Dünyanın bütün sabahları, cam bir fanusta özenle sakladığı anıları, oyuk olan yerleri, aldığı havayla yanan boşlukları, hatta göğe açılan sağ ve sol eli şahitti ki; daha önce hiç tatmadığı ve tatmayacağına tüm samimiyetiyle inandığı duygularının peşinden sürükleniyordu. O akşam Aras Özgür'le buluşmalarının her anını capcanlı haliyle gözünün önüne getirebiliyor, kendine güzel bir yer edinen anın diğerlerinin arasında taze bir şekilde parıldadığını biliyordu. Fakat aynı şekilde küçük, hain bir kurt didikleyip duruyordu Ahu'yu. Saatlerce vakit geçirdikleri mekândan ayrılmadan evvel Aras'ı arayan Çiçek ismindeki kişinin kim olduğunu, daha doğrusu adamın neyi olduğunu, hayatında nasıl bir yer kapladığını öğrenmeyi arzu ediyordu. Öğrense ne olacaktı orasını da bilemiyordu ama o gün Aras'ın bakı

