bc

KALBİN BENİM 2

book_age12+
337
TAKİP ET
2.2K
OKU
revenge
HE
heir/heiress
drama
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

Karşımdaki kapıya yaşlı gözlerimle bakarken, herşeyin yalan olması için dua ediyordum..."Allah'ım ne olur yalan olsun, ne olur.."Gösterişli evin gösterişli kapısının zilene giden elim titrerken, içeride yankılanan zil sesini duyabiliyordum...Açılmayan kapıya tekrar elimi uzatmıştım ki, sert bir şekilde açılmasıyla bulunduğum yerde kalakalmıştım...Karşımda iki gecedir eve uğramayan adam vardı...Kocam...Üzerinde ise iki gece önce evden çıkarken giydiği takım elbisesi...Gömleğinin düğmeleri açık ve saçları dağınık bir şekilde karşımda duruyordu...Tutmaya çalıştığım göz yaşlarım, içeriden seslenen kadının sesini duyunca yanaklarımdaki yerini almıştı..."Burak kim gelmiş..."Hala bir heykel gibi karşımda dikilmiş bana bakan adam şaşkınlığını üzerinden atıp ismimi söyleyerek, yanıma gelmek için bir adım atmıştı ki elimi kaldırarak durmasını sağlamıştım..."Sakın..." dedim zar zor çıkan sesimle...O ara içeriden çıkan kadın Burağın yanındaki yerini alınca, ikisinede iğrenerek baktım...Onunda yüzünde şaşkın bir ifade vardı...Burağın üzeri ne kadar darma dağınıksa, yanındaki kadınında üzeri o kadar düzenli ve iş için giyildiği belli olan bir kıyafet vardı..."Güneş'im.." dediğinde hızla bana doğru atılmıştı ki, nasıl attığımı bilmediğim bir çığlık çıktı ağzımdan..."YAKLAŞMAAA...Sakın bana yaklaşma...Sen, sen bizi bitirdin..."Başını inamazcasına sağa sola sallarken, daha fazla bu görüntüye dayanamıyacağım için arkamı döndüm ve titreyen bacaklarımı hareket ettirmeye çalışmıştım...Bahçe kapısından çıkmak üzereyken, kolumdan çekilmemle durmak zorunda kalmıştım..."Güzelim dinle beni, göründüğü gibi..." diyerek konuşmaya çalışmıştı ama yüzüne indirdiğim tokat yankılanmıştı resmen açık havada...Avuç içim acıdan sızlarken, kalbimin acısı yanında hiç kalıyordu..."Senin yanında bulduğum huzur, gökyüzünün maviliğinde bile yoktu biliyor musun...Ama sen benim huzurumu, mutluluğumu yerle bir ettin Burak..."Onun bendeki en güzel simgelerinden biri olan yüzügümü yavaşça parmağımdan çıkardım ve göz yaşlarım için ayaklarının dibine attım...Dizleri üzerine çöktüğünde, daha fazla burada duramıyacağımı anlayarak son sözümü söyleyip göz yaşları içinde orayı terkettim..."BİTTİ..."Biz diye bir şey yoktu artık...Biz bitmiştik...

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
~BÖLÜM 1 ~
2 YIL SONRA... Yarım saattir içinden çıkamadığım odada, hala bugün giyebileceğim bir şeyler arıyordum.. Tüm bu çiçekli böcekli elbiseleri ne ara almıştım arkadaş ben yaa.. En kısa zamanda siyah ve gri krallığımı kurmam gerekti bu odada anlaşılan.. Elime geçirdiğim siyah dar paça pantolon ve üzerine sıradan sırtı şeritler halinde kesik olan bir buluz görüş alanıma girince neredeyse çığlık atıcaktım.. Hızlı bir şekilde üzerimi giyindikten sonra, banyoya girerek saçlarımı dağınık bir topuz halinde toplamıştım.. Kirpiklerime sürdüğüm maskaradan sakarlığım sonucu yüzüme bulaşan siyah lekeyide yok edebildiğimde, artık hazırdım.. Yatak odamıza geçip postacı çantamıda omuzuma taktıktan sonra odanın kapısına doğru ilerledim.. Bugün Ali ile birlikte liseden sınıf arkadaşlarımızla buluşacaktık.. Uzun bir süre evden yalnız dışarı çıkmadığım için, nedense içimde huzurlu bir mutluluk vardı.. Hem eski dostları görmek hemde birazcık kafamı dağıtmak bana iyi gelicekti.. Bir yıl önce bu eve taşınmış ve yan taraftaki villayıda Ali ve Yaren için kiralamıştık.. Gerçi daha evli değillerdi ama, beraber yaşamak istemeleri iki yetişkin insan olarak en doğal haklarıydı.. Gerçi onlar yan evde olsalar bile yanlızlığımın daha çok büyümesi beni üzmüyor değildi.. Burak iki yıl önce Özge denen arkadaşıyla ortak olmuş ve beraber yaptıkları işler sonucu servetine servet eklemişti.. Ama bana söz verdiği gibi hala bu ortaklığı bitirmemesi hem canımı sıkıyor, hemde düşünmek bile istemiyeceğim şeyler getiriyordu aklıma.. Her ne kadar bir araya geldiğimizde Özge ve Burağın aralarında sadece iş ilişkisi olduğunu vurgulayan konuşmaları bu düşüncelerimi çürütsede, beraber çıktıkları iş gezileri ve Burağın sık sık iş yüzünden geç gelmeleri patlamaya hazır bomba misali şişiriyordu beni.. Burağın bana olan davranışlarında hiç bir değişiklik yoktu aslında.. Hatta daha korumacı ve daha kıskanç bir koca olma yolunda her saniye ilerliyorduda.. Burağın öncesinden daha kıskanç ve daha korumacı olduğunu düşündünüz mü. ? Heh, işte düşündükten sonra şimdide benim neler çektiğimi anlarsınız heralde.. Ama tüm bunlar kocamı kıskanmama yada kuşku duymamama neden değildi.. Hele ki bana eski yaşantımızdan uzak durduğunu söyleyipte, silahlı korumaları neden iki kat arttırdığını açıklayamadığı gibi.. Üçüncü kattan aşağıya inerken, ikinci kattan gelen çığlık seslerini duyabiliyordum.. Anlaşılan Ada hanım yine cıngarı koparmıştı.. Laf aramızda küçük kızım aynı benim kopyam gibiydi.. İnatçı, gözü kara ve kıskanç tavırları bazen beni bile delirtebiliyordu.. Adımlarımı hızlandırıp odalarının kapısına geldiğimde, ses çıkarmadan aralık kapıdan içeriye uzattım başımı.. Ada üzerinde sadece bir atlet ve kilotla yatağın üzerine çıkmış hem zıplıyor, hemde " geyin oycam dedim saya.. " diye bağırıyordu.. Fatma ablanın elinde pileli ve mavi çicekli bir elbise vardı.. Yatağın ucunda durmuş Adayı ikna etmeye çalışıyordu ve zavallı kadın bu cadolozu ikna edemiyeceğinin gayet farkında gibiydi.. " Ada'cım ama o gelinliği günlük giyemezsin.. Hadi inat etmede giydireyim seni, yoksa kahvaltıya geç kalıcaz. " "Mana ne yaaa, Ayi askiim aydı oyu baya.. Men oyu giyiceeemmm.. " Fatma yüzünde biriken teri elinin tersiyle silip Arasın yatağının kıyısına oturdu.. Elindeki elbiseyide yatağın üzerine koyunca, Adanın isteğine boyun eğeceğini anlamıştım.. Tam içeriye girip olaya müdahale edicektim ki, banyo kapısı açıldı ve içeriden yakışıklı oğluşum ellerini havluya silerek dışarıya çıktı.. Ada Arası görünce, kollarını gögsünde birleştirdi ve başını havaya kaldırarak inadından dönmeyeceğini birde ona gösterdi.. Ama Arasın yaptığı tek şey koca insanlar gibi göz devirmekti.. İki buçuk yaşında olmasa bu olgunluğunu normal karşılayabilirdim belki.. Yada konuşmaları peltek peltek çıkmasa, başka bir kişi tarafından ilk anda dikkate alınırdı.. Bazen öğle laflar ediyordu ki, ağzımın açık kaldığını beş dakika sonradan anlayabiliyordum.. " Biyincisi Ayi senin askiin değil, amcayn. İkiycisi babam keydinden baykasına askiim deydigini duymaşın, diyini kesey senin.. Üçüycüsü ise şımayık veyetler gibi zıylamandan gıya geydi aytık.. Eykek adamıyz kızıym biyz, oya göye davyan biyaz.. " Arasın elini kolunu sallayarak Adaya erkeklik taslamasına mı güleyim, yoksa yeni nesilden bir Burak daha yetişmesine mi üzüleyim bilememiştim.. Boğazımı temizleyerek orada olduğumu belli edince, Ada hemen dudaklarını büzerek kollarını bana uzatmıştı.. Yine tipik her zaman ki acıtasyonunu yapmaya hazırlandığını, büzdüğü dudakları ve kırpıştırıp durduğu gözlerinden anlayabilirdiniz.. " Siz hala giyinmediniz mi.. Anlaşılan bugün parka gitmek istemiyorsunuz.. " dediğimde, Fatma abla bıyık altından gülerek oturduğu yerden kalktı ve sessizce odayı terketti.. Adanın kucağa gelmek için uzattığı kollarını görmezden gelerek yanaklarını öpmüş ve aynı öpücüklerden büyümüşte küçülmüş olan oğluşumada vermiştim.. " Ama aynişim, men geyin oymak iystedim saydece.. Ayma Faytma teyziş izin veymedi.. " " Bayram değil, seyran değil Ada, ne bu gelinlik merakın sabah sabah.. Rüyanda mı gördün kızım.. " derken Fatma ablanın yatağın üzerine bıraktığı elbiseyi elime aldım ve Adaya bana yaklaşması için işaret ettim.. " Düyn Ayi amcam, bu sabah kayfaltıya geyicem dedi ya,ada hayımın tüym hazıylığı bu yüyzden annişim. " Arasın sözlerinden sonra kaşlarımı kaldırarak Adaya baktığımda, gülümseyerek gözlerini kaçırmıştı.. Ahh bu Ali yok mu, kendimizi kurtarsak kızımızı etkisi altına alıyordu.. Elimdeki elbiseyi Adanın üzerine geçirirken, bir yandanda tane tane konuşmaya başlamıştım. Aras sözlerimi duydukça başını sallıyor ve beni onaylıyordu.. Ama Ada onun aksine kaşlarını çatıyor ve haksız olduğumu imâ eden bakışlar atıyordu.. " Birincisi Ali amcanız değil dayınız oluyor, bunu pek çok kez size söylediğimi hatırlıyorum.. İkincisi Ada'cım baban dayın için süslendiğini duyarsa sana çok kırılır.. Bu yüzden sevgini abartmadan gösterebilirsin, mesela Aliye bir resim çiz.. Eminim çok sevinecektir..Ama onun için gelinlik giyinmek istemen, sanki çok abartılı bir sevgi gösterisi değil mi. " Elbisesini giydirip iki elimide omuzlarına koyduktan sonra, göz göze gelebilmek için biraz eğilmek zorunda kalmıştım.. Adanın dolmaya başlayan gözleri burnumun direğini sızlatırken, onun küçük kalbini kırmadan ancak bu şekilde uyarabilirdim.. Tabiki bu yaştaki kız çocukları amcalarına yada babalarına hayranlık derecesinden aşık olabiliyordu.. Ama Adanın bu şeker hallerini şimdiden doğru bir şeymiş gibi onaylarsak, yarın öbür gün Ali ve Yaren evlendiklerinde küçüğümün kalp kırıklarını nasıl toparlayabilirdim ki.. Saçlarını topladıktan sonra alnına uzun bir öpücük kondurup kendimi biraz geriye çekerek, kocaman gülümsemiştim küçük cadıma.. Ağlamamak için sıktığı yanakları kızarsada, gözyaşları yanaklarını ıslatmamıştı şükürler olsun. Çünkü bir ağlamaya başlarsa, akşama kadar susturmak münkün olmazdı.. " Şimdii, hazır olduğumuza göre artık kahvaltıya inebiliriz.. " Adayı yataktan indirip Arasada elimi uzatmıştım.. Hemen küçük eli avucumun içindeki yerini alırken, elinin üzerini öpmüştüm dayanamayarak.. Küçük adamım saçlarını geriye atıp bana göz atınca, kahkahama engel olamadım.. Tıpkı babasının kopyasıydı.. Anlaşılan oğlundanda ayrı çekeceğimiz vardı.. Merdivenlerden üçümüz el ele inerken, Alinin sesini duyabiliyordum.. Çok mu erken gelmişlerdi, yoksa biz mi çok geç inmiştik bilemiyorum.. Adanın küçük elide onun sesini duyunca, elimi daha çok sıkmaya başlamıştı.. Tanrımm küçük meleğim nasılda heyecanlanıyordu böyle.. Tam salona giriş yapacaktık ki, Alinin sözlerini işitince adımlarımı eşikten geçirememiştim.. " Saçmalam Burak, bunu bilmek en doğal hakkı.. O senin karın, daha ne kadar saklayabilirsin ki.. " diyerek susan Aliden sonra, Burağa ait olduğunu anladığım bir oflama sesi işittim.. Kaşlarım kendiliğinden çatılırken, Burağın benden gizlediği bir şeyler olduğu gerçeği canımı yakmıştı.. Aklıma bin bir türlü şey gelirken, sonunda Burağın sesinden sonra büyük bir sessizlik oluşmuştu salonda.. " Yoruldum artık tamam mı.. Bu işi kökünden halledicem Ali, ya yanımda olursun yada karşımda.. " Boğazıma oturan ağırlığı ve gözlerime akın eden yaşları durdurmaya çalışıyordum.. Neden içimdeki ses bitirmek istediği şeyin, BİZ olduğunu söylüyordu.. Aras elimi çekiştirerek neden durduğumu sorgularken gülümsemeye çalışarak, elimle sus işareti yapmıştım.. Şu anda kapı dinleyen meraklı hizmetçilerden farkım yoktu biliyorum ama, ne yapabilirdim ki.. " Pekala.. Yanlış yolda olduğunu bile bile yanında olucam kuzen.. Ama Güneş'in gözünden senin yüzünden tek bir damla aksın, o zaman karşında hiç olmadığım kadar büyük bir güçle duracağımıda aklından çıkarma.. " " Yaren'in bile haberi olmuyacak Ali.. Sadece sen ben ve Özge biliyor.. " dedi Burak.. Ve ben gözyaşlarıma engel olamadan bir kaç damlayı feda etmiştim bile.. Kalbime bıçak kesiği atılmış gibi bir sızı kapladığında, gözümün önüne Özge ve Burağın sarmaş dolaş gülüştükleri bir sahne geldi.. Avuç içlerim terlemeye başladığında, bana şaşkınca bakan iki miniğimin yanında nasıl bu derece güçsüz olabildiğime sinirlenmiştim.. Kapının eşiğinde hala dikildiğimi farkedip, yavaşça çocukların yanında diz çöktüm ve tuvalete gideceğimi söyleyerek onları içeriye gönderdim.. Alinin Burağa ne cevap verdiğini duyamamıştım.. Şu saatten sonra duysamda bir şey değişmezdi zaten .. Kendimi zemin katta hizmetlilerin kullandığı lavaboya atarken, sakinleşebilmek için derin nefesler alıyordum.. İçeriye girip kapıyı arkamdan kapatırken, ellerimi lavaboya dayayarak bir süre sakinleşmeyi bekledim.. Bir yanım Burağın konuştuğu konu evliliğimiz derken, diğer yanım öncekiler gibi yanlış anlıyorsun diye diretiyordu.. Ama madem öğleydi.. Neden benden saklayıpta, o Özge denen kadına söylüyordu.. Kafamda deli sorularla baş edemiyeceğimi anlayıp elimi yüzümü yıkamıştım.. Islak ellerimi enseme sürdükten sonra aynadaki yansımamla göz göze gelmiştim.. Sabretmem gerekti.. Ani çıkışlarım başıma hep bela açmıştı, o yüzden herşeyi en ince ayrıntısına kadar gizli bir şekilde öğrenmem gerekiyordu.. Kendimi daha iyi hissettiğimde banyonun kapısını açarak dışarıya çıktım.. Adımlarım her ne kadar salona gitsede, beynim hala az önce şahit olduğum konuşmadaydı.. Salondan gelen gülüşme sesleriyle, içeriye giriş yapmıştım.. Ada Burağın kucağında oturuyordu ve neşe içinde sohpet eden Yaren, Ali ve Aras üçlüsüne ölümcül bakışlar atıyordu.. Yaren ne ara gelmişti, konuşma sırasında içeride olmadığına emindim.. Sanırım banyoda düşündüğümden daha uzun bir süre kalmıştım.. " Güzelim, iyi misin.. " diyen sesle yerimden sıçrarken, masadaki herkesin sus pus olmuş bana baktığını daha yeni farkediyordum.. Burak kaşlarını çatmış tepkilerimi ölçerken, elimi enseme götürerek ovaladım.. Farkedecekleri kadar uzun bir süre burada dikiliyor olmalıydım.. " Şeyy, dalmışım.. Hoşgeldiniz çocuklar, kusura bakmayın geçiktim.. " Yaren yerinden kalkıp bana sarıldıktan sonra, Alide gülümseyerek selam vermişti.. Burağın yanındaki yerime geçip oturduğumda, hala Burağın yüzüne bakmamaya çalışıyordum.. Ama bakışlarının ağırlığı bir an olsun üzerimden çekilmemişti.. " Ay Güneş bu çocuğu siz nasıl yaptınız yaaa, maşallah gün yüzü görmemiş laflar var beyefendide.. " diyerek Arasın saçlarını karıştıran Yarene cevap veremeden, Ali benden önce davranmıştı.. " Eğer istersen ben sana küçük Arasçıklar nasıl yapılıyor öğretebilirim sevgilim.. " Yaren kızarmaya başlayan yanaklarıyla, masanın altından Aliye bir tekme sallamıştı.. Ali bir eliyle ayağını ovalayıp yüzünü buruştururken, hızla Burağın kucağından atlayan Adanın ne yapmaya çalıştığını anlayamamıştım.. Ta ki merdivenlere varana kadar.. " Ada daha yemeğin bitmedi. " " Yeteyiyce doydum anniş.. " Merdivenlerden ayaklarını yere vura vura çıkan kızımın ardından bakalmıştık hepimiz.. Herkes şaşkınca birbirinin yüzüne bakarken, Burağın yerinden kalkmasıyla reflex olarak elimle bileğini tutmuştum.. Ateşe değmiş gibi geri çekilirken, az önceki sorgulayan bakışlarında şimdi anlayamamışlığın verdiği bir sinir vardı.. Gülümsemeye çalıştım ama ne kadar başarılı oldum bilemiyordum.. " Be - ben bakarım, sen kahvaltına devam et.. " Yerimden kalkıp üst kata çıkarken, Alinin artık gitmeleri gerektiğine dair bir şeyler söylediğini duyabiliyordum.. Çocukların odasından içeriye girdiğimde, Adayı büyük ayıcığına sarılmış şekilde yatağında yatarken buldum.. Elimle alnımı ovalarken, onunla nasıl konuşacağım hakkında hiç bir fikrim yoktu.. " Bebeğim, kız kıza konuşalım mı ne dersin.. " dedikten sonra yatağının kıyısına ilişmiştim.. Somurttuğu o minik suratını bana döndükten sonra, elbisesini düzelterek sırtını yatak başlığına dayamıştı.. " Bebeğim, canını sıkan şey ne hadi anlat bana.. " " Men Ayiye aşıyı seygi göysteyemiyoysam, Yayen'de göysteremes anniş.. " Ahh inanamıyorum.. İki buçuk yaşındaki bir çocuğa şimdi nasıl bir açıklama yapıcaktım ben.. " Bak bebeğim, Yaren ve Ali sevgililer, belki ilerde evlenecekler. O yüzden onların arasındaki şey çok normal.. " " Ayma men Ayi'yi çoyk seyiyoyum anniş.. " derken ağlayacakmış gibi büzdüğü dudaklarına aniden bir öpücük kondurmuştum.. " Biliyorum bebeğim, oda seni çok seviyor.. Ama sen böyle davrandıkça onu çok üzersin.. Onun üzülmesini istemezsin değil mi.. " Küçük kolları boynuma atılınca, sımsıkı sarılıp bebeksi kokusunu içime çektim.. " Bu sarılmayı evet olarak kabul ediyorum.. Şimdi hemen aşağıya iniyorsun ve karnını tıka basa doyuruyorsun küçük hanım.. " Kollarını benden ayırdıktan sonra yanaklarımı öpmüş ve koşarak kapıdan dışarıya çıkmıştı.. Bu konuyuda halletmenin rahatlığıyla yavaşça ayaga kalktım ve bende çocuk odasından dışarıya çıktım.. Tam merdivenlerden inmek için hareket edicektim ki, dirseğimden tutan el tarafından üst kata çıkan merdivenlere doğru sürüklenmeye başlamıştım.. Saçlarım yüzümü bir kapatıp bir geriye doğru savrulurken, takım elbisesinden bile kaslarının gerildiğini görebildiğim Burağa karşı gelemiyordum.. Tökezleye tökezleye çıktığımız üçüncü katta bulunan tek kapıya, yani yatak odamıza giriş yaptığımızda beni içeriye doğru savurmuştu.. Elim dirseğimde oluşacak olan morluğun acısını yok etmek için diğer kolumu ovalarken, sinirle burnundan nefes alıp veren Burağa bakıyordum bir yandanda... " Anlat.. " diyerek dişleri arasından tısladığında, yutkunmadan edemedim.. Sadece gözlerine bakmadığım için miydi bu tavrı, yoksa onları dinlediğimi anlamış mıydı bilemiyordum.. Tek bildiğim şu anda delice sağı solu dağıtmamak için kendini zor zapdettiğiydi. " Anlatıcak bir şey yok, kolumdan tutup beni buraya sürükleyen sensin.. " " Güneşşş, kendimi zor tutuyorum.. O yüzden ne bu dalgınlığının ve benden uzak durmaya çalışmalarının nedeni ne, seni dinliyorum.. " Elleri iki yanında yumruk halinde benden cevap beklerken, ne söylüyeceğimi bilemiyordum.. Benden ne saklıyorsun diye direk soracak halim yoktu ya.. Zaten o sözleri duyduktan sonra, sizi dinledim anlat desemde anlatmazdı biliyordum. " Olan bir şey yok, sana öğle gelmiş.. Sadece bu aralar çocuklar çok yoruyor beni ve sen en ihtiyaç duyduğumuz anlarda yanımızda olamıyorsun.. Yada olmuyorsun mu demeliyim.. " Şu anda suratında gördüğüm tek şey, sinir ve şaşkınlıktı.. Parmaklarını sinirle saçları arasından geçirirken, aramızdaki mesafeyi kapatarak dibime kadar geldi.. Bileğimi saran büyük elleri ürpermeme neden olurken, kara gözleri gözlerimin en dibini görmek istermiş gibi bakıyordu.. " Sizi düşünmediğim tek bir an yok Güneş.. Yanınızda olup beraber vakit geçirebilmek için delirmediğim tek bir an yok, sok bunu kafana.. Ama elimden gelen bir şeyde yok, biliyorsun işler.. " dediğinde sözünü kesmesine sebep olarak bileğimi hızla geri çektim ve elinden kurtardım.. " Biliyorum Burak işlerin çok yoğun.. İş gezilerinde çok yoruluyorsun, her cümleni ezberledim artık.. Ama neden söz vermene rağmen hala o kadınla ortaksın bunu bilmiyorum.. Yada kapıdaki korumalar o işleri bırakmana rağmen hala neden artıyor bunuda bilmiyorum.. " Sona doğru yükselmesine engel olamadığım sesimle hala cevap vermesini beklerken, onun tek yaptığı aynı şekilde karşımda dikilmesiydi.. Yanağımdan kayıp giden bir kaç damlayı görmezden gelerek, iyice ona yaklaşmıştım.. Benim görmezden geldiğim damlaları o görmezden gelememiş gibi dişlerini daha çok sıkarken, işaret parmağımla kalbinin üzerine vurdum bir iki kez.. " Ve bilmediğim başka bir şey daha var Burak.. Buradaki yerimi göremiyorum artık.. Çünkü artık bunu gösterecek ne vaktin oluyor, nede fırsatın.. " Cevap vermesini beklemeden odadan çıkmak istediğimde, arkamdan bana sarılan güçlü kollarla yerimden kıpırdayamamıştım.. Az önce delicesine bağıran adam, şimdi gitmemden korkar gibi sarılıyordu bana.. Biraz daha zorlasa kemiklerimden güçlü bir ses gelirdi eminim.. " Bu nefesim kesilinceye, bu gözlerim ölüme yenik düşünceye dek, bu kalp sadece senin için atacak. " Başını boynuma gömerek kokumu derin derin içine çekerken, tek umudum dudaklarından dökülenlerin doğru olmasını ümit etmekti.. Belkide ilk kez duyduklarım yüzünden yanılmak istiyordum.. Yanaklarımdan engelleyemediğim damlalar yuvarlanırken, bana sımsıkı sarılmasına izin verdim.. Sorularım askıda kalırken hiç bir açıklama yapmaması aklıma tek bir anı kazıyordu sanki.. Belkide bu son sarılmamızdı..

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

CEHENNEM MAZGALI+18

read
8.4K
bc

YIRTICI EVLİLİK |+18|

read
171.0K
bc

Sahte Karım

read
378.7K
bc

Ayrılan YOLLAR +21

read
178.4K
bc

Köle

read
72.2K
bc

MAFYANIN KADINI +18

read
13.1K
bc

İBLİSİN ESİRİ+18

read
6.6K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook