Lütfen dikkat CİNSEL İÇERİKLİ SAHNELER DETAYLI ANLATILMAKTADIR... Adaletsizliğin kol gezdiği dünyaya, kadın olarak gelmek suç değildir. Asıl suç kadının yaşam alanını kısıtlayan kişiliksizlerin eylemleridir. Üstünlük taslamak için aciz görülen bedene hunharca inen darp izleri vakit geçtikçe silikleşir, ruhta oluşan katran karası izleri silikleştirmeye ise zaman bir başına yetersizdir. Nilay dünyaya gözlerini açtığından beri cinsiyeti nedeniyle, ailesinin çizdiği aşılması imkânsız sınırların esiriydi. İnsana mahsus çoğu his ve eylemden mahrum yoksundu. Yaşam sahnesinin bir kısmında genç kızın rolü, alın yazısının temsili kara gözlerinden sessizce yaş düşürmekti. Kadere sitem etmeyen sevgiden yoksun yüreği, onu hayatta hor görenlerin ettiği zulme içten içe isyankârdı. Fiziksel ve psikolojik şiddetin hat safhasıyla sindirilen Nilay’ın, nefes almaktan ibaret varlığına imkân tanınsa dile gelmeyenleri avazı çıktığı kadar haykırırdı. Zaman akıp gitti takvimde rakamlar değişti, izlerin biri kapanmadan bir diğeri eklendi, bedenen ve ruhen dayanılmaz acılarsa eksilmek yerine hep arttı. Kör cehaletin masum savunmasız kurbanı Nilay'ın hayatı, doğduğu gibi soldurulduğu bir sokak ötesinde ne olduğunu bilmediği, topraklardan sürgün edildiği şehirde yaşamdan kopmak üzereyken değişti. Genç kız pamuk ipliğiyle tutunduğu hayata, tesadüfen denk geldiği adamın sonsuz sabrı, anlayışı ve insani yaklaşımıyla demirden halatla bağlandı. Hakan'ın yürüyeceği yol haddinden fazla meşakkatliydi, zaten kendisi feleğin çemberinden geçmiş adamdı. Kolaya kaçmaz zoru başarırdı ansızın hayatına konan, ürkek kanatları koparılmış güvercini iyileştirmek için her şeyi yapardı. Görünen görünmeyen yaralarına şifa olur, mahrum bırakıldıklarına olanak sağlardı. Yeni doğan bebek misali yaşamdan bir haber enkazdan göz alıcı şaheser çıkartırdı. Bu sancılı süreçte emin ve sağlam adımlarını tökezleten, uzun zaman sonra varlığını belli eden buzullaşan kalbiydi. Yardımcı olmak için girdiği mücadele yolunda, masumiyet ve doğallığın birleşimine karşı koymak güçtü. İkisi de yaralı yarınsızdı.. Adam yaralarını görünüşü duruşuyla gizledi, kadının aleni sergilenen yaralarını gizlemeye ihtiyacı yoktu. Yaşanmışlıkların paramparça ettiği ikiliyi bütünleştirmeye yalnızca salt sevginin kudreti yeterdi. İnsani duygulardan mahzun yaralı kadına gönül vermekse yalnızca yiğide yaraşırdı...