METEHAN Bana doğru yürüyen Azra ile oturduğum banktan kalktım. O öğrenciler için hastaneye giderken, ben de emniyete geçmiştim. Akşama kadar koşturma, soruşturma, Kibar’ın savcılığa acil sevki derken epeyce oyalanmıştım. Hastanenin kapısına geldiğimde hava kararmıştı. Azra’yı arayıp hastanenin dışında olduğumu haber verip onu beklemeye başlamıştım. Birçok olaya şahit olmuştum. Dağda, sınırda, hatta ülkenin birçok yerinde. Her zaman düşmanımız ete kemiğe bürünmüş biri olurdu. Oysa bu kez kendimi hayalet biriyle savaşıyormuş gibi hissediyordum. Hiç ummadığımız biri eline bir tüfek alıp düşman haline gelebiliyordu. Asıl düşman Kibar değildi ama silahı tutan el ona aitti. Emniyet için bu yeterliydi. Çünkü onlar için ete kemiğe bürünmüş bir azmettirici yoktu ortalıkta. Oysa gerçek göründüğü

