Bekledim, bekledim ve bekledim… Neden hâlâ çarpmamıştı? Bana bir arabanın çarpmasını bekleyecek kadar aptal olduğumu düşünmeye başlamıştım ki gözlerimi açtım. Araba ile aramda bir kol boyu mesafe vardı. Dizlerim boşaldı, yere yığılıp derin bir nefes aldım. Kendimi hiç bu kadar çaresiz bir duruma sokmamıştım. Elbette çaresiz olduğum zamanlar oldu ancak buna, ben sebep olmuştum. Gözlerimi kapatıp ölümü beklemek de neydi? Arabanın sürücü kapısının açılıp kapandığını duydum. Önümde bir çift spor ayakkabı belirince sahibini görmek için başımı kaldırdım. Küçük bir tebessüm kazandım. “Ne zaman karşılaşsak önümde diz çöküyorsun. Buna alışmalı mıyım?” sorduğu soruya anlam veremedim, çünkü şu an tam olarak beynim benimle değildi. Korna sesi ile birlikte bavulu toplayıp uzaklaşmıştı. Gözlerimi kı

