TOHUM ( MAFYA SERİSİ 1 )Güncellenme zamanı Feb 20, 2025, 15:38
Genç adam hızlı adımları ile hastanenin büyük kapısından içeriye girdiğinde, kan ter içinde kalmıştı..
Kayınvalidesi arayıpta Feride'nin doğumu başladı dediğinde ne yapacağını bilememiş, yanındaki adamlardan da hemen kurtulamamıştı.. Bin bir yalan dolanla yanlarından sıyrılıp buraya gelebilmişti, ama fazlada vaktinin olmadığının bilincinde idi..
Şakası olmayan adamlardı bunlar.. Hele ki alacaklı oldular mı, Azrail yanlarında masum kalırdı.. Fatih tüm bunları bile bile girmişti bu işlere.. Çok zengin olmaktı niyeti.. Herkesin korktuğu ve çekindiği bir adam olabilmek için, çok para lazımdı.. Çok parada bu adamların mekanlarında vardı.. İyi oyuncuydu Fatih, şu son bir haftadır iyi paralar kaldırmıştı.. Ama hırsına yenik düşüp, kazandığını yeniden masada bırakması şuan umrunda bile değildi.. Kazanmak istiyorsa bazı şeylerden ödün vermek zorundaydı.. Şimdilik paradan, sonra ise hayatından ödün vereceğinin farkında bile değildi..
Hastanenin girişindeki resepsiyondan karısının durumunu öğrendi ve hemen kaldığı odanın katına çıkmak için asansöre doğru koştu.. Geç kalmıştı.. Feride yine kırılacak ve deli gibi sevdiği kocasının doğuma yetişememiş olması için için kahredecekti kadını.. Ama sonra unutacaktı, hep böyle olmamış mıydı.. Fatih ne yaparsa yapsın, Feride her zaman onu affederdi.. Affetmek zorundaydı, çünkü kocası yüzünden ailesine bile karşı gelmişti.. Affetmekten başka bir çaresi yoktu..
Feride, lise son sınıfta tanıştığı Fatihe deliler gibi aşık olmuştu.. Daha önce hiç bir ilişkisi olmadığı için, tüm ilklerini sevdiği adam ile yaşamaktan alı koyamamıştı kendini.. En büyük hayali okuyup öğretmen olmaktı aslında.. Fakat Fatihin kıskançlığı ve korumacı yapısı üniversite sınavlarına girmesine engel oldu ve ani bir karar ile evlenmeye karar vermişti iki genç.. Genç kızın ayakları yere basmıyordu o aralar mutluluktan.. Gözlerine toz pembe bir perde indiğinden bir haberdi.. Feride emekçi babası ve cefakar anasının tüm ikazlarına rağmen, Fatihle nikah masasına oturdu.. Ailesi yoktu Fatihin.. Sadece bir iki arkadaşı katılabilmişti nikahlarına.. Ailesiyle görüşmediğini ve asla da görüşmeyeceğini söyleyip kestirip attığında, Feride de ısrarlarına bir son vermişti.. Kocası istemiyorsa, bir bildiği vardır diye düşünüyordu çünkü o zamanlar..
Fatih sanayide, bir işten diğerine iyi kötü evini geçindirmekteydi ilk zamanlar.. İlk beş ay güllük gülistanlık geçse de, Fatihin kumar alışkanlıklarına dadanması yüzünden ellerinde ne var ne yok kaybetmeye başlamışlardı.. Ellerinde olanlar da Feridenin girdiği bir lokantada çalışarak biriktirdiği bir iki kuruştan ibaretti.. Genç kız çok üzülüyor, ama Fatihede söz geçiremiyordu.. Artık bu evliliğin bir hata olduğu yavaş yavaş sızmaya başlamıştı zihnine.. Annesi ve babasına derdini anlatamıyordu, çünkü biz demiştik diyecek olmaları zoruna gidiyordu genç kadının.. Gerçi babası sık sık arayıp, " hayırsız kocan nerede " diyerek kızının halini öğrenmeye çalışıyordu ama..
Evde sesleri yükselmeye başlamıştı artık, ama görüyordu ki tek üzülen kendisinden başkası değildi.. Çünkü Fatih her akşam özürler diliyor, sabahına ise yeniden kazandığı üç beş kuruşu kumarda heba ediyordu.. Tüm bu zorlu günlerde, rahmine tutunan bir canın varlığını öğrenen Feride'nin umutları yeniden yeşermeye başladı.. Ama atladığı bir şey vardı, Fatih için bu bebek büyük bir sorumluluk ve daha çok masraf demek anlamına gelmekteydi.. Evladı olacağının büyülü atmosferini bile gözü görmez olmuştu..
Şimdi ise karısının yattığı odanın kapısıyla bakışırken, içinde tarif edemediği büyük bir sıkıntı vardı..
Kapının kolunu yavaşça çevirdi ve içeriye adım attı.. Hastane yatağında uzanmış karısının açık mavi gözleriyle kesişti gözleri.. Feride dolu dolu gözleriyle bakıyordu kocasının yüzüne.. Kucağında uyuyan pes pembe yanaklı kızını, biran önce tanıştırmak istiyordu babasıyla..
Kayınvalidesi Filiz hanım oturduğu sandalyeden ayaklandı ve çantasını koluna taktı..
" Ben kantinden bir şeyler alıp geleyim sana.. " dedikten sonra torununun başını öptü koklayarak.. Odadan çıkarken, hiç bakmadı bile damadının yüzüne.. Diğer sandalyede oturan Mestan beyin sert bakışlarından da anladığı gibi, Ferideden çok ailesi takmıştı gecikmiş olmasına..
Su gibiydi Feride..
Hatır bilir, saygılı ve görgülü bir genç hanımdı.. Çevresinde çokça sevildiği için, Fatih genelde herkesle samimi olmasına pek sıcak bakmazdı.. Kıskanç bir adam olduğunu asla kabul etmez, insanların Feridenin saflığından yararlanmaya çalıştıklarından dem vururdu habire.. Fatih tüm kötü yanlarını, hep iyilik düşünürmüş hep madur edilen kendisi olurmuş gibi aksettirirdi dışarıya.. Aslında işin özü bam başkaydı..
" Fatih, nerede kaldın.. " diye soran kadının sesi sitemliydi..
" Geldim, yavrum.. İş yerinden hemen çıkamadım.. Biliyorsun patron benden başka kimseye güvenemiyor.. " diyerek yeni bir yalan savurdu.. Kayınpederine aslında ne kadar şahane bir insan olduğunu duyurabilmek içindi bu..
Ama Feride gerçeği bildiği için, kocasının kendini övme çab