ROJDA “Sen mesele sadece benzerlik mi sanıyorsun?” dedi sonra. “O kadar basit değil.” Dudaklarımı ısırdım. “Benziyor demek mi bu?” “Aynı bak köpüğü saç rengi, aynı ela gözler… Sorduğun buysa.” “Peki ona ne oldu?” Berfin’in yüzü gölgelendi. “O kısmı…” dedi ağır ağır, “…bu evde doğru düzgün kimse bilmiyor.” “Kim biliyor?” diye bastırdım. “Bir kişi olmalı.” Bakışları bir an durulup sertleşti. “Abim.” Bu cevabı bekliyordum ama duymak başka bir şeydi. İçime bir şey çöktü. “Konaktaki geri kalan herkes,” diye devam etti, “Dedikoduları biliyor. Yarım yamalak parçalar, çarpıtılmış hikayeler… Ama olanları baştan sona bilen bir kişi var, o da Aslan. Ben bile tam bilmiyorum.” “Burada mı yaşıyordu?” dedim. Başını salladı. “Burada. Önce yardım için getirdi abim onu bu eve. Kimsesizdi, sa

