inkar

1096 Words
ALFA'DAN Dün betamın yani sağ kolumun ikinci komutanımın eşinin durumunu görmek için üniversiteye gitmiştim. Betam eşi MERVE HOCA ile yaklaşık 10 gün önce tanışmıştı ve onu hemen işaretlemisti ki bu durum çok fazla sorun a yol açıyordu. Merve hoca bir kurt adam tarafından isaretlediği için kurt adam oluyordu bu süreç çok sancılı zor bir süreçti. Kaldı ki bu süreçte dikkatli olunması çok gerekli aksi halde betamın eşinin ölümüne neden olabilir. Bunun olması demek benimde betamı ve en yakın dostumu kaybetmem demek bunun olmasını asla istemem. Bu eş olayı bize AY tanrıçasının bir lütfü yada laneti. Genelde lütuf diyor ama benim başıma gelen tam bir lanetti. Salak betam eşinin bulur bulmaz direk isaretlediği için MERVE HOCA nın bedeni değişiyor ve ağrıları oluyordu. Onu Sürü evinde kalması ve bir süre sürü doktorunun gözetimi altında olması için ikna etmeye çalıştık ama katır inadı çıktı sevgili hocamızda. Gerçi betamın eşinden de daha azı beklenemezdi. Geçiş sürecinde kendini nasıl kontrol ediyor nasıl ilerliyor diye takip etmek te bana düşmüştü. Çünkü sevgili betam diyer sürelerin betaları ile toplantı yapmak zorundaydı ve bu toplantı baya uzun olacak gibi görünüyordu. Yoksa bir alfa olarak asla buraya gelmezdim. Yinede gelmeye bilirdim sürü doktorunu falan göndere bilirdim ama betam benim için çok değerliydi. Çocukluktan beri arkadaştık. Her zaman yanımda olup arkamı kollardı. Tabikide bende onun bu dünyada ondan başka güvendiğim kimse yoktu. Neyse en azından betam eşini bulmuş ölene kadar kalbini yalnızca ona vereceği hayat arkadaşı ile mutluydu. Biz kurt adamlarda böyleydi eşimiz dünya üzerinde tek bir tane oluyor ve onu gördüğümüz anda ilahi bir güçle birbirimize bağlanırdık. Bu ilahi güç ikisinden biri bu dünyadan göçüp giderken bile kopmazdı. Eşi ölen bir kurtadam ya 1 hafta içinde kendide ölür. Yada vahşileşererk akıl sağlığını kaybedip tüm benliğini kurt tarafına teslim edip haydut oluyordu. Bizim doğamızda buydu işte. Ama genelde eşler aynı türden olurdu. Çok nadiren Vampir , ve siren de çıkabiliyor. Ama dediğim gibi bu olay çok nadiren oluyor ve şimdi yaklaşık bir asır dan sonra ilk defa bir insan bizim türümüzden biri ile eşleşiyordu. Okulun kapısına yaklaştığım da burnuma bahar çiçeklerinin kokusu dolmaya başladı. Normal gibi gelebilir ama bu mevsimde bahar kokusu garipti. Bunu kafama takmadan yoluma devam ettim. Merve hoca yavaş yavaş bir kurt adam a dönüştüğü için herkesin içinde onun kokusunu bulmak çok kolay bir işti. Okulun koridorunda yürürken Merve hocanın kokusunu almaya çalışıyordum ama yine o bahar kokusu dönüyordu ciğerlerime. Kafamı sağ sol a sallayıp Merve ye odaklanması çalıştım bir kaç adım daha atınca o bahar kokusunu göğsümde hissettim. Bana çarpan kız yavaşça gözlerini benim gözlerime dikti o an dünya durdu sanki "EŞİM " sesim istemsizce hırıltılı çıkmıştı. Kız özür dilerim diyerek benden uzaklaşırken kala kaldım olduğum yerde. Kafamı toparlamaya çalışıyorum az önce eşimle karşılanmıştım. Ay tanrıçasının bana hediyesi ile şuan da çok mutlu olmam gerekiyordu. Ama o bir insandı bu herseyi değiştirir. Bu bu olamaz benim eşim bir insan olamaz. Buraya neden geldiğimi bile unutup hızla arkamı dönüp geldiğim yolu geri dönmeye başladım. Kurt um bu durumdan hiç memnun değildi. Kafamın içinde uyuyup duruyor beni eşimizin peşinden gitmek için zorluyor. "Gerzek herif nereye gidiyorsun eşimiz, evimizin peşinden gitmeliyiz Alooo kime diyorum dinlesene beni piç kurusu eşimiz o tarafta değil kime diyorum" kafamın içinde bağırıp çağırıyor. "Kes sesini pire torbası hiç bir şey bildigin yok " ben bunu söyler söylemez duruldu. Sinirli bir şekilde"soyle bakalım neymiş bilmediğim"dedi. "O o bir insan olamaz benim gibi bir alfanın eşi zayıf cılız bir insan olamaz o bizim lunamız olamaz anlıyormusun. -Ne olmuş insansa bizim eşimiz o ona ihtiyacımız var. "Hayır dedim gülerek ona ihtiyacımız yok. Neler yaşadığımızı unuttunmu onu reddedicem istemiyorum diye bağırdım. Sonun da kesti sesini yaşlı pire torbası kendini köşeye çekip huzursuzluk homurdandığını hala duyuyordum. Tekrar yeter diye bağırdım kafamın içinden bunların hiç biri olmadı anladınmı beni. Her zaman ki gibi yaşamımıza devam edicez dedim. -Sen öyle zannet alfa züppesi dedi. Bunun dili fazla uzadı diye geçirdim içimden. -Seni duydum" dedi. Ay çok umursadığım bende seni götüm dedim. Hızlı adımlarla Maserati Ghibli model arabamın yanına geldim. Araca binip hızla sürü evine sürmeye başladım. Normal de 3 saat süren yolu 1 saatte gelmiştim sürü evinin girişine arabamı park edip hızla üst kattaki ofisime çıktım. Bir yandan da ay tanrıçasına lanet ediyor bir taraftan yürüyordum. Kancık tanrıça s..km böyle işi ta a..mk bu nasıl olur lan nasıl bir insan eşim olur. Bunu kabul edemem. Kendimi ofisime atıp büyük meşe masamın arkasına geçip oflayıp yerime oturdum. Sinirden başım çatlayacak kadar ağrımaya başladı. Kafamı dağıtmalıydım burda kalırsam her an bir sınır krizi geçire bilirdim. Oturamıyorum sinirle ofisin içinde bir ileri bir geri volta atıp durdum bir süre. Derin nefesler alıp mini bar a doğru ilerledim dolaptan The Macallan alıp bardağa falan koymadan direk kafama dikledim. Bir kaç yudum içtikten sonra nefes almak için şişeyi indirdim. Derin bir nefes aldıktan sonra tekrar şişeyi kafama dikledim. Şişe de ki viski bitene kadar aralıksız içtim. Bitincede boş şişeyi ofisin diğer ucuna fırlattım. Ofisteki meşe masam a göre daha küçük olan cam masaya denk geldi. Büyük bir gürültü ile kırılan cam masanın parçaları etrafa savruldu. Lanet olsun lanet olsun!!! O...r...p tanrıça o eşi al bir yerine sk istediğin olmayacak o insanı benim eşim yapmayacağım diyerek bağırdım. Bağırmanın verdiği yorgunlukla bir kaç dakika hareketsiz bekledim. Buradan çıkıp biraz hava almalıyım dedim kendi kendime. Dışarı çıkmak için kapıyı açtığım anda betam ile burun buruna geldik. Dostum hayırdır ne oluyor burda ? Diyerek odaya ofise daldı. Kırılan masaya bakarak neler oluyor. Yüzün de dehşet verici bir ifade vardı neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Derin bir nefes alarak anlatmaya başlayacaktım ki aklıma bu gün neden üniversiteye gittiğim geldi. Betama arkamı dönerek sinirle burnumun üstünü sıktım " sen Merve hoca ile konuştun mu " durumu nasıl sordunmu ? Yüzüne aptal bir ifade takınarak. Ne diyosun kardeşim bu gün onun nasıl olduğunu görmeye sen gidecektin ya. Yoksa Merveye birsey mi oldu ? diye sordu. Hızla kafamı salladım "Hayır hayır ona birsey olmadı galiba bilmiyorum çünkü onu göremedim dedim. -Neden diye sordu. -Çünkü dedim çünkü onu gördüm kahretsin s..km böyle işi diye tekrar sövmeye başladığımda ise betam bana sanki kafayı yemişim gibi bakmaya başladı. Haklı amk haklı öyle bakmakta neler olduğunu bilmiyor ki. Bu gün olanları ona anlatmak için önce Derin bir nefes aldım. Karşılıklı koltukları göstererek oturmasını istedim. Beni tekrar ettirmeden direk oturup merakla gözüme bakmaya başladı. Öhöm önce boğazımı temizledim çünkü anlatacaklarım benim için kolay değildi. Kardeşim diyerek söze başladım ben bu gün üniversiteye Merve hocayı görmeye gitmiştim. Ama hiç beklenmeyen birşey oldu. Bu sözü söylemek benim için çok zordu bunu soyleyecegime keşke boğazıma kızgın Demir sokaklar dı. BEN BEN ONU GÖRDÜM dedim. -Kimi gördün alfa söylesene -Ben ben EŞİMİ gördüm dediğim anda gözleri yuvasından fırlayacak gibi baktı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD