Ön Söz: Kalbin En Sessiz Cephesi
"Bazı bekleyişler bir ömür sürer... Ama kalpten hiç eksilmez."
Sevgili okur,
Bu satıları bir asker eşi olarak yazıyorum. Her gün biraz gururla, biraz sabırla ve çokça özlemle yoğrulan bir hayatın içinden, kalbimin en sessiz yerinden sesleniyorum sana.
Belki dışarıdan güçlü görünürüz, belki gülümsemeyi hiç bırakmayız ama bil ki biz, görünmeyen bir cephede savaş veren kadınlarız.
Her gün yeniden doğar, her gece içimizde bir savaşı daha sessizce bitiririz.
Asker eşi demek, sadece beklemek değildir. O, sabırla yoğrulmuş bir yaşam biçimidir.
Uzakta olan bir kalbi her nefeste içinde taşımaktır.
Ve bazen öyle uzaklardasındır ki...
Bir gece yarısı telefon çalsa, yüreğin ağzına gelir.
"Acaba aileme bir şey mi oldu?" korkusuyla açarsın o telefonu.
Her seferinde derin bir nefes alırsın ama o korku hiçbir zaman tam geçmez.
Sonra bayramlar gelir, düğünler olur...
Herkes sevdikleriyle bir aradadır, sen ise bir çaya, bir kahveye, bir sarılmaya hasret kalırsın.
İşte biz buna gurbet deriz.
Yalnızlığın, sessizliğin ve sabrın adıdır gurbet.
Bu süreçte insan değişir, gurbet ile yeniden doğar.
Bazen kendi ailenden uzaklaşır, bambaşka insanlarla can bağı kurarsın.
Kader, bazen seni hiç tanımadığın insanların arasına bırakır.
Yedi kat yabancıyı öyle bir anda tanırsın ki, sanki yıllardır kalbinde taşıyormuşsun gibi gelir.
Çünkü insan bazen kan bağıyla değil; yaşadığı acılarla, paylaştığı sessizliklerle bağ kurar.
Hastalandığında, düştüğünde, korktuğun da, bir şeye ihtiyacın olduğunda onların kapısını çalarsın.
Zamanla anlarsın ki; gerçek aile, aynı soydan gelen değil, aynı yükü birlikte taşıyandır.
Bir gün aynaya baktığında fark edersin:
Büyüdüğün evin insanları artık birer hatıradır.
Ama gurbette buldukların, senin bugünüdür.
Sıcak bir çorba, bir çocuk gülüşü, bir omuz başı kadar değerlidir her şey.
Ve o an içinden bir ses fısıldar:
"Ben yalnız değilim..."
Belki bu düşüncelerim, desteksiz çocuk büyütmenin, güçlü görünmek zorunda olduğun günlerin bir yansımasıdır.
Ama inanıyorum ki, bu satırlarda kendini bulacak çok yürek var.
Belki sen de bir asker eşisin.
Belki bir bekleyişin içindesin.
Belki sadece kalbinde yarım kalan bir hikaye taşıyorsundur.
Ne olursa olsun, bu satırların arasında kendimden bir parça bulacağına inanıyorum.
Çünkü "Hilâl ve Yıldızın Nöbeti" sadece benim değil; senin, bizim, tüm sessiz kahramanların hikayesi.
Ve ben buradan gurbetteki aileme seslenmek istiyorum:
İyi ki varsınız, iyi ki sırtımı dayadığım sağlam duvar oldunuz.
İyi ki çocuklarını gönül rahatlığıyla emanet edebildiğim, korkularımı paylaştığım, kahkahalarım arasında yeri olan o güzel insanlarsınız.
Her satırını kalbimle yazdım, her duygusunu yaşadım.
Şimdi, senin okuman, hissetmen, anlaman için bırakıyorum sayfalara.
Hoş geldin sevgili okur...
Balıkesir, 2025
Sevgilerimle ...
Bu, geceyle konuşan bir yüreğin sessiz hikâyesidir.