9

564 Kelimeler
"Ne zaman vazgeçeceksin benimle uğraşmaktan?" Kafamı yavaşça sağ tarafa çevirip duvara yaslanmış ve kollarını göğsünden birleştirmiş olan Demir'i gördüm. Masallah boy da vardı ama, lağım faresi gibi bitiveriyordu her yerden. O her yerden biten hayvan daha tatlı bir şeydi sanki ya.. Neyse, lağım faresi çok bile buna. İğrenç yaratık. Daha çirkin bir isim bulmak lazımdı hatta. O bile güzel kalıyordu yanında sonuçta. "Bilmem." dedim omuz silkerek. "Biri ablamı senden daha fazla üzerse belki. Belki de ikinizin başını birbirine sürterek kıvılcım çıkartabilir miyim diye denerim. Ruh halime bağlı." "Bu psikopatlık, doğuştan mı? Yoksa hastaneye falan yattın mı?" Ellerime bakarak düşündüm bir süre. Tırnağımın birini yamuk mu törpülemiştim? Evet tek derdim tırnağım idi şu an. Aynen de öyle olmalıydı zaten. O pis lağım faresi kılıklı şey benim dertlerim arasında değildi hiç bir şekilde. "Aslında psikolojik tedavi gördüm bir süre. Sonra, doktor bıraktı beni. Neden bilmem?" deyip kafamı kaşıdım. "Ablan böyle." demişti bana. "Buna alışması lazım. Sanırım ondan sonra kafasını ısırdığım için bıraktı." Elimi çeneme koyup ağzımı büzerek düşündüm bir süre. "Bir sonraki seansta yanıma kelebek çakı alıp ben de seni keseyim, alışırsın diyerek onu kovaladığım için de olabilir belki." Demir inanmaz bir şekilde gözlerini kocaman açmış bana bakarken "Ablamı sevmek ve korumak konusunda şakam yok." dedim. "Umarım anlatabilmişimdir element." "Bir kerelik affetsen?" "Daha okulda şanını duymayanlar var." deyip cık cıkladım. "Hiç yakıştıramam sana. Kıyamam. Bak, nasıl da vicdanlıyım." Elimi omzuna iki kez vurarak yanından kalkıp bahçeye gittim. Iyi alışmıştı bizim sınıfa zaten. Az da onlarla muhabbet ederdi. "Gel gel." diyerek yanına çekistirdi beni Ceylin, bahçeye çıkar çıkmaz. Elçin'in yanına çok sık gitmezdim, kendileri üniversite sınavıyla kafayı bozmuştu zira. "Ne oldu kız?" "Bak." Itiraf sayfasına atılan mesajı görünce kusma sesi çıkartıp yüzümü buruşturdum. Ayyy, kala kala buna kalırsam çok gülerdim. Tipi neyse de, böyle cesaretsiz insanları da hiç sevmezdim. "Kızım! Okulun en yakışıklı erkeği lan." "Ay götüm! Ben yanıma gelmeye cesaret edemeyip de buradan yazan bebeye erkek mi derim be?" Madem oturduğum sıraya kadar biliyorsun, vur masaya yumruğunu çıkak mı lan de, değil mi? Ne var, öküz seviyorum belki. "Senin ilk çıkacağın erkeği cidden merak ediyorum." dedi elini çenesine koyup bana bakarken. "Meraktan ölmesen bari." diyerek güldüm. Yasemin hanımcığımız biraz ileride sevgilisiyle konuşuyordu. Üç haftadan fazla olmuştu, kesin evlenirlerdi. Yasemin için büyük bir başarıydı bu çünkü. Ceylin ise, her ne kadar bana laf atmakdan geri kalmasa da mıç mıç ilişkilerden nefret eden bir kızdı. Askere gitmeyi istiyordu zaten. Kesin asker arkadaşı ile evlenirdi o, devrem diyerek. El ense falan bile çekebilirlerdi birbirlerine. Benim de sonum o gibiydi zaten. Azcık Yasemin'i mi örnek alsaydık acaba? Çok değil. Böyle birazcık. Bizi o da paklardı. Aksi takdirde ikimiz de evde kalabilirdik bu gidişle. Ben Elçin ve Eren'in evinde kalırdım gerçi tercihen. Ne var canım? Onlar kesin evlenirdi ve de ben de kesin evde kalırdım. E tek kalacak da değildim ya. Elbet alırlardı beni de yanlarına. E tüy de dokmezdim kedi gibi. İdeal ev hayvanı olurdu benden. Minnacık bir seydim zaten. Tek istediğim birazcık sevgi, birazcık da yemekti. Evet, birazcık. Ne olmuş yani? Bana göre tamamen birazcıktı onlar bir kere. Evet, tamamen bana göre. Ne olmuştu ki biraz fazla sevgi biraz da fazla yemek istiyorsam diğer insanlardan? Bence diğer insanlar da fazla sevgi istemeliydi bana göre. Sevginin hiç bir şekli yeterince yeterli gelmemeliydi onlara? Her şeyin fazlası zarar olabilirdi ama, sevgininki nasıl olabilirdi ki? Fazlası güzel olan tek şey o olabilirdi bence. Ha bir de pasta. Belki baklava. Birazcık çikolata falan...
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE