5.Bölüm

907 Kelimeler
Serkan'ın gitmesinin ardından, kahvaltı masasında yerini alan Yaren, gözlerini Emel ve Murat'ın üzerinde gezdirerek derin bir nefes aldı. "Serkan'a kapıyı kim açtı? böyle önemli bir iş arifesinde hanginiz başıma saldı Serkan'ı?" Murat Yaren'e bakarak mahcup bir edayla konuşurken, ellerini iki yana açtı masanın üzerinde. "Ben çöp atmak için çıkmıştım, Emel rahatsız oldu diye. O sırada kapıyı aralık bıraktım, zile basıp seni rahatsız etmemek için. Kapı açık olunca kendi girmiş" Murat'ın ardından Emel açıklama yaptı. "Kim olduğunu sorduğumda, arkadaşıyım mutlaka görmem gerekiyor dedi. Mani olamadım özür dilerim" Yaren masanın üzerinden Emel'le Murat'ın ellerinin üzerine ellerine koyarak konuşmaya başladı. "Mevzu Serkan değil çocuklar, çok önemli bir işin istihbarat görevi üzerimizde. Çatışmaya girmeyecek olsak bile deşifre edecek olanlar biziz. Ve onların bizden önce ulaşmaları an meselesi, kapıdan giren Serkan olmayabilirdi. Şimdi ben bu görev için sizi zorlamayacağım, eğer istemiyoruz derseniz eyvallah derim ama, karar vermek için fazla vaktiniz yok. Bu planı sizden başka bilen şu ana kadar olmadı." Yaren sözlerini bitirir bitirmez Emel ve Murat düşünmeden birlikte olacaklarını söylediler. Yaren'le birlikte tam teşhis hat hazırlanarak evden çıktılar.. ........................... Kırılan kalp tamir olurdu belki ama, yitirilen bir kalp tekrar geri gelmezdi. Serkan ne kadar kırılmış olsada Yaren'e, biliyordu ne tamir edecek bir kişiliğe sahipti, ne de önemseyecek. Arabasına binip direksiyonuna bir yumruk atıp kendi kendine kızdı. "Oğlum aptalsın sen, tam bir aptal! Yaren'in sana alıştığını kim söyledi ki sen yanında olmak istiyorum diyorsun." Sakinleşinceye kadar bir müddet dinlendi, ardından evin on metre ötesine arabasını park ederek beklemeye başladı. Yaren sürekli işi olduğunu söylüyordu; istifa edeli bir kaç hafta olmuştu oysa ki. İşi her neyse öğrenmeye niyetliydi, Yaren şüphelenmemesi için arabasını uzaklaştırarak bir taksiyi bekletmeye başladı. Yaren'in evinin göründüğü açıda onu izlemeye başladıktan yarım saat sonra kapıda olan hareketlilik dikkatini çekti. İlk olarak görüş alanına bir kız girdi ki, Serkan tanımakta güçlük çekiyordu. Deri mini bir etek, bal köpüğü renginde yarım kollu bir tişört, ayağındaysa siyah platformlu kısa bir bot vardı. Bu giyim tarzı asla Yaren'e ait olamaz derken, gözleri yüzüne kaydı. Makyaj yapmıştı, üstelik sürdüğü kırmızı ruj Serkan'ın olduğu yerden bile belli oluyordu. Gözlerinde güneş gözlüğü bile olsa tanırdı onu. Her zaman topladığı saçlarıysa şimdi, omuzlarına bırakılmış rüzgarın etkisiyle uçuşmaya başlamıştı. Yanında bir adam ve kadınla birlikte arabaya bindiğinde, Serkan taksiye binerek mesafeyi korumasını söyledi Yanında bir adam ve kadınla birlikte arabaya bindiğinde, Serkan taksiye binerek mesafeyi korumasını söyledi. Yaren'in kendisine nutuk çektikten sonra, bu şekilde giyinerek bir yerlere gidiyor olması Serkan'ın çileden çıkmasına sebep oluyordu. Kırk beş dakikalık bir yolculuktan sonra, ıssız bir yola girdiklerinde taksici Serkan'a daha fazla gidemeyeceğini söylediğinde ücretini ödeyerek, taksiden indi. Yaya olarak yoluna devam etmesi her ne kadar zor olsada, arabanın toprak yolda bıraktığı izleri takip ederek, pes etmeden kuş uçmaz kervan geçmez yollarda yürümeye devam etti. Yaren'in böyle bir yerde ne işi olabilir diye düşünürken, ileride gördüğü karartılarla olduğu yerde duraksadı. Bir kaç adım daha atıp yolun kenarında kendisini görmeyecekleri bir yere geçti. İki kişi maskeleriyle arabada oturuyorlardı. Bu Yaren'in arabasıydı. Etrafına baktığında, yol tek geliş yolu olsada ileride ikiye ayrıldığını fark etti. Gördüğü manzara kafasını allak bullak ederken, Yaren'i arıyordu gözleri. Yaren'in başının belada olma düşüncesi bile tüylerini diken diken edip, yumruklarını sıkmasına sebep olsada, ona ihtiyacı olabileceğini düşündü. Yoksa böyle bir yerde ne işi olabilirdi ki Yaren'in. Elini cebine sokup, telefonunu aldıktan sonra her iki tarafı ağaçlık olan yoldan biraz uzaklaşıp, arkadaşını aradı. Geçirdiği ahiret sualinin ardından, arkadaşına konum atarak olduğu yere bir araba göndermesini istedi. Geldiği yolu geri dönerek, bakışlarını arabanın olduğu yere sabitlediğinde, arabanın içinde tek kişinin oluşu onun tereddüt etmesine sebep oldu. Arabaya yaklaşacak olsa, Yaren'ine bir şey olmasından korktuğu için gözleriyle onu aramaya başladı. Ama maalesef ki, arabanın içinde olmadığı gibi etrafında da yoktu. Serkan görmediği kısma doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladığında, arabanın arkasında kıpırdayan bir kaç gölge fark etti. Polisi aramayı aklından geçirecek olsa bile, henüz ortada hiç bir olay yokken polisi aramayı da mantıksız buldu. Arabanın arkasında olan karaltılar tam görüş alanına gireceği esnada, hareketlenmeler yerlerini seri hareketlere bıraktı. Arabanın yan tarafından koşarak uzaklaşmaya başlayan birisi vardı, Serkan onu tanımaya çalışırken bir kaç saniye ardından bir diğer kişi daha fırladı. Eğer gözleri onu yanıltmıyorsa önde koşan kişi Yaren'di. Arkasından koşan kişiyi tanımadı, yüzünde maske vardı. Ağaçlıkların arasına koşarak, ağaçlık yolun içinde Yaren'e yetişmek için hızla koşmaya devam etti. Amacı ona yetişerek ağaçlıkların arasına çekerek kurtarmaktı ama, maalesef yetişemedi. Koştuğu yol tarafından gelen araba Yaren'e çarparak peşinden koşan kişiyi de arabaya alıp, yolun ayrılan kısmından son gaz uzaklaştı. Nefesi kesiliyordu Serkan'ın. Yaren'i, sevdiği, onun yerine ölmeyi tercih edeceği kadını yolun ortasında kaskatı kesilmiş bir şekilde yatıyordu. Saçları bir tarafa doğru savrulmuş, bedeni ayrı tarafa doğru savrulmuştu. Olduğu yerden gözlerinden akan yaşlarla, yüreğinde ki acıyla koşmaya başladığında, Yaren'e doğru gelen arabayı fark etmedi. Yaren'e ulaşmasına az bir mesafe kala mırıldandı içten içe. "Dayan Yaren'im, sevdiğim, kurtaracağım seni." İlk defa korkuyordu Serkan, Yaren içindi tüm korkusu. Ona bir şey olsa dayanamazdı. Tamam onu sevmesindi ama, yaşasındı iyi olsundu. Başka bir şey temenni etmedi Serkan... Gözlerinin önünde Yaren'e bakarken, peş peşe duran üç arabadan inen adamlardan iki tanesi Yaren'in başına gelip, eğildiğinde Serkan hızını artırmak için, dişini sıktı. Yaren'i kucaklarına aldıklarında, Serkan ayağına takılan taşla yüz üstü kapaklanırken, bıkmadan tekrar kalktı. Arabalar giderken son arabanın önüne doğru koşmaya çalışınca, arabanın ona çarpmasıyla yolun kenarına doğru savruldu. Bedeninde hissettiği acılar bir yana, yüreğinde hissettikleri bir yanaydı. Sert taşların sırtına verdiği acılar, an be an katlanırken elini zorlukla cebine götürdü. Eliyle yokladığı yerde telefonunu bulamayınca, zorlukla nefes alıp vererek gözleriyle telefonunu aramaya çalıştı. Gözleri kendiliğinden kapanmaya başlarken dudaklarından dökülen tek kelime, Yaren'iydi...
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE