Olaylı gecenin sabahı alarm ile değil Kerim’in bağırışıyla uyanmıştım. Tepemde dikilmiş uyanmam için bir yandan sallayıp bir yandan “ Uyan Asyaaa” diye bağırıyordu. Gerçekten mi Kerim, gerçekten bu şekilde mi uyandırman gerekiyor. Hayır düzgünce seslensen uyanırım. Bu gereksiz çabaya gerek var mı ?
“ Kerim sen beni sınamak için mi gönderildin ?”
“ Evet canım, baktım mışıl mışıl uyuyorsun güzel bir uyandırmayı hak ettiğini düşündüm”.
Ofladım kafamı yastığa gömdüm bağırmak Kerim’i paralamak istiyordum şu an . “ Kargalar kahvaltısını yapmadı sen hayırdır bu saatte”.
“ Kızım beni beklemezsin diye erkenden kalktım. Asiye Teyzemde kahvaltı hazırlamıştır diye koştum geldim.İyi etmemiş miyim ?” İyi etmişsin çok iyi hem de ! Keşke az da insan olup beni düzgün uyandırsaydın.
“ Yemeğin kokusunu 10 km uzaktan aldığını düşünüyorum artık”.
“Uzaydan bile alırım bilirsin”. Uğraşmayı bırakıp ayağa kalktım. Ben ayağa kalkınca Kerim yatağıma oturup beni izledi. Üzerimdeki şort takımı görüp “ Asya bu gecelikler ne kızım giymemiş gibisin. Sakın bunlarla kapı filan açayım deme. Bahçeye çıktığını da görmeyeyim”. Boş yapmaya başladı yine diyip sallamayacaktım ama biliyordu ki kıyafetime karışılması en hassas noktam.
“ Ben nerde ne giymesi gerektiğini bilmeyen biri miyim Kerim ? Hem sen niye odama giriyorsun sabah sabah daha açık bile giyinmiş olabilirdim”.
“ Daha açığı çıplak kalman demek Asya saçma sapan konuşma. Asiye Teyze uyandırabileceğimi söyledi fırsatı değerlendirmek istedim”. Utanmıştım. Oda utanmıştı belli oluyordu yüzünden. Üzerimde kalçalarımın hemen bitiminde bir şort kısacık crop vardı gece sütyen takmayı sevmediğim için çıkartmıştım ve meme uçlarım belli oluyordu. Onu odamdan kovmak yerine susup koşarak banyoya gittim. İşlerimi halledip odaya gittiğimde ortalıkta görünmüyordu. Hızlıca hazırlanıp aşağı indim. Benden önce başlamış yarılamıştı bile Kerim. Babamla piyasa hakkında konuşuyordu. Sessizce onları dinlerken bana döndü ve hızlı olmam gerektiğini geç kalacağını söyledi. Şeytan diyordu uzat uzatabildiğin kadar ama haklı olduğu için hızlandım. Yaklaşık 15 dk sonra çıkmış arabaya binmiştik bile. Radyoyu açtım ve yolu izlemeye başladım. Odamdaki halimiz aklıma geldiğinde utanç dalgası ile baş edemiyorum. Kafamı kuma gömmek hissi bir türlü bırakmıyor beni. Gece uyumadan önce Ela ile konuşmamız da tuzu biberi oldu. Kerim’de sessiz sessiz arabayı sürüyordu. Ona döndüm “ Akşam benim için erken çıkmana gerek yok biliyorsun değil mi ?”
“ Biliyorum güzelim ama gelmek istiyorum. Uzun zamandır vakit geçirmiyoruz. Ela’ya da söyle beraber bir yerlere gidelim. Ali ve Ece buluşacaklarmış. Sanırım aralarındaki sorunu yüz yüze çözecekler. Dün hiçbir şey anlatmadı zaten”.
“Ağabeyim yine ne halt etti de yengem kavga etti acaba “
“ Ali ve kıskançlıkları işte. Sanırım Ece’nin okuluna yeni bir sınıf öğretmeni gelmiş. Genç ve bekar bir adam. Okulu bilmediği için Ece’den yardım istemiş. Biliyorsun asla hayır demez Ali de buna kızıyor.”
Ağabeyim hanzo gibiydi gerçekten. Yardım etmekte mi yasaktı canım bu nasıl bir kıskançlıktı böyle.
“Bazen fazlasıyla abartıyorsunuz farkında mısınız ? Dün akşam ki tavrını unutmuş değilim. Babamların yanında bari yapma “.
“İtin biri gelip benim arkadaşıma yavşayacak hem de gözümün önünde bende susacağım öyle mi ? Selim sandığın gibi biri değil Asya. Ben onu uyardım annesini babasını alıp müsamere çocuğu gibi gelmiş. Erkek adam önce sevdiği kadınla görüşür onun da sevdiğinden emin olur öyle çıkar anasının babasının karşısına”. Haklıydı dün Selim Ağabey gerçekten saçmalamıştı. Babamda son derece rahatsız olmuştu ama dile getirmeye fırsat bulamadı adam.
“ Haklısın ama kavga etmenizden sıkıldım ben. Elbet bir gün hayatımda biri olacak hep böyle yapamazsınız ya”. Susmuştu. Normalde olsa asar keser olamaz derdi. Sanırım gerçekler elini kolunu bağladı. Yolun kalanını sessiz sakin geçirdik. Şirkete geldiğimizde araçtan inmeden önce kolumdan tutup kendine çekti. “ İmkanım olsa seni kimselere vermem Asya. Bir gün aramıza başkalarının girecek olması fikrine alışamıyorum ama haklısın daha dikkat edeceğim” dedi.
“Hayatımıza birileri girdiğinde birbirimizden ayrılmayacağız Kerim. Hem annen seni evlendirmek için can atıyor bence elini çabuk tutsan iyi olur”
“ Annem torun sevmek istiyor ben annem babam torun sevsin diye evlenemem” dedi. Eli hala kolumdaydı. Belime koyup kendine çekti öpüp hayırlı işler diledi ve inmemi bekledi. Teşekkür edip indim. Akşam ki plan için arayacağımı söyledim. Şirkete doğru adımladım. Hala gitmemiş bekliyordu. Dönüp el salladım ve hızlıca odama çıktım. Geçerken Hasan Ağabey bir ara yanına uğramamı bana haberleri olduğunu söylemişti. Merak etmiştim tabi ki ama üstünde durmadım tamam diyip devam ettim. Masama geçer geçmez Ela’ya mesaj attım planımızdan bahsettim ve işe koyuldum. Öğle saatlerine yaklaştıkça canım darlanıyor çıkıp dolaşmak istiyordum ama Serap Hanım laf eder diye cesaret edemedim. Normalde kızan birisi olmasa da ben abarttığım için arada beni uyarıyor. Ve ondan uyarı yemek en son isteyeceğim şey. Sabır çekip işe devam ettim. Arada ünlü bir alışveriş sitesinden yakında mahallede olacak olan düğün için elbise bakmayı da ihmal etmedim tabi. Düğün mahallemizin aşıkları Burak Ağabey ve güzeller güzeli nişanlısı Hande Ablanındı. Gelecek hafta sonu kına olacaktı bir sonraki hafta sonu da düğün yapacaklardı. Süre baya bir kısaldığı için gözüme güzel gelen iki elbiseyi sipariş verdim.Biri dar ve mini göğüs dekoltesi olan siyah bir elbiseydi diğeri ise yine dar ama boyu dizlerimin birkaç parmak üstünde olan bordo bir elbiseydi. İkisi de çok hoşuma gittiği için aldım. Birini kınada birini düğünde giyerim artık diye düşündüm. Normalde laf etmeyen ağabeyim siyah olana fazlasıyla laf edecek kavga çıkaracaktı ama olsundu buna değecek bir elbiseydi.
Saatime baktığımda öğle arasının geldiğini gördüm ve yemeğe inmek için kalktım. Eğer dışarıda yemediysem şirkette öğle aramı doldurur aylak aylak otururdum. Yemekhaneye girdiğimde neredeyse tüm masalar doluydu. Yemeğimi alıp bakınırken Serpil’in bana seslendiğini duydum.
“ Asyaaa buraya bizim masamıza gelsene”. Ay nefret ediyorum şu kızdan. Elime verseler yolacağım o çakma sarı saçlarını hala gelmiş masamıza gel diyor. İnsanlar baktığı ve onları da rezil etmek istemediğim için masalarına yöneldim.
“ Asya bugün ne kadar şıksın böyle”. Şık mı ? Ne zamandan beridir siyah kumaş pantolon beyaz büstiyer siyah ceket abartılacak bir şıklık derecesine geldi acaba. Zevksiz kızsın Serpil.
“ Her zaman ki halim Serpil”
“Ay yok bugün ayrı bir güzel görünüyorsun. Bakayım saçlarına bakım mı yaptırdın ?”. Saçlarıma o pis ellerini dokunduğu için hemen çektim kendimi. Hassastım bu konuda Ela Kerim ve ailem dışındakiler dokunsun istemiyorum.Anlamış olmalı ki oda elini geri çekti.
“ Yok yaptırmadım ama senin dip boyan gelmiş gibi”. Bozuldu haspam. Gülüşü yüzünde soldu belli etmedi. Asude ise bu lafıma bıyık altından gülmekle meşguldü. Bu kız gerçekten salaktı bence. Hiçbir konu hakkında fikir beyan etmiyor Serpil ne derse he diyip geçiyor.
“ Ahahaaha ilahi Asya ben doğal sarıyım bebeğim ışıktan öyle duruyor saçlarım.” Ay götüm. Salak mı sanıyordu bu kız beni. Baya baya çakma sarıydı işte hem çakma hem aptal sarışın. Cinsiyetçi söylemlere son derece karşı olsam da bu kız gerçekten aptal gibi. Kadınlığını kullanan ve bunu da normal bir şey gibi gören birisi. Kullanmaktan kastımın bedeni olması ve erkekleri elde edilmesi gereken, her türlü maddi ihtiyacını karşılayacağı bir kukla sanması ona karşı öfkemi harlıyordu. Kendi bedeni hakkında istediğini yapma özgürlüğüne sahipti. İlişkileri beni ilgilendirmez umursamazdım bile ama ortamlarda kendine aşık edip terk ettiği erkekleri büyük bir maharet gibi anlatması yanlış geliyordu. Hemcinsim olmasına rağmen ona karşı iyi bir düşünceye giremiyordum kusura bakmasındı artık.
“ Neyse sen öyle diyorsan öyledir diyip sustum.”
“Bebeğim ben seni buraya bir şey sormak için çağırdım.” Biliyordum zaten karın ağrısı vardı.
“ Neymiş sor bakalım” dedim.
“ Senin şu yakışıklı arkadaşın Kerim’i gördüm bugün. Arabayla seni bıraktıktan sonra içeri girmeni bekleyip gitti. Ay Asya nasıl bir afet o öyle. Boyu uzun yakışıklı kara kaş kara göz ama teni de ay gibi. Çok beğeniyorum. Bir akşam ayarlasak da beraber bir şeyler içsek. Bildiğim çok güzel bir mekan var kokteylleri harika”. Kerim’de bende alkol tüketmezdik ki. Ağabeyim akademide denediğini ama tövbe ettiğini söylemişti. Annemler zaten fazlasıyla karşıydı.
“ Biz alkol tüketmiyoruz Serpil. Kerim zaten öyle mekanlara girmeyi sevmiyor.”
“ Alkol tüketilmez mi canım. Bu devirde içmeyen kaldı mı ki ? Hem alkolsüz kokteyllerde var. Aman neyse sen ayarla kafe de buluşuruz.” Bok ayarlardım. Ayrıca içmek zorunda mıyız acaba antilop kılıklı.
“ Uğraşamam Serpil. Kerim en son seninle adının anılmak istemediğini söylemişti dikkate almadın sanırım.”
“Zor erkeği her zaman sevmişimdir Asya. Kerim er ya da geç benim olacak. Yardımcı olman seninde yararına olur hem bende senin için bir şeyler yaparım.” Senin benim için yapacağın tek iyilik bu şirketten ekürini de alıp defolman olabilir şeytan kılıklı kız. Asude bu muhabbetlere karışmadı hiç yemeğine devam etti hatta bitirmek üzere olduğunu görmüştüm.
“ Ah bebeğim, benim için ne yapacağını merak ettim doğrusu” diye sordum.
“ Dün Hüseyin ile oturuyordunuz. Sana karşı boş değil kulağıma öyle duyumlar geldi. Aranızı yapabilirim.” Şirketteki karşı cinsten birini yanımda görünce bu yakıştırmaları yapmak tam da bu iki salağa yakışırdı gerçekten. Gerçi Asude susuyordu ama olsun Serpil kontenjanından onu da eklemiştim.
“ Her yan yana gördüğünüzü yakıştırmayı bıraksanız mı Serpil. Hüseyin arkadaşım benim hem öyle bir samimiyetimiz bile yok. Bu saçmalıkları nerenizden uydurdunuz merak ettim.” Götlerinden Asya bilmiyor musun götlerinden.
“ Sen kulağını tıkamışsın söylenenlere ama Hüseyin seni baya beğeniyormuş. Açılmayı istiyormuş ama sevgilin olduğunu düşünmüş. Kerim’den bahsediyor olabilir diye bekar olduğunu söyledim iyi yapmışım değil mi ? Ahahahhaha”. O iğrenç kahkahası kulağımı sağır etmişti sağır. Bu Hüseyin’de bir yemek yedik diye ki oda yemekhanede yenilen bir yemek beni kendine aşık sanmıştı herhalde. En son ilkokulda silgisini verdi diye aşık olmayı bıraktık sanıyordum. Yemeğimi bitirdim kalkmadan önce Serpil’e
“ Doğru demişsin bekarım ama hayatımda kimseyi istemiyorum böyle rahatım ben karışmazsanız çok memnun kalırım” dedim. Cevabını beklemeden masadan kalktım tabağımı ablalara verip hava almak için dışarı çıktım. Hasan Ağabey ile konuşmak bile gelmiyordu şu an içimden. Reglim yaklaşıyor olmalıydı bu gerginliğimin tek sebebi buydu çünkü. Eğer Serpil olduğunu düşünürsem gider saçını başını yolardım o yüzden reglime suç atıp biraz hava aldım.Keşke kahve alsaydım diye düşünürken uzatılan kahve ile neye uğradığımı şaşırdım. Kafamı kaldırdığımda Hüseyin’i görmek şaşırttı beni. Almasam ayıp olur diye düşünüp aldım oda fırsattan istifade yanıma oturdu hemen. Ay insan bir sorar Hüso hemen öyle oturmak ne .
“ Yemekhaneden çıkarken kahve almadığını gördüm bahçeye çıkacağını bildiğim için eşlik etmek istedim”. Kibar çocuktu eli ayağı da düzgündü ama tipim değildi. Bir defa boyu uzun değildi.1,78-1,80 var yoktu. Ben zaten 1,71 boyundaydım. Sevgilimin benden en az 15 cm uzun olmasaydı ilk tercihim.Ay ne saçmalıyordum ben böyle Hüseyin ne alaka ki kıyaslıyordum.
“Teşekkür ederim Hüseyin hızlıca çıkınca unutmuşum.” Gözümün içine bakma Hüso geriliyorum. Biraz önce hiç hoş şeyler duymadım gerçekse geri bas aslanım.Garip bir gözü vardı bu çocuğun. Çok boş bakıyor gibi geliyordu bana. O yüzden çok samimi olmayı tercih etmiyordum.
"Gördüğüme şükretmeliyim o vakit. Seninle konuşmak için fırsat kolluyordum.”
“Hayırdır önemli bir şey yok ya”. Yapma Hüseyin gençsin tipin düzgün benden sana yar olmaz. Tam bunları düşünürken telefonum çaldı. Kusura bakma açmam lazım diyip aramayı cevapladım.
“Efendim Kerim”
“ Asya naber ne yapıyorsun ?”. Telefonla konuşurken Hüseyin’den uzaklaşmış kenara geçmiştim çoktan. Şu an beni kurtardığı için şükredebilirdim Kerim’e.
“ İyiyim bebeğim yemekten çıktım oturuyorum bir arkadaşımla sen ne yapıyorsun ?”.
“ Kimmiş o arkadaş Buse izinli diye hatırlıyorum.” Kerim Buse ile tanışmıştı. Bazı akşamlar dışarı çıktığımızda onu da çağırır aynı ortama sokardım. Her ne kadar canım arkadaşım yeni insanlarla tanışmaktan hoşlanmasa da hayatıma giren insanları merak eder güvenilir olup olmadıklarını kendince tartardı. Buse’yi ilk gördüğü gün de sevmiş karakterlerimizin benzediğini söylemişti. Kerim’in bana karşı bu korumacı tavrı kendimi salmama sebep oluyordu. Biliyordum çünkü Kerim nerde ne şekilde olursa olsun arkamı toplar düşsem kaldırırdı.
“ Pazarlama departmanından bir arkadaşım Kerim ne yapacaksın”.
“ Söylesene Asya kim. Hem bebeğim deme diyorum kızım sevmiyorum.” Güldüm.
“Bebeğim Hüseyin diye bir çocuk kahve içiyoruz öyle.”
“ Ulan dün bir bugün iki kızım vampir gibi bitmiyorlar anasını satayım. Çok oturma Asya masana çık işlerin bekliyordur.” He Kerim he çıktım şuan.
“Sen ne için aradın beni” İş vakti aramazdı çünkü. Ya önemli bir şey olmuştu ya da bir şey söyleyecekti.
“Arayamaz mıyım Asya ne biçim soru bu ?”.
“Hayır tabiî ki ararsın ben önemli bir şey oldu sandım”. Akşam ki plan için aramış olacağını düşünmüştüm ama Kerim beni şaşırtarak “ Sesini duymak istedim. Dükkanda canım sıkıldı. İstersen kapatırım”. Rol kesiyordu. Asla kapatmaz kapatırsam da günlerce burnumdan getirirdi. Huysuz bir çocuksun Kerim. Çok huysuzsun.
“ Kim sıktı canını benim sırığımın söyle bakalım”
“ Müşterinin biri ya önemli değil. Akşam buluşuyoruz değil mi alacağım iş çıkışında”
“Tabi ki plana aynen okeyim ben Ela da tamam dedi. Bu arada nereye gideceğiz.” Ela tamam diye kısaca mesaj atmıştı. Normalde kısa tutmazdı ama işi vardır diyerek es geçmiştim akşam hesabını alırdım. Yüz yüze konuşurken kendini daha kolay açıklıyordu. Mesaj üzerinden duygularını net bir şekilde anlamıyordum.
“ Tamam geleceğim ben trafiğe kalırsam filan bekle olur mu Hasan Ağabeyin yanına geç otur. Çukurambarda bir mekan açılmış oraya gideriz güzel bir mekana benziyordu”. Genelde takıldığımız mekanlar oradaydı .
“Tamam olur bekliyorum seni bebeğim akşam hızlı gel hadi öpüyorum şimdi”
“Asya bebeğim lafını yedireceğim bir gün biliyorsun değil mi. Çok oturma sende elalemin adamlarıyla masana geç. Hadi bende öpüyorum güzelim görüşürüz” dedi ve kapattı. Gülerek yerime geçtim tekrar. Saatime baktığımda öğle arasının bitmek üzere olduğunu gördüm.
“ Hüseyin öğle arası bitmek üzere ben masama geçiyorum. Daha sonra görüşürüz”
“Olur Asya. Konuşmak istediğim konu yarım kaldı ama sonra daha geniş bir vakitte konuşuruz inşallah” dedi. Yav Hüseyin boşa kürek çekiyorsun eğer Serpil haklıysa beni unut. Ağabeyim ve Kerim seni dümdüz eder.Tabi ona söylemedim bunları gülüp masama doğru yola koyuldum. Akşama kadar yavaş yavaş teslim etmem gereken işleri yaptım. Mesleğimi seviyordum. Sayılarla uğraşmak bana zevk veriyor stres atmamı sağlıyordu. Maaş olarak çok tatmin etmese de yine de piyasanın üstünde aldığıma şükredip devam ediyordum. Akşama iş kıyafetlerimle katılacak olmak canımı sıksa da yapacak bir şeyim olmadığı için el mahkum kabullendim. Çıkış saatime yakın makyajımı tazeler öyle beklerdim Kerim’i. İlerleyen saatleri de hafif tempoda çalışarak geçirdim. Mesaim bittiğinde kadınlar tuvaletine gidip makyajımı tazeledim. Kerim gelse arardı diyip Hasan Abinin yanına indim.Umarım beni bekletmezsin Kerim kurt gibi açtım çünkü.Aklıma Ela’yı aramak gelmişti. Ama Hasan Abi dedikoduları anlatmaya başlamıştı bile şuan tek odak noktam oydu.