4

1572 Kelimeler
"Süpürgeyi versene." Jungkook, homurdanarak konuştuğunda yanımda duran süpürgeyi enerji kullanarak ona doğru ittim. "Büyü kullanmak yok kızım. Anlamıyor musun?" Ters bir ifadeyle konuşup havada duran süpürgeyi eline aldığında göz devirdim. "O zaman zahmet edip iki adım at da süpürgeyi kendin al." "Senin sesin çok çıkıyor." Jungkook, elindeki süpürgeyle bana ters ters baktığında bıkkın bir nefes verdim. Sanki kendi sesi az çıkıyordu. "Sen bir de onun zihninin içini duy." Yoongi, alaycı bir tavırla konuştuğunda ona ters ters baktım ve yanımda duran süpürgeyi aynı şekilde ona doğru ittim. "Çok konuşma da başla. Ne kadar çabuk biterse o kadar iyi." "Büyü kullanma diyorum alooo. Duyuyor musun?" Jungkook, elini bana doğru salladığında benim yerime Taehyung cevap verdi. "Kız temizlik yaparken büyü kullanmadı. Her boku abartma." Jungkook'a ters bakışlar atarak yanıma yaklaştığında beni savunduğu için bir miktar şaşkın olabilirdim. "Sen kavgayla mı besleniyorsun?" Jungkook, elindeki süpürgeye ağırlığını vererek merakla Taehyung'a bakmaya başladı. "Taraf falan önemli değil, senin için kavga çıksın yeter." "Aynen öyle. Ne yapacaksın? Isırır mısın?" Jungkook, Taehyung'a karşılık hırlamaya benzer bir ses çıkardığında kavga çıkmaması için olaya müdahale ettim. "Taehyung." Bakışları bana döndüğünde kenarda duran süpürgeyi elime aldım. "Her süpürge ile uçabiliyor musunuz? Yoksa özel süpürgeler mi var?" Taehyung, önce suratını buruşturdu ardından kafasını iki yana salladı. "Saçmalama Luna. Sence mümkün mü öyle bir şey?" Tamam mümkün olmadığını biliyordum. Kavga çıkmasını isterken salak konumuna düşmüştüm. "Neyse. Yoongi ve Taehyung süpürsün, biz Jungkook ile sileriz." Yoongi, kafasıyla beni onaylarken Taehyung memnun olmamış gibi suratını buruşturdu. "Neyi baz alarak bu görev dağılımını yaptın?" Kenarda duran kovayı elime alarak alaycı bir şekilde güldüm. "Can güvenliğimi baz alarak." Adımlarımı onlardan uzaklaştırırken güldüğünü biliyordum ama bence hiç komik değildi. "Bir teklifim var." Taehyung'un sesi ile adımlarım durdu ve bedenim ona döndü. "Ben temizlik yapmak istemiyorum." Ne tesadüf ki ben de istemiyordum ama bizim isteğimiz bir önem teşkil etmiyordu. "Düşündüğünü yaparsan ceza alırız." Yoongi, memnuniyetsiz bir şekilde konuştuğunda Taehyung gülümsedi. "İyi de biz söylemezsek kim bilecek?" O şu an bizi suç ortağı mı yapmaya çalışıyordu? "Hiçbirinizin temizlik yapmak istemediğini biliyorum." Caris değil de şeytan olabilirdi. Resmen şu an aklımıza girmeye çalışıyordu. "Kim temizlik yapmak ister. Ayrıca benim öyle güçlerim yok. Burayı sihirle falan temizleyemem." Jungkook, homurdanarak konuşup yerdeki kovayı eline aldı ve bana doğru yaklaştı. "Uzatmadan süpürmeye başlayın." "Burayı temizlemek üç saatten fazla sürer. Ayrıca ben tek başıma hallederim. Yalnızca aramızda kalması gerekiyor. Size güvenmem gerek." İstem dışı bir kahkaha attığımda üçünün de bakışları bana döndü. Kendimi toparlayarak derin bir nefes aldım. "Ay sen güven falan deyince komik oluyor. Üzerinde eğreti duruyor." Gülerek elimi havada salladım. "Kişisel algılama türünden kaynaklı." "Sizi satarsam kendimi de satmış olurum. Aptal değilim Luna." Tamam bu konuda haklıydı ama yine de ona güvenmiyordum. "Erkenden bitirirsek anlarlar." Yoongi, sanırım ikna olmuştu? "Biraz oyalanırız. Temizlik yapmaktansa burada boş boş durmak daha mantıklı." "Sizinle boş boş oturmaktansa temizlik yaparım." Jungkook, Taehyung'a karşılık ters bir ifadeyle konuştuğunda Taehyung'un bakışları bana döndü. "Sen ne diyorsun?" "Nasıl yani?" Gözlerimi kısarak konuştuğumda Taehyung ellerini giydiği siyah eşofmanın cebine koydu. "Oylama yapıyoruz. Çoğunluk ne isterse o." Evet temizlik yapmak istemiyordum. Taehyung'un konuşması da gayet ikna ediciydi fakat bir kurda karşı vampir ve caris yanında olamazdım. Şu an yapacağım tercih yalnızca temizlikten ibaret olmayacaktı çünkü Jungkook'u karşıma almış olacaktım. "Süpürmeye başlayın. Ben masaları sileceğim." Sakin bir şekilde konuşup arkamı döndüğümde Jungkook da benimle yürümeye başladı. "Ben de masalara yardım edeyim." Sesinde ve yüzünde memnun bir ifade vardı. Şu an aramızda dile dökmediğimiz bir birlik olma durumu olduğunu anlıyordum. Ve bence o da bunu çok net anlıyordu. "Kurtlardan nefret ediyorum." Yoongi, homurdanarak süpürgesi ile odanın ucuna yürümeye başladı. "Ben de büyücülerden." Taehyung da aynı ifade ile konuştuğunda gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Jungkook ile masaları silerken onlar süpürmeye başlamıştı. "Önce barış derler sonra barışı onlar bozar." Jungkook, söylenerek karşımdaki masayı silerken kafamla onu onayladım. "Şimdi de gelmiş onunla işbirliği yapmamızı istiyor. Kafayı yemiş." Yine onu kafamla onayladım fakat çok fazla yorum yapmadım. Hatta düşünmedim de çünkü Yoongi zihnimi okuyordu. Yoongi ve Taehyung odanın diğer ucuna ilerlerken masalar bitmişti ve Jungkook ile birlikte kovalarımızı alarak onların süpürdükleri yerleri silmeye başladık. "Sikicem ya." Taehyung, bağırarak konuştuğunda bakışlarım anında ona döndü. Benden bahsetmiyordu umarım? "Barış dediler bizi bu sikik adaya getirdiler. Yaptırdıkları işlere bak." "Onu ilk geceden büyü yapmadan önce düşünecektin." Mırıldanarak konuşup silmeye devam ettim. "Bir sürü saçma sapan türle aynı ortamda olduğum için gergindim ve sen beni daha da gerdin!" Taehyung, sinirle konuştuğunda alayla güldüm. "Biz de memnun değiliz ama senin gibi hemen büyü yapmıyoruz!" "Ayrıca saçma sapan sensin. Kendini ne sanıyorsun?" Jungkook, diklenerek konuştuğunda Taehyung alayla güldü. "Sizden üstün olduğumu sanıyorum ve alt sınıflarla muhatap olduğum için öfkeliyim." "Sikimden bile üstün değilsin." Jungkook, neden bu kadar açık konuşuyordu? Tamam benim için sıkıntı yoktu da arada bir sansür mü koysaydı? Ayrıca şu an kavga mı çıkıyordu? "Bir tırtıldan mı bahsediyorsun?" Taehyung'un alaycı ifadesi ile gerildim. Olay büyüyordu. "Başka yediğin tırtıllarla karıştırdın sanırım." "Oha lan." Şaşkınlıkla tepki verdiğimde tüm bakışlar bana döndü. Jungkook, güzel laf sokmuştu ve istem dışı tepki vermiştim yani. "Ay bir de en uzağa kim işer diye iddialaşın tam olsun." Ortamdaki kaosu dağıtmak istiyordum çünkü temizlik bitmek üzereydi ve burası tekrar savaş alanına dönemezdi. "En uzağa ben işerim." Taehyung, alaycı bir gülümseme ile konuştuğunda şaşkınlıkla ona baktım.  "Yoo ben işerim." Jungkook da ona ayak uydurduğunda ağlamak istemiştim. Aptal mıydılar? "Denesenize lan merak ettim." Yoongi, konuştuğunda şaşkın bakışlarım ona döndü. Hepsi kafayı yemiş olmalıydı. "Bana uyar." Jungkook, omuz silkerek elini eşofmanın lastiğine götürdüğünde ellerimle gözümü kapatım bağırdım. "Kesin şunu aptallar!" "Lan gerizekalı kuçu kuçu kızın yanında mı işeyecektin." Yoongi, gülerek konuştuğunda Taehyung da ona katıldı. "Etraflarında hiç kadın olmadığı için alışık değiller. Sürüsünü görmedin mi hepsi erkek." Elimi gözümden çekerek Jungkook'a döndüm. Gözlerinin kızıla yakın bir renk aldığını gördüğümde bıkkın bir nefes verdim. "Şunu kesin ve şu işi bitirelim. Sıkıldım." "Eğlenelim mi?" Taehyung, şerefsiz ötesi bir gülücük attığında sinirle gözlerimi yumdum. "Seni parçalarım. " Gözlerimi açıp devam ettim. "Sihirli değneğimi götüne sokarım senin." Artık ok yaydan çıkmıştı.  Açıkçası sinirlenmiştim ve hiçbir şey umurumda değildi. Taehyung, hakaretime karşılık kahkaha attığında daha çok sinirlendim. "Yapma işte yapma tahrik oluyor." Yoongi, eğlendiğini çok belli eden bir şekilde konuştuğunda ağlamaklı bir ses çıkardım. "Ya kafayı yiyeceğim ben ya." "Kızla uğraşmayın." Jungkook, öne doğru bir adım attığında Taehyung'un gülümsemesi büyüdü. "Hırrrr ısırır mısın?" Niye kaşınıyordu ki? Gözlerimle elinde duran süpürgeyi havaya kaldırdım ve o daha müdahale edemeden kafasına indirdim. Taehyung'un yüzündeki gülümseme silindi. Gözleri kısıldı. "Şaka." Şirin bir şekilde gülümsemeye çalıştım. "Şaka yaptım ya. Gül diye." Ay ben yine kavga etmek istemiyordum ya. Taehyung, gözlerini benden hiç ayırmadan yere eğildi ve biraz önce kafasından sekerek yere düşen süpürgeyi eline attı. Süpürgeyi hızlı bir şekilde ileriye doğru uzattığında bana fırlatacağını düşündüm ve kendime bir kalkan yapacak iken bedenim hızla sürüklendi. Şu an Taehyung ile karşı karşıya duruyordum ve aramızdaki santimlik boşluğu süpürge dolduruyordu. Gözlerimin tam içine bakarken derin bir nefes aldım. "Ne güzel şakalar yapıyorsun." Sesinde ürkütücü bir hava vardı. "Bir daha olmasın." Öfkeli bir sesle konuşup süpürgeyi ileriye doğru hızla ittiğinde sürüklendim ve sırtım sert bir şeye çarptı. Derin derin nefesler alırken bakışlarım ardımda duran bedene kaydı. Jungkook'un tamamen kızıla dönmüş gözlerinden öfke çıkıyordu. Bedeninin gerildiğini hissettim ve üzerindeki siyah tişört bir anda yırtılarak iki yana düştü. Dönüşüyor muydu? Dönüşmesindi. Tamam benim tarafımdaydı ama dönüşmesindi yani. Bir rüzgar hissettiğimde bakışlarım Taehyung ve Yoongi'ye kaydı fakat Yoongi biraz önce bıraktığım yerde yoktu. Bakışlarım, sinsice gülerek tavana bakan Taehyung'un bakışlarını takip etti ve bir anda ürperdim. Yoongi, ellerini ve ayaklarını tavana koymuş kafasını aşağı doğru sarkıtırken sinsice gülerek bize bakıyordu ve şu an tam bizim tepemizdeydi. Jungkook, hırladığında bakışlarım hızla ona kaydı ve elimi omuzuna yerleştirip bakışlarının beni bulmasını sağladım. "Sakın yapma. Başımız derde girer." Dönüşürse, hocalar bizi mahvederdi. Jungkook, kafasını iki yana sallayarak öfkeli bakışlarını Yoongi'ye çevirdiğinde Taehyung kahkaha attı. "Köpek şimdi ısıracak seni." "Taehyung şunu kes." Bedenimi ona döndüm. "Durdur şunu ceza almak istemiyorum." "Bir büyücüye göre sence de çok hanım evladı değil misin?" Söylediği şey ile sinirle elimi ileriye uzattım ve bedenini tam arkasında duran duvara yasladım. Bedeni duvarda asılı kalırken öfkeyle ona bakıyordum. "Yalnızca sorun istemiyorum. O sikik burnunu her şeye sokup durma." Öfkeyle konuştuğumda Taehyung güldü. Onu duvara yapıştırmıştım ama hiç rahatsız görünmüyordu. Gözlerimin tam içine baktı. Gözleri griye yakın bir renk alırken bakışlarımı gözlerinden istesem de çekemiyordum. "Beni hemen bırak." Tıslayarak konuştuğunda elim istem dışı bir anda yere indi ve Taehyung'un bedeni yere düştü. Taehyung, düştüğü yerden kalkıp eşofmanını silkelerken gözlerim kocaman oldu. "Siktir ya!" Elimle alnıma vurup bıkkın bir nefes aldım. Beni yönetmesine nasıl izin vermiştim? Böyle bir gücü olduğunu bilmediğimden hazırlıklı değildim! Yemek salonun kapısı açıldığında Yoongi ışık hızında tavandan inip süpürgesinin yanına ulaştı. Bakışlarım Jungkook'a döndüğünde kendini toparlamaya çalıştığını gördüm. "Ne yaptınız çocuklar. " Chan Wook, gülümseyerek içeri girdiğinde bakışlarımı ondan hızla çekerek silmeye devam ettim. "Bitmek üzere." Taehyung, homurdanarak konuşup süpürme işine devam etti. "Senin niye üzerinde bir şey yok?" Sanırım bu sorunun muhatabı Jungkook oluyordu. "Sıcak oldu." Jungkook, umursamaz bir tavırla cevap verip yerdeki yırtık tişörtü aldı ve kapının girişindeki çöp kovasına attı. "Hadi bakalım. Bitirin bir an önce." Chang Wook, ortamda bir gerginlik olduğunu hissetse de üzerine düşmedi ama bizi tekrar baş başa da bırakmadı. Biz temizliği bitirene kadar oturduğu sandalyeden bizi izledi. Temizlik bitti ve biz odalarımıza tekrar bir sorun çıkmadan dağıldık. Uzandığım yatakta bakışlarımı tavana çevirdim. Sanırım taktik değiştirmem gerekiyordu. Onlarla bir savaşa gireceksek önce onları iyi tanımam gerekiyordu. Neler yapabildiklerini öğrenmem gerekiyordu. Güçlerini bilerek ona göre onlarla savaşırsam bu benim yararıma olurdu. Bugün Taehyung'un kontrol etme gücünü bilmediğim için bana istemediğim bir şey yaptırmıştı. Kim bilir başka hangi güçleri vardı? Yeni bir şeyler düşünmem gerekiyordu. Yeni ve etkili.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE