HÖDÜK AĞA VE AÇ GELİN 🍗💍 💥

1081 Kelimeler
Masal Soysal’dan Öhöm, öhöm. . . Nerede kalmıştık canım ? Kocişkomun hödüklüklerini anlatıyordum, değil mi ? Hadi , kaldığımız yerden devam edeceğim. . . Arel hödüğü beni odada tek bırakınca , etrafa şöyle bir baktım . Kahve tonlarında döşenmiş , sıcak bir oydu. Bir kapı aralıktı , içeri girdiğimde banyoyu gördüm . Tezgâhı siyah olan bir lavabo . . . İlginç , diye düşünmeden edemedim . Bornoz da vardı . Tövbe tövbe , ben niye bunları kontrol ediyorum ya ? diyerek çıkıp yatağa oturdum . Açtım , "Biri bana yemek versin !" diye içimden geçiriyordum ki bir kilit sesi duydum . Gözlerim hemen kapıya döndü , heyecanlı bir bekleyişe girdim . Hani hayvanlar sahipleri gelince heyecanlanır ya , ben de inşallah yemek getirmişlerdir diye aynı öyle heyecanlanıyordum . Açlıktan ağzım sulanıyor , dişlerim mayışmıştı . Off ! "Gelin ağam , ağam sizi yemeğe bekliyor ," dedi kadın . Hemen yataktan fırlayıp kapıya yürüdüm. "O ağan , bugün ilk kez doğru bir şey yapıyor ," dedim kapıdan çıkarken . Elim karnımda , sadece yemek yemek istiyordum . Kadın ise yanımda, bana bir bakış atıyordu . "Nerede bu ağan ? " diye sordum . "Yukarıda gelin ağam , terasta sizi bekliyor ," deyince , o önden ben arkadan yürümeye başladık . "Biraz hızlı çıkar mısın ? " Yemek kokusu burnumu dolduruyordu . Kesinlikle et yemeği yapılmıştı . Her neyse , yerdim ; sadece karnım doysun yeterdi . Terasa çıktığımızda, yer sofrası ve önünde duran binbir çeşit yemek karşısında donakaldım. Sofrada, bu toprakların bin yıllık lezzetleri vardı . Öyle sıradan yemekler değil , Mardin ' in ruhunu taşıyan, baharatların sihirli bir dille dans ettiği yemekler . . . "Cennete düştüm sanırım , off !" dedim . "Otur da ye , midenin sesi taa kulağıma kadar geliyor ," dedi Arel . "Sen çıkabilirsin Asya ,"diye ekledi kadına . Ben hemen yere çömeldim , bağdaş kurmaya çalıştım . Elbisem iyice kısalmıştı . Arel denen hödük , bakışlarını kaçırıp sofra bezini iyice üstüme örttü . "Bu elbiseleri giyip ne anlıyorsunuz ?" diye sordu sertçe . "Bilmem , hoşumuza gidiyordur ," diye cevapladım . "Erkeklere beğendirmek için giyindiğiniz belli ," diye sırıttı. "Bak ağa bozuntusu , bir kadın asla ve asla bir erkek için giyinmez ! Kadın sadece kendisi için giyinir . 2 , sevgilin yoktur bilemezsin bu durumu ," diye çıkıştım. "Nereden biliyorsun ?" diye sordu soğuk bir tavırla . Kaşlarım havalanırken "E, o zaman beni niye kaçırdın ?" dedim . "Kardeşimi kardeşin kaçırdığı için ." "Ben mi ? Dedim , kaçın birbirinize! Benim ne günahım var ?" "Benim ne günahım var , Masal ?" dedi o . "Hadi, yemeğini ye ," diyerek konuyu kapattı . Acıkmış ve kaçırılmış olmamın dışında bir problem yoktu . Sanki buralara aitmişim gibi içime dolan o garip his de neydi öyle ? Önümde duran , Mardin ' e özgü o harika içli köfteyi tabağıma koydum ilk iş . Yanında , sumaklı soğan salatası ve biberli bulgur pilavı da vardı . Biraz ileride , dobo (etli bir Mardin yemeği) ve kitel raha (baharatlı köfteler) duruyordu . Her bir lokmada , bu toprakların tarihi ve kültürü dilimde eriyor gibiydi . Aromalar o kadar zengindi ki , açlığımı unutup her birini tek tek tatmanın heyecanına kapıldım . Ben yemeklerimi afiyetle mideme indirmiştim . Geriye doğru yaslanıp bir elimi arkaya koydum, diğer elimle de okşadığım mideme "Oyy , canım açıkmışş !" derken . . . "Ağam ," diye bir ses geldi . Bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdiğimde , beni odadan alan kız Asya ' ydı . Bana garip garip bakıyor , gözü ise midemde dolaşan elimdeydi. "Buyur Asya ," dedi . "Gelin ağam , için istediğiniz parçalar gelmiştir," dedi. "Tamam Asya," dedi . Asya, merdivenlerin başında yeniden kaybolunca, bana döndü. "Kalk . Çok çene . Şu üstünü değiştirelim ," dedi. "Üstümde ne var ki ? Hem , ağa bozuntusu hödük bey !" diye çıkıştım , kaşlarımı çatarak . "Sorun orada hiçbir şey olmaması . Zaten dedikodu çıkmasın istemiyorsan , düş önüme . Odaya gidelim , değiş üstünü ," diye ısrar etti . "Saat kaç ?" diye sordum , onun dediklerine cevap vermek istemeyerek ve iyice sıkılmış bir halde . "Saat 20.00 'da . Ne oldu ?" dedi . "Hiç ! Sıkıldım . Acaba bizimkiler fark ettiler mi , bir hödük tarafından kaçırıldığımı ?" dedim sinirle . Ayağa kalkıp elbisemi düzelttim ve önünden yürümeye başladım . Ayağımdaki topukluları saymazsak . . . Ay , yeter be ! Bunlarla da yürümek ne zor ! Hemen durup ayağımdaki topukluları çıkaracakken, o hödük (kocası) eğildi ve topuklu ayakkabılarımın bağcıklarını çözdü . "Eğilme , millet bakıyor ," dedi ve ceketini belime sardı . "Şimdi rahat rahat ayakkabılarını çıkar ." Bu ani kibarlığı karşısında donakaldım . Az önce beni kaçıran adamla aynı kişi olduğuna emin misin Masal ? dedim içimden . Bu kadar kibarlık fazla geliyordu , hem de ondan . . . Cidden şaşırmıştım . Etrafa bir göz attım ; kimse yoktu . "Etrafta kimse yok . Yine de sen bilirsin ," dedim . "Yine de dikkatli ol . Millet senin bir yerlerine bakmasın ," diye karşılık verdi . "Allah Allah ! Neyse , Pikaçu . Ne yapacağız ? Getirdin beni buraya . Ailem gelir yakında ," dedim . "Evet , ailen gelmek üzere . Nasıl buldularsa seni ," dedi ve bana anlamlı anlamlı bakmaya başladı . "Ben sana demedim mi bulurlar diye ? Boşuna kaçırdın bak , birazdan gelirler konağa ," dediğimde , soğuk bir ifadeyle yanıtladı : "Havalimanından çıkabilirlerse , gelirler ." "Oha ! Bana havalimanını kapattın demek !" dedim , gözlerim faltaşı gibi açılarak . "Bir nevi ," diye mırıldandı ve merdivenlere doğru yürümeye devam etti . "Saçmalamışsın iyice ," dedim . "Çok konuşuyorsun ve boş konuşuyorsun ," diye çıkıştı . Ben de sustum . Madem boş konuşuyordum, o konuşabilirdi . Nihayet öğlen kapattığı odaya geldiğimizde , "İçeri gir ," dedi . Hiçbir şey söylemeden içeri girdim ve arkasından kapıyı sertçe yüzüne kapattım . "Masal !" diye bağırdı dışarıdan . Bana ne ! Bana boş konuşuyorsun demişti sonuçta , değil mi ? Odaya girip etrafıma baktığımda , yatağın üstünde alışveriş poşetleri vardı . Onları alıp kenara koydum , tabii içlerine bakmayı da ihmal etmedim . İçlerinde pijama olanını aldım , üstümü değiştirip yatağa oturdum . Yavaş yavaş uykum geliyordu galiba; hava çarpmıştı biraz . Kestirmek güzel olacaktı . Azıcık şekerleme zamanıydı çünkü . . . öhö öhöm buraya kadar okuduysan azıcık yorum yap neşem yerime gelsin bir dahaki bölümde Dayımı görceniz özlediyseniz ve dayımı tanıyorsanız hemen aşağıda yazar notuna yazacım koyverdi hikayesi okuyun derim ‼️🤪
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE