İLKE Beni hafife alıyordu. Gerçekten. Dolu bir silahı her an kişiliği değişebilecek ve kişiliklerinden biri katil olan bir adamın yanında bırakır mıydım? “Neden sıkmıyorsun o zaman?” diye sordum üzerine doğru yürürken. Bir adım, iki adım... “Korkmuyor musun?” derken o da gülümsedi. Bu oyundan gerçekten zevk alıyordu. Benim aksime! Ben zevk falan almıyordum çünkü, yine bir kez daha bir başka kişilik için sevgilimi dövecektim. Adam her seferinde benden dayak yiyordu ama hiçbiri de kendi kabahati yüzünden değildi. Onlar dayak yiyor, acısını Ceyhun çekiyordu. “Korkmuyorum. Neden korkayım. Ceyhun’u mu öldüreceksin? Kendi kafana sıkacaksın yani? Sık bakalım. En azından ölen tek kişi Ceyhun olmayacak. Sen de bok yoluna gideceksin.” “Sen ciddisin.” “Elbette,” dedim bir adım daha atarken. “

