GİRİŞ
"Seni öldürürüm." dedi nefesi yüzüme çarparken ve bakışlarını, bir an olsun benden ayırmazken. Ölüm kokan teninde, yaşayan tek yerdi gözleri.
"Yaparım bunu, tek seferde..." Çenemin altına dayadığı silahı tenime daha sert bastırdı. "Seni öldürürüm Aleda Rima Akalay."
"Yap." dedim arzuyla parlayan gözlerimi ona dikerken. Çenemin altında duran silahı öyle sert bastırıyordu ki başım yukarı doğru dikleşmişti. "Öldür beni. Zaten yaptığın en iyi şey bu."
"Hayır." Başını iki yana salladı öfkeyle. "Seninki diğerlerinden farklı olacak. Seninki daha acı olacak, çok daha fazla yakacak. Andım olsun Rima, seni öldürdüğüm gün yer yerinden oynayacak."
Dudağımda alaycı bir gülüş peyda oldu. "Neden benden böylesine nefret ediyorsun?"
"Çünkü sen bana kimsenin yapamayacağını yaptın." Yüzüme yaklaştı. Nefesi bir ateş gibi tenime çarptı. "İhanet ettin."
Gülümsemem, 'ihanet' kelimesini duyduğum an bir bıçak gibi silindi. "Hak ettin." diye fısıldadım acımasız bir sesle. "Sen, Barlas Karaman. Sen, sana yaptığım her şeyi hak ettin."
"Hak ettiğim bir ölümdü belki ama asla," Yüzüme yaklaştı. Şimdi yüzü bana bir nefes kadar yakın ama kalbi, bir uçurum kadar uzaktı. "Asla senin ihanetin değildi."
Biraz daha yaklaştı. Gözleri yaklaştıkça ateşi de yaklaşıyordu ve bugüne kadar kimse bende saman alevi kadar dâhi etki bırakmamışken onun bir bakışı, içimi yerinden oynatıyor; alacalı bir ateşin ortasında tenimi cayır cayır yakıyordu.
O farklıydı. Asla ceza almayan kusursuz bir katil; o, ölüm doluydu.
O, piyasayı elinde tutan bir mafya. Adımını attığı yerde insanlar önünde ceket ilikliyordu.
O, alemi dize getiren bir adamdı. Ama bir tek benim karşımda eğiliyordu.
Tam ismiyle, Barlas Aslan Karaman.
Ve ben, Aleda Rima Akalay.
Biz onunla karanlıkla aydınlığın iki ayrı yüzüydük. Biz onunla ölümdük, yaşamdan önceki son sapaktan döndük.
"Rima," diye fısıldadı ismimi yüzüne. Bu ismimi sevmesem de bir tek onun ağzından dökülünce anlam kazanıyordu. "Rima, dişi ceylan yavrusu demek." Güldü alayla. "Ve ben, Barlas Aslan Karaman." Yaklaştı yüzüme. Sınırını aşalı çok olmuştu. "Sen, aslana meydan okumaya çalışan bir ceylan gibisin. Ama çok geç çünkü artık aslanın pençesindesin."
Biliyorum. Başından beri biliyorum bunu. Sen aslansın, ben o ceylanım.
Acımasız, tehlikeli ve bütün alame diz çöktüren bir adam.
Barlas Aslan Karaman.
Elinde tuttuğu silah çünkü onun geçmişi karanlık ve siyah. Bakışları ateşi andırıyor, elleri kan kokuyor. O, belki de bu yeryüzündeki en tehlikeli insan; attığı her adımda yeri, yerinden oynatan adam... Çünkü o, Barlas Aslan Karaman.
"Bir söz vardır, derler ki:" diye fısıldadım yüzüne. Hayatımın baş köşesine koyduğum, zihnimin her köşesine kazıdığım o sözü teker teker döktüm yüzüne, nefretle... "Yaşadıklarınla değil, yaşattıklarınla anılırsın. Ve unutma; ne yaşattıysan, elbet bir gün onu yaşarsın."
Her şeyimi aldın benden. Kardeşimi, geçmişimi ve geleceğimi. Her şeyimi. Ben aldın sen. Ve aylardır bugünü bekledim ben. İntikam sırası geldi Barlas Aslan Karaman. Bu sefer ölen ben olmayacağım.
Derin bir nefes verdim. "Sen," dedim sesimden akan nefreti gözlerimde yaşatarak. "Barlas Karaman." İsmi, sanki bir zehir gibi döküldü dudaklarımdan. Ve bir yemin, ona benzeyen kanlı bir yemin ettim o gece... "Sen, bana yaşattıklarını yaşayacaksın. Andım olsun, bana ne yaşattıysan onu yaşayacaksın Barlas."
"Binlerce insan tanıdım." dedi sesinden bana akan öfkeyle, kinle. "Birlerce insanla muhatap oldum ve bir kişi, iki kişi değil; onlarcasını öldürdüm. Hep acımasızdım, hiç acımadım. Herkese göre ben bir canavardım. Çünkü tek bir duygu dahi hissetmedim nefeslerini keserken. Yüzlerce savaşa girdim, hiçbirini kaybetmedim. Ama sen..." Çenesini sıktı öfkeyle. "Sen nasıl bir insansın ki senin varlığın, karşıma çıkan bütün insanlığın varlığına bedel olabiliyor? Sen. Kimsin sen Aleda Rima Akalay? Beni nasıl bir oyunun içine çektin!?" diye bağırdı yüzüme.
Onun öfkesi, bin kurşuna bedeldi zaten. Kalbime silah tutmasına gerek yoktu.
O benim kalbimi zaten yıllar önce vurmuştu.
O ana kadar çıkarmadığım silahı, belimden çıkarıp ani bir refleksle alnına doğrulttum.
Yolun sonu, burası işte. İntikam sırası artık bende.
"Barlas Aslan Karaman." diye fısıldadım yüzüne ve silahı alnına bastırdım sertçe. "Şimdiye kadar yaşadığımız her şeyi unut. Asıl oyun, daha yeni başlıyor..."