Nal dedikçe mıh demeyen bir adamdı Ömer. İşini çoğu kez inat gemisiyle yürütmüştü. Onun öyle bir inadı vardı ki; alemin bu işten kimseye hayır gelmez dediği ne iş varsa ondaki hayrı bulur çıkarırdı. Amma bir şartla. O hayır gelip kendine dokunacak, onun işi ras gidecekti. İşte bu değil miydi biraz da bencillik? Ömer kabul etmese de durum tam olarak buydu. O gecenin sabahında, Gülfidan'ın gözüne bir damla uyku girmediğinden, geçen sefer Çakırlı'da olduğu gibi sarmaş dolaş uyanmadılar. Bir de bizim kızın aralarına koyduğu iki yastık vardı tabii bu duruma engel. Gülfidan gün aymaya başlarken uyandı, girdi banyosunu yaptı, üzerini değiştirdi ama onun saçları kolay beri kurumazdı ki,; nasıl etsem de kurutsam diye düşünedursun; aynanın yanında prize takılı bir makine gördü. Bunun benzerinden N

