık kurabildim. Sırf Fredy'i kıskandırmak için düştüğüm duruma bak tecavüzcü bir adama teslim ettim kendimi...