“Nare, sevgilim,” dedi Fırat. Şaşırmıştı ama halimizi beyninde mantık çerçevesine oturtmaya çalıştığı çok belliydi. Saçlarımı yüzümden çektim. Çok belli oluyor muydu acaba? “Sevgilim,” dedim ve derin bir nefes alıp ona ilerledim. Az önce Fırat’ı aldatmıştım. Allah belanı versin Nare! “Aldın mı çantamı?” “Evet. Odaya neden gitmedin?” “Telefonumu da unutmuşum. Onu da alalım demeye geliyordum,” diye yeni bir yalan söyledim. “Sonra da tekrar Ömer’le çarpıştık. Ben yere düşecektim az daha çarpışmanın kuvvetiyle.” “Ben tuttum. İyiysen benim gitmem lazım,” dedi Ömer sanki aceleyle diğer koridordan gelmiş de aceleyle geçip gidiyormuş gibi. “Telefonunu da getirdim,” dedi Fırat cebinden çıkartarak. “Hadi odaya gidelim. Sana orgazm borcum vardı.” Ömer’e bakmadı ama o duydun diye yüksek sesle

