.1.

555 Kelimeler
Ulrika Odamda dışarıyı izliyordum. Kapının çalmasıyla o yöne baktım. İçeri giren işe yaramaz yardımcım Alberto'ya küçümseyici bakışlarımı göndererek "Ne var? Neden rahatsız ediyorsun beni?" diye sordum. "Efendim sizi rahatsız etmek istemezdim fakat....." "Uzatma Alberto! Çıkar ağzındaki baklayı." "Şeyy efendim..." "Söyle artık şunu!"diyerek yakasından tuttum ve kendime çektim. "Bazı kişiler Ursula'yı insanlara iksir verirken görmüşler efendim!" "Ne! Bu nasıl olur?! O küçük cadıya gününü göstermenin vakti geldi!"diyerek Alberto'nun yakasını sertçe bıraktım. "Hemen git ve gardiyanlara hazır olmalarını söyle. Gidiyoruz!"                  *** Ursula Kulübemdeki yatağımda uzanıyordum. Dışarıdan gelen seslerle hemen ayağa kalktım ve pencereye koştum. Ulrika ve adamları gelmişti. Bu kadının burada ne işi vardı? Annemin ölümünden sonra kraliçe olup eğlenceler düzenlemesi ve beni şatodan atıp bu kulübeye mahkum etmesi yetmiyormuş gibi birde beni ziyarete mi geliyordu? Zaten annemin ölümünde onun parmağı olduğunu düşünüyordum. Tanrım bu kadından kurtuluş yok muydu? Dışarı çıktım. "Ahh küçük prenses neler yapıyorsun burada? Dur tahmin edeyim. İksirler hazırlayıp büyüler yapıp gizlice insanlara yardım mı ediyorsun?" İnanamıyorum! Bunu nasıl öğrenmişti? Doğru ya o kötü kraliçe Ulrika'ydı. Şimdi ne yapacaktım ben?  "Ben sadece insanlara yardım etmek istedim. Kimseye bir zararım yok. Hem halkın bir şikayeti de yok." "Bana bak küçük cadı kraliçe benim. Halkta benim halkım. Senin onlar için iksirler veya büyüler hazırlaman yasak!" Bunu biliyordum. Ama annem için yemin etmiştim. İntikamını böyle alacaktım. Gerçekten bunu öğrenmesi çok kötü olmuştu. En kötüsü de yaptıklarım için ceza almam gerktiğiydi. "Evet tatlım cezanı buldum." Meraklı gözlerle Ulrika'ya bakmaya başladım. Umarım iyi bir ceza verirdi. "Eşyalarını topla. Dragonland'e sürgün edildin." Duyduklarım karşısında bedenim büyük bir korku ile kaplandı. "Ne! Buna hakkın yok. Hiçbir yere gitmiyorum!" diyerek hemen kulübeme girdim. Kapıyı kapatmadan önce Ulrika'nın "Yakalayın şu küçük cadıyı." dediğini duydum. Arkadaki bahçe kapısına koşarken arkamdaki giriş kapısının kırıldığını duydum. Bahçe kapısını açtım ve dışarı çıktım. Elementler ormanına koşmaya başladım. Ulrika'nın adamları önüme çıkınca ani korku ile çığlık attım ve arkamı döndüm. Etrafım sarılmıştı. Artık kaçışım yoktu. Gardiyanlar kollarımdan tutarak beni sürüklemeye başladıklarında tek yaptığım şey "Bırakın beni!!"diye bağırmak olmuştu. Ulrika'nın yanına geldiğimizde bana söylediği iki sözcük ile derin bir uykuya dalmıştım.                  *** Uyku büyüsünün etkisi geçtiğinde uyandım. Etrafıma bakmama fırsat bulamadan karşımda oturan Ulrika'yı gördüm ve tabii iki yanımda kollarımdan tutan gardiyanları fark etmemek mümkün değildi. Bir at arabasındaydık. "Küçük cadı. Demek uyandın?" "Nereye gidiyoruz?" "Dragonland yaşayacağın yeni ülken. Tabii yaşayabilirsen." "Bırak beni bu kadar ağır bir ceza veremezsin. Bu haksızlık!" "Ne kadar nankörsün küçük cadı. Seni oraya kendi ellerimle götürüyorum. Daha ne istiyorsun?" "Senden nefret ediyorum!" "Ah gerçekten mi? Bende senden nefret ediyorum küçük cadı."dedi ve kahkaha attı. Tanrım bana yardım et. Akşam olmuştu. Hava iyice kararmıştı. At arabası durdu. Ulrika "İndirin onu."dedi. "Hayır lütfen yapmayın bunu. Bu kadın hepinize işkence ediyor. Annem hayatta olsaydı size böyle mi yapardı? Hatırlasanıza! Sizinle hep ilgilenirdi. Ne çabuk unuttunuz bunları! " Gardiyanlar hüzünlü bir şekilde gözlerime baktı. Biliyordum. Beni bırakmak istemiyorlardı. Ulrika'nın sert bakışlarıyla karşılaştıklarında çaresiz bir şekilde beni arabadan indirdiler. Ulrika gülümseyerek "Elveda küçük cadı."diye fısıldadı. Sonra "Gidelim!"diye bağırdı ve at arabası uzaklaşmaya başladı. Ben de koşarak at arabasına yetişmeye çalıştım. Koşarken ayağım takıldı ve yere düştüm. "Durun! Beni burada bırakmayın." diye bağırdım ama at arabası çoktan gözden kaybolmuştu. Ayağa kalktım etrafıma baktım. Burası cehennemden farksızdı geceyi geçirecek bir yer aramaya başladım. Yavaş adımlarla ormanın derinliklerine ilerlemeye başladım. Aniden üzerime bir karaltı çöktü. Arkamda büyük bir şeyin varlığını hissettim ve hızla arkama döndüm. Gördüğüm şeyle beraber bilincimi kaybederek yere yığıldım.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE