2.BÖLÜM

1639 Words
Araba Londra'nın lüks sokaklarında ilerleyip,son derece güzel ve ihtişamlı bir evin önünde durdu.Burayı satın alalı çok olmamıştı.Babası Fernando aslen bir İngilizdi ve İngiltere de kendine ait bir kalesi vardı.Kale oldukça uzak olduğu için Londra dan bir ev almak en mantıklısı olmuştu. James eğitimini Londra da yaptığı için bu şehri çok iyi biliyordu.Yirmi üç yaşını yeni bitirmişti.Okulda gördüğü matematik ve muhasebe eğitimleri sayesinde babasının ona verdiği parayı akıllıca kullanmayı başarmış,kendine küçük çapta bir nakliye şirketi kurmuştu.Ülkeler arası kargo taşımacılığı işinde bir hayli iyiydi..Ayrıca İrlanda da bulunan gemisi bir hayli kâr getirmiş,bu sayede denizle taşımacılıkta başarılı olmuştu.Babasına bağımlı olmadan hayatını sürdürebiliyordu. İki adam eve doğru ilerlediler.Kapıyı açan uşak Nick patronunun kanlı yüzü ve gömleğini görünce endişeli yüzünü gizleyemedi. "Lordum bu ne hal!"dedi yaşlı adam üzülerek."Sizin bir baloya gittiğinizi sanıyordum.Boks müsabakasına değil." James ona aldırış etmeden evin en güzel yeri olan salona geçti.Şık döşenmiş koltuklar ve antika bir masa gayet güzel görünüyordu.Köşede bulunan bara ilerleyip,bir kadeh şarap aldı.Gerçekten sakinleşmeye ve olanları unutmaya ihtiyacı vardı.Vincent salonda bulunan geniş koltuğa oturup bacaklarını öne doğru uzattı. "Ne baloydu ama"dedi yine alaycı bir sesle gülerek."Bir Leydi yi bile öpemeden geceyi bitirdik." James ona doğru ilerleyip karşısında bulunan tekli koltuğa oturdu. "Kadınlar konusunda hiç yanılmıyorum Vincent.Hepsinin aklı havada. Evina'nın gerçek yüzünü evlenmeden görmem çok iyi oldu."diye cevap verdi James ciddi bir ifadeyle. "Aslına bakarsan kuzen bu olay olmasa da,senin onunla evleneceğini sanmıyordum.Aşık olmadığın bir kadına bağlanmak sana göre değil.Gerçi bu güne kadar aşık olduğunu da görmedim ama." "Aşk mı?Evina gibi kadınlar insanı aşktan ve bağlanmaktan soğutuyor.Planlarım arasında evlilik yok dostum...En azından yaşlanan kadar.""dedi James ciddiyetle. "Bende aynı fikirdeyim.Bekar olup her gün başka bir kadına aşk sözcükleri fısıldamak en güzeli." Vincent çapkınlığı her zaman sevmişti.James ona göre daha mütevazi bir hayat yaşarken,kuzeninin hızına yetişmek mümkün değildi. "Yarın ne yapıyoruz kuzen?Bütün günü evde oturarak geçirmeyi düşünmüyorsun değil mi?"dedi Vincent. James bir süre düşündü.Aklından geçen bir şey vardı. "Büyükannem Annelisa yı ziyarete Cromweell kalesine gitmeyi düşündüm.Onu görmeyeli baya zaman oldu.Çok yaşlandı.Belki de bir daha fırsatım olmaz." "O benimde büyükannem James...Ve haklısın gidip onu görelim.Yolculuk yapmak iyi gelebilir.Biraz kafan dağılır."dedi Vincent ziyaret önerisini destekleyerek. James odasına gidince sıcak bir banyo yaptı.Evina yı düşündükçe hala öfkeliydi ama ondan kurtulduğu için kendini huzurlu hissetti.Sabah yola çıkmak için hemen uyumaya karar verdi.Bir süre kalede takılmak,onu yoran işlerden uzaklaşmak iyi gelecekti. Vincent kahvaltıya James dan çok sonra indi.Oldum olası tembel olan adam hala uykusunu alamamış ve esniyordu. "Sabahın köründe kalkmamızın sebebi nedir kuzen?Kaleye gitmek için acele etmemiz çok saçma."dedi Vincent uykulu bir sesle. James onun aksine oldukça dinç ve diri görünüyordu.Sanki dün akşam kavga eden adam o değildi.Uykulu ve miskin bir hali yoktu.Erken kalkmak ve işinin başına koyulmak hayat felsefesi olmuştu.Ve işlerini yürütürken oldukça ciddiydi.Yanında çalışanları disiplin içinde yönetiyor,tembelliğe asla izin vermiyordu. "Yolumuz uzun Vincent.İki günlük bir yolculuk bizi bekliyor."diye cevap verdi James. "Anladım kuzen..." İki adam kahvaltılarını yapıp,yanlarına aldıkları küçük birer valizle atlarına bindiler.Yolculuğa atla gitmek iyi bir fikirdi.Böylece daha hızlı olmayı amaçladılar.James İrlanda da büyümesine rağmen İngiltere ye sık geldiği için yön bulma konusunda gayet iyiydi.Vincent İngiltere nin her yerini biliyordu.Yollarını şaşırmaları bile söz konusu değildi.Londra dan çıkıp,geniş bir ormanlık alana daldılar.Geçtikleri küçük kasabalarda karınlarını doyurmayı ihmal etmediler. Akşam olduğunda yine bir kasabanın meydanındaydılar.James konaklamak için bir han aradı.Ancak kasabada bulunan tek handa doluydu. Meydan oldukça kalabalıktı.Baharın gelişini coşku ile karşılayan halk eğleniyorlar,dans ediyor,şarkılar söylüyorlardı.Vincent meraklı gözlerle etrafı izlerken,James yatmak için yer aramaya başladı. "James...çok güzel bir eğlence var.Biraz buralarda takılalım ne dersin?"dedi Vincent sevgili kuzeninin kabul etmesini dileyerek. James çok eğlence havasında değildi ama Vincent ın istekli olduğunu görünce kısa bir süre oralarda takılmakta bir mahsur görmedi.Kasabanın meydanı çok doluydu.Etrafta koşuşturan çocuklar,ellerinde çörek satan kadınlar,bir köşede kağıt oynayan adamlar....Oldukça renkli bir akşamdı.James ve Vincent ın giyim tarzları sebebi ile onlardan olmadıkları,asil sınıfından oldukları belli oluyordu. İki adam bir süre meydanda dolaştı.Halkın eğlencelerini izlemeyi yeğlediler.Biraz ilerilerinde bulunan oldukça neşeli bir müzik sesi ilgilerini çekti.Sesin geldiği yöne doğru ilerlediler.Kalabalığın ortasında vurmalı ve telli çalgı çalan iki adam ve dans eden bir kız dikkat çekiciydi. "Bunlar çingeneler..."dedi Vincent gülerek. İki adam buldukları bir boşluktan onları net görebilmek için dans edilen alana girmeyi başardılar. Çalgıcıların yanında dans eden kız oldukça yetenekliydi.Ve güzel olduğu inkar edilemezdi.Hatta göz kamaştırıcı bir güzellikle karşılaştılar.Uzun dalgalı siyah saçları beline doğru dökülürken,kıvrak dansı ile denizin hırçın dalgaları gibi savuruluyordu.Kara ve parlak gözleri insanın içine işleyen etkileyici bakışları muhteşemdi.Üzerinde iki parçadan oluşan elbise vücudunun ne kadar muntazam ve harika olduğunu ortaya çıkarırken,açık olan göbeği teninin altın rengi bronzluğunu belli ediyordu. James daha önce bir çok çingene kızı görmüştü.Ama şuanda dans eden kız onlara hiç benzemiyordu.Genç adam onu büyük bir ilgi ve hayranlıkla izleyen erkekleri fark etti.Hepsinin kafasından geçenin ne olduğunu tahmin etti.Çingene güzeli etkileyici havası ile resmen onları büyülemişti.Kuzeni Vincent bile ağzı açık bir şekilde dans eden kızı izlerken donup kalmıştı. "Büyülenmiş gibisin kuzen.Kendine gel.."dedi James ciddi bir sesle ve bakışla. Vincent kendisine seslenen adama hiç bakmadan hayran olduğu güzelliği izlerken şaşkın bir ses tonu ile cevap verdi. "Sen büyülenmemiş olamazsın James...Baksana şu kıza...Bu kadar güzelini daha önce hiç görmemiştim."dedi Vincent. "Abartma lütfen alt tarafı bir çingene.Etrafındaki erkekleri etkisi altına almış ve bundan büyük zevk alıyor.Gerçi onun işi bu."diye cevap verdi James,kızı çok beğenmediğini belli ederek."Bu sayede bir sürü para kazanacak.Ve farkındaysan paralarını onun için dökecek bir sürü aptal var. Vincent kuzeninin fikrine katılmamakla birlikte,onun kızı beğenmemesine şaşırdı. Genç kız kendini müziğin ritmine kaptırmıştı.Belinden aşşağı dökülen kırmızı çiçekli ve oldukça bol olan eteği her hareketinde dalgalar halinde savrulurken,ortaya çıkan bacakları çok güzel görünüyordu.Belini ince bir çeviklikle kıvırırıp,elleri ve kolları ile yaptığı dans figürleri ona olan hayranlık dolu bakışları daha çok arttırdı.Müziğin ritmi attıkça izleyicilerin coşkusu da arttı.Hepsi birlikte el çırparak "Mira!Mira!Mira!"diye bağırmaya başladılar. James genç kızın buralarda tanınan biri olduğunu anladı.İlgi arttırkça Mira seyircilerin arasına doğru yürümeye başladı.Bu arada yanında bulunan çalgıcının ona doğru fırlattığı geniş şapkayı kıvrak bir hareketle yakaladı. Mira muhteşem gösterisinin bahşişini toplamak için kalabalığın içine daldı.Elinde bulunan şapkayı sıcak bir gülüşle insanlara uzatmaya başlayınca,havada uçuşan paralar şapkayı doldurdukça,Mira para veren insanlara gülümseyip,selam verirken ona dokunmaya çalışan erkeklerden korunmayı beceriyordu. James genç kızı dikkatli bir şekilde izlerken bir süre sonra yanına doğru geldiğini gördü.Mira şapkayı önce Vincent a uzattı.Vincent aceleci ve şaşkın bir tavırla elini ceplerine atıp,para arama işine koyuldu.James kuzeninin heyecandan titrediğini fark edince içinden ona güldü.Bir çingene kızının karşısında aptal gibi davranması oldukça komikti.Mira Vincent ı gülümseyerek izlerken James genç kadının onun zengin olduğunu fark ettiğinden adı gibi emindi.Bu kadar sabırla beklemesi bahşişin yüksek olduğunu düşündüğü içindi. Vincent ceplerinden para çıkmayınca birden kızardı.Ama sonra parasının valizde olduğu aklına geldi.Kendisine para vermesi için kuzenine yöneldi.James ellerini göğsünün üzerinde birleştirmiş Vincent ı alaycı bir bakışla izlerken,hayır anlamında başını iki yana salladı.Vincent yalvaran bakışları ile "Hadi ama kuzen...sadece borç...Bu hanımefendiye ayıp oluyor..."dedi gülerek Vincent"dansının hakkını vermek lazım. James ın genç kıza para vermek gibi bir niyeti yoktu.Hatta çingene kızının para almak için ısrarla beklemesi sinirlerini bozdu. "Hanımefendi mi?"dedi James alaycı bir bakış ve ciddi bir sesle."Hayatımda hanımefendi görmesem sana inanırdım kuzen.O sadece basit bir çingene o kadar.Ve benimde ona para vermeye niyetim yok." Mira parlak kara gözleri ile adamı dikkatlice tepeden tırnağa süzdü.Kendisine alaycı bir tavırla hakaret etmesi sinirlerini gerince,buz gibi bakışlarını James e yöneltti.Giyiminden ve kendini beğenmiş tavrından zengin,cimri bir adam olduğunu tahmin etmek zor değildi. "Saygılı olun bayım.Bana hakaret edemezsiniz.Şimdi paramı verin.Yoksa..."dedi genç kız iki elini de beline koyarak ciddi bir uslupla. James kızın gözlerine doğru bakıp "Yoksa ne olacak sayın çingene hanımefendi?Zorla mı alacaksınız?"dedi alaycı bir şekilde gülerek. Mira kalabalığın arasında adama bir adım mesafesi kalana kadar yaklaştı.Hızlı bir şekilde nefes alıp verirken aslında ondan alacağı parayla ilgilenmediğini biliyordu.Sadece kendisi ile dalga geçmesine fazlasıyla kızmıştı. "Evet zorla alırım..."diye cevap verdi Mira ciddi görünmeye çalışarak. James kendisine meydan okuyan kadına o kadar yaklaştı ki,harika kokusunu içine çekti.Ama umursamadı. O sırada genç kadına yaklaşmakta olan bir gurup insan yüzünden Mira nerdeyse yere düşüyordu.Gözleri yere doğru bakıp,ayakları bir anda kayınca kendini tutan bir çift kolun arasına yattığını fark etti.Az önce tartıştığı adamın kollarında arasında arkaya doğru eğilmiş,adamın üzerinde olduğunu,nefesini yüzünde hissettiğini anladı.Sanki bir dansın en güzel anını canlandırıyorlarmış gibi donup kalmışlardı. James çingene kızı düşerken yakalamıştı.Ve şimdi onu sıkıca tutuyor,üstelik nerdeyse dudakları birbirine değecek kadar üzerine eğilmiş gözlerine bakıyordu.Mira yere sırt üstü düşmemek için adamın omuzlarına sıkıca sarılırken öfkeliydi.Birbirlerinin gözlerinin içine bakıp gittiler bir süre... Ve sonra Mira hızla doğruldu.Adamı iki eliyle kendinden uzaklaştırken "Senin yardımına ihtiyacım yok zengin züphe!Paran da senin olsun aptal!"dedi sinirli bir şekilde. James onun sinirlendirdiği için gayet mutluydu.Artık para istememesi de hoşuna gitti. "Sen insanlara böyle mi teşekkür edersin.?"dedi James yine kızı aşşalayıcı bir uslupla"Hanımefendi olmadığın buradan belli." Mira biraz daha orada kalırsa adamın üzerine atlayacağını düşünmeye başladı.Eteğini elleri ile çırpıp,genç adama sert bir bakış atıp yanından hızla uzaklaştı.Meydana doğru giderken yüzünde hoş bir gülümseme vardı.Çünkü aptal adamdan intikamını almıştı.Avucunun içinde sakladığı para dolu keseye baktı.Tıpkı dediği gibi hak ettiği parayı zorla almıştı... Vincent kuzeni ile meydanı terk ederken hala konuşuyordu.James ın çingeneye para vermemesine çok sinirlenmişti. "James..bu kadar cimri olduğunu bilmiyordum...Vereceğin bir kaç metal seni fakirleştirmezdi kuzen"dedi Vincent kızarak"Üstelik kıza çok kötü davrandın. James onun söylediklerini umursar gibi değildi.İki elini pantolunun cebine sokmuş ıslık çalarak yürüyordu. "Sırf dans etti diye bir kadına para vermem Vincent...O an içimden gelmedi desem..."diye cevap verdi gülümseyerek."Ayrıca ona söylediklerimi hak etti.Hanımefendiymiş...O mu?" James alaycı uslubundan vazgeçmedi.Aklına Mira nın kollarının arasında olduğu an geldi.Hanımefendi olmadığını düşünse de,güzel olduğunu hatta çok güzel olduğunu inkar etmedi.Gözleri ve bakışları ne kadar parlaktı. Bu arada eli cebinde parasını aramaya koyuldu.Bulamayınca kaşları çatıldı ve yüzü asıldı.Aniden olduğu yerde durdu. Vincent birden bire duran kuzenine doğru meraklı bir şekilde baktı ve ne olduğunu anlamaya çalıştı. "Kuzen..Ne arıyorsun?Neden durdun?"dedi gülerek. James ın yüzü ve bakışları ateş saçıyordu.Bir şeylere kızdığı çok belliydi. "Lanet olsun!"dedi James öfkeli bir sesle bağırarak"O çingene paramı çalmış...Hem dansçı hem hırsız Buna ne dersin!" Vincent kendini tutamayıp gülmeye başladı.James ın hali gerçekten çok komikti.Çingene kızı hak ettiği parayı almayı başarmıştı. James bir anda geldiği yöne doğru geri döndü.Vincent arkasından "Nereye gidiyorsun sersem?"diye bağırdı merakla. "Para mı geri almaya Vincent ve o çingene kıza hak ettiği cezayı vermeye!"diye cevapladı James oldukça ciddi ve sinirli bir sesle.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD