2. Bölüm

1671 Kelimeler
"Akşama bekliyorum..." Arda duyduğu bu son cümleyle birlikte alay edercesine güldü. Bu kadınları anlamak çok zordu doğrusu. Arda her zaman tek gecelik ilişkiler yaşamak isterken, birlikte olduğu kadınların tekrar onunla birlikte olmak için âdeta yalvarmaları çok eğlendiriyordu genç adamı. Ama bir kereden fazla hiç bir kadını yatağına almıyordu. İkinci kere aldığında bu işin iki defayla kalmayacağını bilecek kadar tecrübe sahibiydi. Şimdi yine aynı durum söz konusuydu. İki gün önce bir gece kulübünde tanışıp, geceyi yatakta noktaladığı sarışın güzel tekrar onunla birlikte olmak istediğini açıkça dile getirmekten hiç çekinmiyordu. "Ne bu akşam ne de bundan sonraki herhangi bir akşam seni görmeyi planlıyorum. Geçirdiğimiz o gece harikaydı ama hepsi bu kadar," diyerek telefonu kızın yüzüne kapattı. Böyle yılışık kadınlara artık tahammülü kalmamıştı, ama ne yazık ki onlardan uzakta kalamıyordu. Kalıcı bir ilişki istememişti hiçbir zaman hayatında. Bunun yerine tek gecelik ilişkiler daha mantıklı geliyordu Arda'ya. Arabasını şirketin önünde park ettiğinde kendisini abisiyle yapacağı konuşmaya hazırlamaya çalışıyordu. Birazdan Giray'ı fena halde kızdıracağını bilmenin verdiği mutlulukla gülümsedi. Artık ondan haklarını istemenin zamanı çoktan gelmişti.  Keyifli bir şekilde ıslık çalarak çıktı abisinin odasının bulunduğu kata. Abisinin 40' lı yaşlardaki sekreterini başıyla selamladıktan sonra, kadının, "Arda Bey..." diye seslenmesine aldırmayarak Giray'ın odasından içeriye daldı. Giray bir an odaya giren kardeşine baktı şaşkın gözlerle, ardından bakışlarını onun arkasından odaya giren asistanı Naz Hanım'a çevirdi. "Beklemesini söyleyecektim efendim ama bir anda daldı odaya." "Tamam Naz Hanım, sorun yok. Şimdi bizi yalnız bırakın." Naz hanım odadan dışarı çıktıktan sonra, Arda yüzündeki o alacı ifadeyle birlikte abisinin karşısındaki koltuğa geçip oturdu. "Bu gösterinin sebebini öğrenebilir miyim Arda Bey?" Arda oturduğu yere iyice yerleşerek baktı Giray'ın yüzüne. İki kardeş hiç benzemiyorlardı birbirlerine. Giray, Arda'nın aksine daha sert hatlara sahipti. Arda ne kadar hayatı eğlenceden ibaret görüyorsa, Giray tam aksine her şeyi çok ciddiye alıyordu. "Ben düşündüm ve bir karar aldım." Giray bundan sonra gelecekleri merakla beklemeye başlamıştı. Arda ne derse desin hiç şaşırmayacağını çok iyi biliyordu. Ne kadar saçma fikir varsa, hepsi de kardeşinden çıkıyordu ne de olsa... "Ne kararıymış bu?" "İmza yetkisi istiyorum!" Giray kardeşinin yüzüne baktı gülümseyerek. Her zamanki Ardaydı işte. Her şeyi çok fazla hafife alıyor ve saçmasapan isteklerde bulunuyordu. "İstediğini sana vermeyeceğimi biliyorsun." Evet, biliyordu Arda. Ama yine de bu onu vazgeçirmemişti fikrinden. Evin en büyük çocuğu diye önüne sunulan imkânlarla büyümüş olan Giray Bey anlayamazdı onu. Her ne derse desin Giray, Arda da inatçı biriydi ve kolay kolay pes etmeyecekti. "Ben de seninle eşit oranda hisseye sahibim. Benim dışımda neredeyse herkesin imza yetkisi var. Hatta Hayal'in bile..." "Hayal'in senden daha çok ilgisi var şirketle, bunu sen de biliyorsun." "Bilmez olur muyum? Elbette biliyorum... Ve tabii seninle de daha çok ilgisi var." Arda'nın kastettiği şeyi anladığında gözleri öfkeyle parladı birden. Ve konuşmaya başladığındaysa sesi fazla sert çıkmıştı. "Hayal benim eşim olacak! Onun hakkında söylediklerine dikkat etsen iyi olur!" "Nasıl istersen. Zaten konumuz Hayal değil, benim hakkım olanlar." "Yetki diye niye bu kadar tutturdun Arda? İhtiyaçların karşılanmıyor mu? Daha ne istiyorsun?" "Senin gölgende kalmaktan sıkıldım. Artık ben de kendimi ispatlamak istiyorum." "Sen bu işlerden anlamazsın ki," diyerek alayla gülümsedi Giray. "Kafama koyduğumda yapamayacağım hiçbir iş yok!" Giray dikkatle süzdü kardeşini. Evet tuttuğunu koparan biriydi Arda. Hiç sevmediği halde sırf babasının zoruyla başladığı işletme fakültesini başarıyla bitirmişti mesela. Ama ondan sonra elini eteğini çekmişti bu işlerden. "Senden istediğim çok zor bir şey değil ağabey." "Ama ben yine de 'Hayır' diyorum." "Sebep?" Arda gittikçe sinirlendiğini hissediyordu. Ne babası ne de ağabeyi onu destekliyordu. Herkes tarafından işe yaramayan biri olarak görülmekten nefret ediyordu. "Arda bu konuyu çoğu kez konuştuk seninle. Sen de, ben de çok iyi biliyoruz ki, bir süre sonra sıkılıcaksın bu yetki işinden." "Deneyip görmeden bilemezsin." "Benim kararım kesin bu konuda." "Benim de... Eğer istediğimi bana vermezsen, başka yollara başvurmaktan çekinmeyeceğim bu nedenle." "Anlamadım?" Arda oturduğu yerden kalkarak abisinin masasına dayadı ellerini ve bakışlarını kendininkinin aksine yeşil olan gözlere çevirdi. Konuşmaya başladığında her kelimeyi özenle seçtiği anlaşılıyordu. "Ya bana daha çok yetki verirsin, ya da hisselerimi satarım..." Giray duyduklarına inanamayarak baktı Arda'nın yüzüne. Bu çocuk ağzından çıkanların farkında mıydı? Nasıl böyle bir şeyi aklına getirebiliyordu? "Bu Şirket Cenker ve Arslan ailelerine ait! İçimize bir yabancıyı sokmayı nasıl aklına getirebiliyorsun?" Giray da oturduğu yerden kalkmış, bağırıyordu Arda'ya. İki kardeİ gibi değil, sanki iki düşmandı karşı karşıya duran. "Ben diyeceğimi dedim," diyerek kapıya doğru yöneldi. "Ha unutmadan... Hayal'i almaya ben gittim belki haberin vardır. Onu her zamankinden daha iyi gördüm. Tatil yaramış yengemize." Giray sakin olmaya çalışarak baktı Arda'ya. Ne derse desin onun inadından vazgeçmeyeceğini çok iyi biliyordu.  "Defol!" "Kovmana gerek yok. Benim de burada bir dakika daha kalmaya tahammülüm yok zaten." *** Hayal'in annesi Feryal Hanım'la babası Yusuf Bey, kızlarının eve dönmesinden dolayı çok memnunlardı. Hayal, anne ve babasıyla kısa da olsa vakit geçirmiş, ardından da akşam yemeği için hazırlanması gerektiğini söyleyerek yanlarından ayrılmıştı. Akşamı Giray'la geçireceği için ailesinin buna bir itirazı olmamış, aksine çok memnun kalmışlardı bu haberden. Gardrobunun önünde dikilirken aslında ne giyeceğinin bir önemi yoktu onun için. Sevdiği adam için süslenmeyecekti... ama yine de göz alıcı olmak zorunda olduğununda farkındaydı. Derinden bir iç çekti ve dolabının en ucundaki beyaz elbiseyi aldı eline. Oldukça sadece ama bir o kadar da zarif bir elbiseydi bu. Elbise tamamıyla tülden yapılmış, ve sadece bel kısmındaki taşlarla süslenmişti.  O elbisenin üstüne açık saçın daha uygun olacağını düşündüğünden, saçlarında fazla bir değişiklik yapmamıştı... Makyajı da her zamanki gibi abartısız ve çok sadeydi. Her şeyiyle hazır olduğuna inandığındaysa salona inmeye karar verdi. Bu akşamı bir şekilde atlatmak zorundaydı.  Salona indiğinde Giray'ın anlaştıklarından da erken bir saatte gelmiş olduğunu gördü. Babası Yusuf Bey'le sohbete iyice kaptırmıştı kendisini Giray. Öyle ki Hayal, Hoşgeldin," diyene kadar onun varlığını bile fark etmemişti genç adam. Hayal'in sesini duymasıyla tüm dikkatini onun üzerine çevirdi. Müstakbel nişanlısını baştan aşağıya beğeniyle süzdükten sonra, ayağa kalkarak onun yanına kadar ilerledi.Hayal ise onun bakışlarından huzursuz olduğunu hissediyordu. Giray'ın dudaklarının yanağına değmesine çaresizce katlandı.  "Hoşbulduk... Her zamanki gibi çok güzelsin,"' diyerek Hayal'in elini dudaklarına götürdü. "Teşekür ederim, sen de her zamanki gibi çok naziksin." *** Karşılıklı yemeklerini yerlerken bile, Giray'ın gözleri sürekli Hayal'in üzerindeydi. Hayal'i bu durum haddinden çok geriyordu. O kendisini izlerken yediği her lokma boğazına diziliyordu sanki.  "Tatil sana yaramış." "Meriç'e daha çok yaradığından emin olabilirsin." Giray elindeki çatalı tabağının kenarına bırakarak bu sefer uzun sayılabilecek bir süre bakışlarını çekmedi Hayal'in üstünden. Bunu fark eden Hayal tek kaşını kaldırarak, "Ne o? Yüzümde bir şey mi var?"diye sordu. "Hayır... Sadece seni seyretmek bana çok iyi geliyor. Özellikle bugün Arda'yla yaptığımız konuşmadan sonra bana moral kaynağı oluyorsun." Arda'nın isminin geçmesiyle birlikte dikkat kesilmişti Hayal. Bu konuda fazla meraklı olduğunu göstermemek adına eline kadehini aldı ve, "Ne olduki?" diye sordu. "Bilirsin, Arda her zaman istediklerinin yapılmasına alışkın biri oldu. Şimdi de tutturdu, şirkette daha çok yetki istiyorum diye. Ben ne kararlar verebiliyorsam, kendiside öyle olmalıymış." Arda'nın bu tavrı hiç şaşırtmamıştı Hayal'i. Çocukluklarından beri Arda'nın kendisinden büyük abisiyle inatlaştığına çoğu kez şahit olmuştu. Her zaman Giray'la gizli bir yarış içerisindeydi. "Eee? İstediğini ona verecek misin?" "Aslında vermemekte kararlıydım, ama benim çok sevgili kardeşim istediğini vermemem durumunda hisselerini başkalarına satmakla tehdit etti beni." "Sence ciddi olabilir mi?" "Arda'dan bahsediyoruz. Yani büyük bir ihtimalle söylediklerini yapar." Hayal de bu konuda hak veriyordu Giray'a. "O zaman ona istediğini vereceksin." "Bu konuyu düsüneceğim. Hem artık Arda'dan bahsettiğimiz yeter," diyerek Hayal'in elini avcunun içine aldı. "Biraz da bizden bahsedelim." Hayal elini geri çekme isteğine güçlükle hâkim oldu ve bakışlarını kendine gülümseyerek bakan adamın yüzüne çevirdi. "Haftaya nişanlanıyoruz." "Evet, biliyorum." Giray, Hayal'den aldığı bu sert yanıta gülümsemeden edemedi. "Elbette biliyosun... Ben sadece nişandan sonra fazla beklemek istemediğimi söylemek istemiştim. Nişandan bir ay sonrasına nikâh için gün almak istiyorum." "Ne acelemiz var ki?" Giray'ın düğünü geciktirmek istemeyeceğini bilmesine rağmen, bu gerçek bu sefer daha çok yakmıştı canını. Ne olursa olsun sevmiyordu onu... Sevmediği birini kendiyle birlikte mutsuz ederdi sadece. Neden bunu kimse görmek istemiyordu? "Ben bir an önce karım olmanı istiyorum. Seninle bir yuva kurmayı ve boy boy çocuklarımız olmasını istiyorum." Giray'ın son sözleriyle birlikte her yerini buz kesmişti sanki. Anne olmak dünyada en çok istediği ikinci şeydi. Birinci isteği gerçekleştikten sonra tabi... O da ne yazık ki, hiçbir zaman gerçekleşmeyecekti. Ne de olsa evleneceği adam Arda değil onun ağabeyi Giray'dı. "Çok acelecisin..." diyerek elini yavaşca çekti Hayal. "Sadece sahip olmak istediklerimi söylüyorum. Tabi ki hepsinin bir zamanı var. Ben öncelikle bir süre karımla baş başa olmayı tercih ederim." Bu konu gittikçe Hayal'in canını sıkmaya başlamıştı. Bunu Giray da hissetmişti aslında, bu yüzden de inadına üzerine gidiyordu genç kadının. "Düğün işini aceleye getirmeyelim bence," dedi son bir umut. "Ben kararımı verdim. En kısa zamanda da düğün olacak," diye cevap verdi Giray ve Hayal'in tüm umutlarını birer birer yıktı. *** Giray arabasını Hayal'in evinin önünde durdurmuş, bakışlarınıda onun yüzüne çevirmişti. Bütün bir akşam Hayal'den gelecek olan yakınlığı beklemiş, ama ne yazık ki yine her zamanki gibi eli boş kalmıştı. Hayal ne kadar inatçı olursa olsun, Giray ondan çok daha inatçıydı. "Çok güzel bir akşamdı... teşekkür ederim," diyerek elini kapının koluna götürdü Hayal, aynı anda Giray'ın elini elinin üstünde hissetmesiyle kalakaldı. Giray bunu niye yaptığını bilmiyordu. Tek bildiği bu gecenin böyle noktalanmasını istemediğiydi... "Benim içinde öyleydi. Ve daha da güzelleştirmek istiyorum ben bu akşamı. Lütfen izin ver... Karşı koyma artık bana." Hayal, Giray'ın ne yapmaya çalıştığını anlamıştı. Bedenini bir titreme sardı o an. Hayır, istemiyordu... Bunu yapamazdı... Kendine yaklaşan dudakları elleriyle engelledikten sonra, yaşlı gözlerle baktı karşısındaki adamın gözlerinin içine... "Yapamam... Affet beni..." Giray'ın gözlerinde gördüğü o öfke bulutuyla elinde olmadan çekti parmaklarını. Giraysa artık sabrının sonuna gelmişti.  "Neden yapamazsın? Allah kahretsin Hayal! Ben senin evleneceğin adamım ama sen dokunuşlarıma ve öpüşlerime bile katlanamazken bu evlilik nasıl olacak söyler misin bana?" "Bilmiyorum... Ama eğer sen de karşı çıkarsan bu evlilik olmaz..." "Bunu yapmayacağımı çok iyi biliyorsun!" Derin bir nefes alıp verdikten sonra sakinleşmeye çalıştı ve sözlerine devam etti. "Ben seni yıllardır seviyorum. Senin de beni sevmeni bekledim bunca sene... Bir o kadar yine beklerim... Bu evlilikten sonra her şeyin düzeleceğine inanıyorum ben." "Hayır anlamıyorsun... Hiçbir şey düzelmeyecek. Sen, seni hiçbir zaman sevmeyecek olan bir kadınla bir ömür geçirmeye hazır mısın gerçekten?" Giray o an aklında her zaman var olan soruyu Hayal'e yöneltmekten hiç çekinmedi. "Neden beni sevmeyesin? Yoksa başka biri mi var? Başka birini mi seviyorsun sen?"
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE