Mesajı yazıp gönderdim. Kırgın olduğum kadar kızgındım da… Ne kadar seversem seveyim, karşısındaki adam benim babamdı. Doğruları yanlışları olabilirdi. Kimse dört dörtlük değildi. Düşünce yapıları, idealleri, doğruları birbiriyle çakışmıyorsa da saygı duymak zorundaydı. Konağa dönene kadar mesajıma cevap gelmemişti. Henüz okumamıştı da… Telefonu odamda şarja bırakıp üstümü değiştirdim ve yemeğe indim. Neyse ki annem ve babam aralarındaki konuyu halletmiş gibi görünüyordu. Babamın sakin duracağını zaten düşünmüyordum. Karakterinde yoktu durmak. Osman amca da öyle konuşunca duracağı varsa da durmazdı. Rüzgar da üstüne tuz biber ekmişti. Babam birinin kendine yapma demesinden hoşlanmazdı. O kelime sanki onda kaşıntı yapıyordu. Hepsi de üst üste gelince sakin duracağını düşünmek zordu ben

