bc

GÖSTERİ KIZI. +21 (Yetişkin İçerik!)

book_age18+
4.9K
TAKİP ET
52.7K
OKU
revenge
dark
forbidden
love-triangle
one-night stand
family
age gap
forced
opposites attract
pregnant
curse
playboy
badboy
kickass heroine
mafia
gangster
heir/heiress
drama
sweet
kicking
bold
city
mythology
office/work place
disappearance
lies
love at the first sight
affair
friends with benefits
surrender
addiction
like
intro-logo
Tanıtım Yazısı

İçerik; ( +18 Sahne Uyarısı!, Şehvet, Savcı, Paralı Asker, Mafya, Tek gecelik İlişki, Polisiye, Macera, Güçlü kadın)

Alara kendini işine adamış; Korkusuz bir savcı, Geceleri ise tutkularının peşinde bir Gösteri kızı. ❤️‍🔥❤️‍🔥❤️‍🔥

İstanbul’un gözüpek savcısı Alara, eski özel harekât askeri, şimdinin acımasız mafya lideri Emir’i adalete teslim etmek için tehlikeli bir göreve atılmıştı. Emir’in gözlerini intikam hırsı bürümüştü ve onu durdurmak neredeyse imkânsızdı. Ancak Alara, geri adım atacak biri değildi.

Bu yalnızca bir görev miydi? Yoksa güç ve tehlike arasında sıkışan bu savaş, beklenmedik bir şekilde aşka mı dönüşecekti?

❤️‍🔥

#gösterikızı #mafya #tutkuyateslim #suçveaşk #gösteri kızı #vahşi #tutku

#Ateşli #mafya #töre #berdel #ağa #tutku #şehvet #gelin #ceo #asker #bxg #HE #Dark #seks

chap-preview
Ücretsiz ön okuma
İlk Temas!
Bölüm 1. “Lilya’nın Gecesi, Alara’nın Gölgesi” Gece yarısının sessizliği şehre çökmüşken, kalabalığın nabzını yükselten, ritmiyle gecenin damarlarına inen bir mekân vardı. Loş sokak lambalarının altında kıvılcımlar gibi parlayan ışıklarıyla, şehrin karanlığını büyüleyici bir gösteriye dönüştürüyordu. “Lilya, sahneye son iki dakika!” “Anlaşıldı, çıkıyorum.” Lilya… Uzun bacakları, ince beli, kıvrımlı hatları ve biçimli, dolgun göğüsleriyle adeta nefes kesiyordu. Siyah transparan iç çamaşırlarının üzerine, askıdan uzanarak aldığı dantel ve tüy detaylı siyah sahne kostümünü geçirdi. Kumaş, tenine sarıldıkça karanlık bir cazibenin yankısı gibi titreşti. Jartiyer kopçasını, bacaklarına kadar sıvadığı dantel çorabına taktı. Dalgalı saçları zarifçe omuzlarına dökülüyordu. Makyaj masasının başına geçti; aynadaki yansımasına kısa ama kendinden emin bir gülümseme ile baktı. Ardından, siyah saten ve tüy detaylı maskesini yüzüne taktı. Artık hazırdı. Sahne onun, gece onun, oyun onun kuralına göre oynanacaktı. Tam o sırada çalan telefonu masada titredi. Ekrana baktı, arayan istihbarat birimiydi. “Çabuk olun, sahneye çıkıyorum,” dedi kısa bir sabırsızlıkla. “Evet Savcım, biliyorum. Sadece kısa bir hatırlatma yapmak istedim.” “Dinliyorum.” “Emir Kara… Yemi yuttu, Savcım. Şu an mekâna giriş yaptı.” Lilya'nın yüzünde derin, şeytani bir gülümseme belirdi. “Güzel... Şov başlasın o zaman.” Lilya ağır adımlarla sahneye çıktı. Topuklarının her tıkırtısı, mekânın kalbinde yankılanıyordu. Vücudu siyah dantelin içinde adeta bir günah gibi ortadaydı; ince beli, kusursuz yuvarlak kalçaları ve uzun bacakları her adımda ışıkla parlıyordu. Göğüsleri sahne kıyafetinin içinde tehditkâr bir ihtişamla salınırken, teni buğulu bir gecenin ayazı gibi ışıltılıydı. Emir, ön sıradaki loş koltukta oturuyordu. Ceketinin düğmeleri açık, kaslı göğsü gömleğinden taşmıştı. Vücudu savaşçı gibi sertti: geniş omuzlar, kalın pazular, belirgin çene hattı ve karanlıkta parlayan gözleri… O gözler ki, Lilya’nın her hareketine zehirli bir şehvetle kilitlenmişti. Dudaklarının kenarındaki hafif kıvrım, sanki onu yemeden önce keyif alan bir yırtıcının sabrını taşıyordu. Müzik başladığında Lilya bir tanrıçanın özgüveniyle belini kıvırdı. Direğe sabitlediği, Kalçalarıyla daireler çizerek çömeldi, sonra bacaklarını birbirine sürterek yükseldi. Göğsünü öne itti, başını geriye atarak saçlarını savurdu. Ellerini boynunda gezdirdi, parmak uçlarıyla karnından kalçalarına doğru indi. Ardından cesurda araladığı bacaklarından, kasıklarına doğru gezdirdi parmaklarını. Emir’in gözleri, o parmakların yerinde olmak ister gibiydi. Kalça hareketleri sertleşti, vücudu ritme hükmediyor, her dönüşünde kasları dalga gibi geriliyordu. Gözlerini maskenin ardından ona diktiğinde, adeta "beni izle, yan" diyordu. Göğüs uçları transparan kumaşın altından belli belirsiz seçiliyor, her adımda davetkâr bir titreşim yayıyordu. İnce dantel kumaş kadınlığının duvarlarını sarmış, adeta yakıcı bir istek sunuyordu. Emir’in parmakları koltuğun kenarına gömülmüştü. Nefesi ağır, bakışları kudretliydi. Lilya sahnenin ucuna kadar gelip başını eğdi; derin dekoltesinden göğüs uçlarına kadar düşen gölgelere bile arzulu bir davetteydi. Gövdesi bu dansın silahıydı, Emir’se gönüllü bir esir. Göz göze geldiler. Gecenin ortasında iki ateş birbirine değdi. Ve Lilya'nın dudakları bir fısıltılı kıpırtıyla kıvrıldı: “Sonunda tuzağıma düştün, Emir Kara!” -------- Sabahın ilk ışıkları, perdenin aralığından süzülerek odamın duvarlarında dans ediyordu. Güneş, nazlı bir misafir gibi içeri süzülürken, alarmın tiz sesiyle uyandım. Uzanıp susturdum; sessizlik yeniden hükmünü kurdu. Ayaklarım beni mutfağa taşıdı. Cezvede ağır ağır kabaran kahve, sabahlarımın değişmeyen ritüeliydi. Mis gibi kokusunu içime çekerken yeni evime göz gezdirdim. Küçük ama sıcak… Kendime ait, sessizce beni anlatan bir sığınak. Yıllarca soğuk, duvarsız hayallerin yaşadığı yetimhane odalarında geçen bir çocukluktan sonra, burası benim cennetim. Duvarlarında başkalarının izleri yok. Her şey bana ait; hatalarım, başarılarım, hikâyem… Kahvemi alıp oturma odasına geçtim. İstanbul Boğazı’nı gören o dev camın önüne oturdum. Göz alıcı bir manzara vardı önümde ama düşüncelerim içerideydi. İlk yudumu aldım. Ve her sabah olduğu gibi, zihnimde günümü kurmaya başladım. Ama ondan önce… Seninle tanışalım, sevgili okuyucum. Ben Alara Demir. Savcıyım. Genç yaşta, erkek egemenliğinden nasibini fazlasıyla almış bir sistemde, tırnaklarımla kazıya kazıya geldim bu noktaya. Adalete inanıyorum. Ama boş adalete değil, Güçsüzlerin, çaresizlerin yanında duran bir adalet. Her dava, beni biraz daha keskin, biraz daha dirençli yapıyor. Ama bilmediğin bir yanım var. Geceleri, adaleti değil, tutkuyu arıyorum. Haftada iki gece, şehrin en göz alıcı gece kulübü Sapphire’s sahnesinde Lilya olarak sahne alıyorum. Evet, bir gösteri kızıyım. Şimdi “Bir savcı neden böyle bir hayat yaşar?” diye soruyorsundur. Haklısın. Ama cevabım net: Çünkü bu benim varoluşumun sesi. Bu koca dünyada kimsesiz bırakılan bir kadının, varolduğu bir hayat... Dans ve sahne; Yetimhaneden sonra ilk gelir kaynağım, okulumu bitirme aracım, ama en önemlisi içimde sakladığım arzuların sahnesi oldu. Lilya, içimde susturulmuş kadının çığlığı. Sahnede bir kostüm giymiyorum, aksine gerçek benliğimi çıkarıp sergiliyorum. O anlarda ne mesleğim var ne adım. Sadece ben varım. Ve evet… Sahnedeki gücüm beni büyülüyor. Erkeklerin gözlerindeki arzuyu görmek, o kontrolün bende olduğunu hissetmek… Ah, bu benim haz noktam. İtaatin seyredilmesi, tahrikin yönetilmesi, arzunun iplerini elinde tutmak. Seksin sadece erkek zevkine göre yaşandığı bu çağda, Lilya sahnede adalet dağıtır. Kendi tarzında. Bugün sana iki kişiden söz edeceğim. Biri savcı Alara’nın göz hapsinde, bir türlü kanıt bulup onu adalete teslim edemediği, Gölge Varisi, Azılı mafya: Emir Kara. Diğeri ise Lilya’nın sahnesinde, bakışlarını üzerimden ayıramayan o adam. Ve ne tuhaftır ki, ikisi aynı kişi. Emir Kara.! Şehrin karanlık imparatorluğunun varisi. İlk kez sahneme geldiğinde, varlığı bile mekânın havasını değiştirmişti. Uzun boyu, sert hatlı yüzü, koyu gözleri… Ama beni asıl etkileyen şey, bana direnmesiydi. Her kadının önünde diz çöktüğü bu adam, benim oyunumu izledi. Etkilendi, evet, ama teslim olmadı. Ve işte bu… bu beni çıldırtan şeydi. Onun ilgisi, sahnedeki Lilya’yaydı. Ama ben sadece o değilim. Ben aynı zamanda Alara’yım. Ve onu adaletin önüne çıkaracağım. Sadece geceleri değil, gündüzleri de izliyorum onu. Aylarca iz sürdüm. Sonunda elimde bir ipucu var. Şehrin en büyük kumarhanelerinden biri, onun kontrolünde. Bu gece oraya gideceğim. Sahneye çıkmadan önce gerçekleri arayacağım. Onun maskesini düşürmek, hem Lilya’nın zaferi, hem Alara’nın intikamı olacak. Kahvem bitmişti. Dudaklarımda sinsice bir tebessüm. Bugün kaderin terazisi benim elimde. İki ay öncesine dönelim... Her şey o gece başladı. Emir Kara’nın kadınlara düşkünlüğü, dedikodu değil, şehir efsanesiydi. En güzel kadınlar, diplomat kızları, zengin veliahtlar... Hepsi onun radarındaydı. Plazasında, kulübünde ağırlar, geceleri hep bir “mutlu son”la bitirirdi. Libidosu dillere destandı, vücudu en seksi erkek manken afişlerine taş çıkarırdı. Ama onunla bağ kuran hiç olmamıştı. Belki de gerçekten bir ruhu yoktu. Ben ise onu sadece istihbaratla tanıyordum. Dosyaları, casusları, belgeleri... Yüz yüze hiç gelmemiştik. Ta ki o geceye kadar. Sahne aldığım mekân el değiştirmişti. O kadar popülerdim ki, kimse bana karışmaz, ismimi bilmezdi. Ben de onları tanımazdım. Yeni sahibin kim olduğunu önemsemedim. Meğer karanlık krallığın kapısı üzerime kapanıyormuş. Mekanın yeni sahibi, Emir'in pazarına çomak sokma niyetiyle birkaç kumarhane açmış. O gün Emir içeri girdiğinde , yakıcı karanlığı, karizması ve heybetiyle. Sanki salonun ışıkları bile ona boyun eğdi. Ben sahnedeydim. Ama tüm gözler, onun üzerinde toplandı. Bir an afalladım. Onu savcı Alara olarak tanıyordum ve yıllardır peşindeydim. Ama Lilya ona tamamen yabancı bir Gösteri kızıydı, ve Lilya’nın sahnesinde asla tereddüt olmaz. Gözlerimi ondan ayırıp, şowuma devam ettim. Bir köşeye geçti. Garsona fısıldadı. Mekân sahibi koşarak geldi. Emir’in yanına oturdu ama o bakışlar... Emir, gülümseyerek adamın yanağına iki hafif tokat attı. Şakalaşır gibi, ama alttan alta tehdit dolu. Adamın yüzü buz kesmişti. Başını eğip kalkarak onayladı her kelimesini. Anlaşılan kiminle uğraştığını anlamıştı. Sonra gözleri bana kaydı. Ama öylece geçip gitmedi. Gözlerini üzerimde sabitledi. Ben... dans ediyordum. Üzerimde beyaz melek kanatları, neredeyse çıplak bırakan transparan bir kostüm, dantel çoraplar. Direğe yaslanmıştım. Vücudum, müziğin ritminde kıvrılıyordu. Beni izliyordu. Öylece. Sanki tenimin altına bakıyordu. O bakış... beni ateşe verdi. Ben izlemeyi seven kadınım. Erkeklerin kabaran göğüslerini, titreyen dudaklarını, nefes alışlarındaki hırıltıyı... Ama Emir... Emir başka bir şeydi. İlk kez ben yanıyordum. Tanrım, bu daha başlangıçtı. O gün peşimden gelmedi. Ne bir haber gönderdi, ne bir iz bıraktı arkasında. Sanırım ona yaklaşma şansım olan tek anı da kaybetmiştim. O gece, sahnenin ışıkları altında vücudumla yazdığım davet, cevapsız kalmıştı. Günler sonra istihbarat ekibimden bir rapor ulaştı. Meğer beni izledikten hemen sonra, Orta Doğu'ya kaçırdığı bir silah sevkiyatı için ülkeden ayrılmış. Ve dün itibariyle geri dönmüş. Şimdi önümde iki olasılık vardı: Lilya, onu gerçekten cezbetmiş miydi? Avını takip etmeye değer bulmuş muydu? Yoksa ben de hayatındaki diğer gelip geçen kadınlardan biri miydim? Sadece bir gece, tek bir bakış, ve sonra sonsuz bir unutuluş... Ama beklenen oldu. Yemi attım, sessizce bekledim. Ve o geldi. Emir Kara oyuna geri döndü. Sahneye çıktığımda gördüğüm ilk şey, tam ortadaki masada yaptığı üstünlük gösterme temalı, görsel şovuydu. Bacaklarını tamamen açmış, sırtını geriye yaslamıştı. Göğüs kaslarından boynuna kadar uzanan o damarlı hat... Sanki bakışlarıyla “ benim avımsın” diyordu. Cezbedici bir, meydan okumaydı. Zevkle, Gülümsedim, Ama gülüşümü belli etmeden gözlerimi ondan çevirdim. Çünkü onu avlamaya niyetli olan bendim. Günler önce, istihbarat ekibiyle bir toplantı yapmıştık. Takımın IT’si öne çıkmıştı. ( IT - Bilgi teknolojileri ve dijital güvenlik sistemlerinden sorumlu uzman demektir). Bilgisayar korsanlığı, dijital iz takibi, şifre çözme gibi konularda uzman olan bu kişi, aynı zamanda elektronik delilleri toplamakla da görevliydi. “Savcım,” dedi net bir sesle, “Emir Kara’yı bugüne dek içeri alamayışımızın tek sebebi onun fazla dikkatli olması. Resmen bir casus gibi hareket ediyor. Kanunun açıklarını ezbere biliyor. Ve asla kirli işe kendi eliyle dokunmuyor.” “Orta Doğu’da devam eden büyük bir silah ticareti var. İstanbul’daysa sayısız kumarhane, gece kulübü ve paravan şirket... Tüm bu pis işler için kullandığı ekip ya da lider kimse, onlara ulaşabilirsek, Emir’in ipini de çekebiliriz. Tecrübelerime göre, ya bir özel harekât timiyle ya da bir istihbarat hücresiyle çalışıyor.” Savcı Alara, masadaki evrakların üzerine eğildi. Kollarını masaya dayayıp başını kaldırdı. “Yani... Gölgedekiler kimse, önce onları bulmam gerekiyor,” dedi. “Ve bunun için... önce Emir Kara'nın alanına girmeliyim.”

editor-pick
Dreame-Editörün seçtikleri

bc

Köle

read
71.7K
bc

Sahte Karım

read
373.3K
bc

Ayrılan YOLLAR +21

read
172.6K
bc

YIRTICI EVLİLİK |+18|

read
169.1K
bc

CEHENNEM MAZGALI+18

read
8.4K
bc

MAFYANIN KADINI +18

read
13.0K
bc

İBLİSİN ESİRİ+18

read
6.6K

Uygulamayı indirmek için tara

download_iosApp Store
google icon
Google Play
Facebook