Pusu

1089 Kelimeler
Korhan, yanıma yaklaştı. Yüzü, görev ve öfke arasında donmuştu. Ne gözlerinde o bildiğim tutku vardı, ne de sesinde bir sıcaklık. "Sivil personelleri ben evlerine bırakıyorum," dedi, emredici bir sesle. "Sen de benimle geliyorsun." Cipe bindik. Arkada Sedef ve Asya oturuyordu, ön koltukta ben ve direksiyonda Korhan. O an, dünyanın en küçük arabasına sıkışmış gibiydik. Korhan, yol boyunca konuşmadı, sadece askeri radyoyu dinledi. Asya, şansını denemek istedi. "Korhan ağabey." "Konuşma," diye kesti Korhan, adeta bir robot gibi. "Bu gece olanlar hakkında tek kelime etmeyeceksiniz. Bu, son uyarınızdır." Asya, başını eğdi. Korhan, ona olan tüm duygusal bağını dondurmuştu. Sitenin önünde durduğumuzda Korhan, kontağı kapattı ama inmedi. Bana döndü. Gözleri, üzerimde soğuk bir demir kapı gibi kapandı. Aradığım tutku kırıntısı, o öfkeli mavilikte yoktu. "Korhan, ben..." "Söz hakkın yok," diye kesti. "Senin yaptığın vatanseverlik değil, itaatsizlikti. Canını tehlikeye attın, ikazları dinlemedin. Benim için, sen şu an sadece gözetim altında tutulması gereken bir sorunsun." "Bana bu kadar soğuk olamazsın!" diye fısıldadım, kalbim acıyordu. Korhan, aradaki mesafeyi hiç kapatmadan gözlerime baktı. "Olabilirim, Reyna. Yaptığınızı Korhan olarak takdir ediyorum ve de anlıyorum. Ama komutan olarak beni zor durumda bırakmanı kabul edemem. Sana bir şey olsa ne yaparım ben Reyna!" Ben sessizce ona bakarken arabanın kapısını açtı. "İn ve doğruca eve git. Her aradığımda o telefonu açıyorsunuz kızlar." . Yere inerken, ona üzgünce baktım. Cipin kapısını kapattım. Korhan, arkasına bile bakmadan gaza bastı ve karanlıkta hızla kayboldu. O, sadece bir Komutan olarak görevini yapmıştı. Ve ben, onun öfkesiyle baş başa kalmıştım. O gece, karargâhın af fermanı, Korhan'ın kalbinden gelen soğuk hükmün gölgesinde kalmıştı. Kızlarla eve çıkar çıkmaz kapıyı ve balkonu kilitledik. Sedef omzumu sıvazladı. "Seninki çok kızdı ama onu da düşün. Güvenliğin için korktu. Sevdiği için bu kadar büyüttü." Kafamı olumlu anlamda salladım. "Onlar da bize katılsa çok güzel olmaz mıydı?" "Askerlik böyle bir şey değil," dedi Sedef tebessüm ederek. Ben de gülümsedim. "Sizinle gurur duyuyorum bu arada. Biz aslında yapmamız gerekeni yaptık ve üstüne ceza da almadık." "Babam da gurur duymuştur muhtemelen. Ya bakmayın onların aşırı tepki verdiğine, bize bir şey olur diye korktular yoksa içlerinden kendileri de katılmak isterdi," dedi Asya rahat bir şekilde. Onda, Mert ile ilk defa böyle yakın olmanın mutluluğu vardı. Odama geçip kendimi yatağa attım ve gözlerimi kapattım. Olanlar beni fazla yormuştu hayatıma karşılık biraz mola vermeye ihtiyacım vardı. Kendimi uykunun kollarına bıraktım. Sabah gözlerimi aralayıp kalktığımda telefonumda Hakan hocama ait cevapsız aramaları görünce kaşlarımı çattım. "Efendim hocam?" "Yarışmaya bir hafta kaldı? Ne durumdasın diye aradım Reyna." Duyduklarımla gözlerim faltaşı gibi açılırken yüreğim ağzıma gelmişti. Vücuduma yoğun adrenalin yayılırken ben, titremeye başlamıştım. "Hocam aklımdan tamamen çıkmış." "Sen hazır değil misin? Bu, kariyerinin zirvesi olacak, unutma." dediğinde derin bir nefes aldım. "Hocam birkaç gün daha verin bana. Elimden geleni yapacağıma emin olabilirsiniz. Yarışmaya kadar hazır olacağım." Telefonu kapattığımda, kalbim hızla çarpıyordu. Bir hafta. Hayatımın en büyük yarışına bir hafta kalmıştı ve ben, buradaki hareketli hayatım yüzünden hayalimi ihmal etmiştim ve hayatımın yoğunluğu yüzünden yorgundum. Bu saatten sonra bir şey değişmezdi ki. Hayalleri öldürülen bir çocuk olarak ilk defa bir hayale çok inanmıştım ve peşinden koşmuştum ama bu sefer kendi hayalimi ben öldürmüştüm. Pencereden dışarı baktım. Güneş parlak bir şekilde doğmuştu ama şehir hala dündü gibi huzursuzdu. Ama benim kadar huzursuz olamazdı. Hızla hazırlandım. Üzerime rahat, koyu renk spor kıyafetler giydim. Antrenmandayken kimsenin görmesini istemiyordum. O yüzden sessizce evden çıktım. Kızlar muhtemelen uyuduğumu sanabilirlerdi. Piste vardığımda, güneş tepedeydi. Sivil hayatın telaşı yeniden başlamıştı ama pist bomboştu. Kaskımı takıp arabama geçtim. Kaskın vizörünü indirdiğim an, sivil Reyna yok oldu. Geriye kalan sadece, hız ve kontrolden beslenen ralli pilotu Reyna idi. Motorumun gürlemesi, bana tüm hayatımı bir anda unutturmuştu. Pistteki ilk turlar, bir ısınma değil, bir iç savaşın başlangıcıydı. İlk turlar, vücudumun ve arabanın ayarlarını anlamakla geçti. Soğuk asfalt, lastiklerin henüz tam tutunmadığını haykırıyordu. Direksiyonu her çevirişimde, Korhan'ın bana koyduğu mesafeyi hatırlıyordum. Ama her hızlanışımda, kuralı çiğnemenin verdiği hafif bir zafer hissi damarlarıma yayılıyordu. Vites yükseltirken motorun homurdanışı, kalbimin ritmini hızlandırıyordu. Asıl mücadele, keskin virajlarda başladı. Virajlara, alışılmışın dışında bir saldırganlıkla girdim. Fren pedalına son anda asılıp, arabanın ağırlığını ön tekerleklere yığdım. Ardından, milimetrik bir hesapla direksiyonu çevirip, tekerleklerin kopma noktasına geldiği o ince çizgide kaldım. Geri viteslere sertçe asılırken (heel-and-toe tekniğiyle), motorun hırçın kükremesi tüm öfkemi dışa vuruyordu. Bu ses, Korhan'a karşı içimde biriktirdiğim tüm hayal kırıklığını haykırıyordu: "Bana böyle mesafeli olamazsın!" Virajın en iç noktasına (Apex) ulaştığımda, tekerleklerin tutunma limitini aştım. Arabanın arkası hafifçe kaymaya başladı. Bu kayma anı, tıpkı dün geceki isyanım gibiydi; riskli, tehlikeli ama inanılmaz derecede özgürleştirici. Daha uzun ve zorlu 'S' viraj serisine geldiğimde, sadece hızlanmak yetmedi. Arabayı kasten drift noktasına kadar zorladım. El frenini milisaniye ile çekip, arabanın burnunu virajın dışına yönlendirdim. Yanlamasına kayarken, toz ve lastik dumanı arkamda bir isyan perdesi oluşturdu. Bu kontrollü kayış, Korhan'ın otoritesine karşı kurduğum kendi hükmümdü. Ben bu makineye hükmediyordum, kimse bana hükmedemezdi. Ardından gelen uzun düzlükte, gaza sonuna kadar asıldım. Motor, tüm gücüyle homurdanırken hız göstergesi hızla yükseliyordu. Rüzgarın kaskıma çarpışı, bir şefkatin aksine, hızın kendisinin bir kucaklamasıydı. Bu, Korhan'ın sevgisinden kaçıp, kendi tutkumun kollarına sığınmaktı. Saatler geçti. Vücudumdaki her kas, antrenmanın yorgunluğunu, ama aynı zamanda bir temizlenme hissini yaşıyordu. Artık yorgun değil, yeniden doğmuş gibiydim. Kaskımı çıkardığımda, saçlarım terden sırılsıklamdı. Kendimi, o büyük yarışa, o büyük meydan okumaya hazır hissettim. Dün geceki korku ve gerginlik, pistin asfaltında eriyip gitmişti. Ben yeniden hız kraliçesi olmuştum. Arabama geçip, adrenalinin verdiği özgüvenle yola çıktım. Kimseye bir şey belli etmeden biraz dinlenip akşam tekrar çıkacaktım. Antrenmanlarıma yüklenmem gerekiyordu bu yarış hayatımın en önemli anı olacaktı. Pistten çıkıp şehir merkezine giden ana yola yöneldiğimde, arkamızdan gelen siyah, sivil plakalı bir minibüs, aniden hızlandı. Camları tamamen karartılmıştı. İstemsizce mırıldandım. "Bu ne böyle?" Minibüs bana çok yaklaşmıştı ve içime bir kuşku yerleşmişti. Ralli pilotu refleksim hemen devreye girdi. Gaza bastım. Ancak minibüs, benim önüme kırdı. Yolum tamamen kapanmıştı. Minibüsün kapıları açıldı ve içeriden yüzleri maskeli, silahlı üç kişi indi. Silahlı adamlardan biri, doğrudan arabamın camına vurdu. "İn çabuk!" diye bağırdı, sesi boğuktu. Donmuştum. Maske altındaki gözler, oldukça iğrenç bakıyordu. "Arabadan çık!" diye emir verdi diğeri. Silahın namlusunu üzerimde hissettiğimde, yapabileceğim tek şey itaat etmekti. Yavaşça kapıyı açtım ve ellerimi kaldırdım. Maskeli adam beni sertçe kolumdan yakaladı. Ben şaşkın bir halde ne olduğunu anlamaya çalışırken uzaktaki silahlı adama seslendiler. "Albayın kızını aldık! Şimdi Türk askeri düşünsün." Albayın kızı mı? İçine düştüğüm durum kanımın donmasına neden oldu. Albayın kızını kaçırmak... Türk askeri düşünsün demek... Ben teröristlerin pususuna düşmüştüm! Ve yanlış hedef bendim! Maskeli adam, beni hızla minibüse doğru sürükledi. Minibüsün kapıları yüzüme kapandığında, tek düşünebildiğim Korhan'ın sesiydi: "Benim için, sen şu an sadece gözetim altında tutulması gereken bir sorunsun." Şimdi, Korhan'dan çok uzakta, büyük bir terör örgütünün elindeydim.
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE