Masal Soysal’dan
Öhöm, öhöm. . . Nerede kalmıştık canım ? Kocişkomun hödüklüklerini anlatıyordum, değil mi ? Hadi , kaldığımız yerden devam edeceğim. . .
Arel hödüğü beni odada tek bırakınca , etrafa şöyle bir baktım . Kahve tonlarında döşenmiş , sıcak bir oydu. Bir kapı aralıktı , içeri girdiğimde banyoyu gördüm . Tezgâhı siyah olan bir lavabo . . . İlginç , diye düşünmeden edemedim . Bornoz da vardı . Tövbe tövbe , ben niye bunları kontrol ediyorum ya ? diyerek çıkıp yatağa oturdum . Açtım , "Biri bana yemek versin !" diye içimden geçiriyordum ki bir kilit sesi duydum . Gözlerim hemen kapıya döndü , heyecanlı bir bekleyişe girdim . Hani hayvanlar sahipleri gelince heyecanlanır ya , ben de inşallah yemek getirmişlerdir diye aynı öyle heyecanlanıyordum . Açlıktan ağzım sulanıyor , dişlerim mayışmıştı . Off !
"Gelin ağam , ağam sizi yemeğe bekliyor ," dedi kadın .
Hemen yataktan fırlayıp kapıya yürüdüm.
"O ağan , bugün ilk kez doğru bir şey yapıyor ," dedim kapıdan çıkarken . Elim karnımda , sadece yemek yemek istiyordum . Kadın ise yanımda, bana bir bakış atıyordu .
"Nerede bu ağan ? " diye sordum .
"Yukarıda gelin ağam , terasta sizi bekliyor ," deyince , o önden ben arkadan yürümeye başladık .
"Biraz hızlı çıkar mısın ? "
Yemek kokusu burnumu dolduruyordu . Kesinlikle et yemeği yapılmıştı . Her neyse , yerdim ; sadece karnım doysun yeterdi .
Terasa çıktığımızda, yer sofrası ve önünde duran binbir çeşit yemek karşısında donakaldım. Sofrada, bu toprakların bin yıllık lezzetleri vardı . Öyle sıradan yemekler değil , Mardin ' in ruhunu taşıyan, baharatların sihirli bir dille dans ettiği yemekler . . .
"Cennete düştüm sanırım , off !" dedim .
"Otur da ye , midenin sesi taa kulağıma kadar geliyor ," dedi Arel .
"Sen çıkabilirsin Asya ,"diye ekledi kadına .
Ben hemen yere çömeldim , bağdaş kurmaya çalıştım . Elbisem iyice kısalmıştı . Arel denen hödük , bakışlarını kaçırıp sofra bezini iyice üstüme örttü .
"Bu elbiseleri giyip ne anlıyorsunuz ?" diye sordu sertçe .
"Bilmem , hoşumuza gidiyordur ," diye cevapladım .
"Erkeklere beğendirmek için giyindiğiniz belli ," diye sırıttı.
"Bak ağa bozuntusu , bir kadın asla ve asla bir erkek için giyinmez ! Kadın sadece kendisi için giyinir . 2 , sevgilin yoktur bilemezsin bu durumu ," diye çıkıştım.
"Nereden biliyorsun ?" diye sordu soğuk bir tavırla . Kaşlarım havalanırken
"E, o zaman beni niye kaçırdın ?" dedim .
"Kardeşimi kardeşin kaçırdığı için ."
"Ben mi ? Dedim , kaçın birbirinize! Benim ne günahım var ?"
"Benim ne günahım var , Masal ?" dedi o .
"Hadi, yemeğini ye ," diyerek konuyu kapattı .
Acıkmış ve kaçırılmış olmamın dışında bir problem yoktu . Sanki buralara aitmişim gibi içime dolan o garip his de neydi öyle ? Önümde duran , Mardin ' e özgü o harika içli köfteyi tabağıma koydum ilk iş . Yanında , sumaklı soğan salatası ve biberli bulgur pilavı da vardı . Biraz ileride , dobo (etli bir Mardin yemeği) ve kitel raha (baharatlı köfteler) duruyordu . Her bir lokmada , bu toprakların tarihi ve kültürü dilimde eriyor gibiydi . Aromalar o kadar zengindi ki , açlığımı unutup her birini tek tek tatmanın heyecanına kapıldım .
Ben yemeklerimi afiyetle mideme indirmiştim . Geriye doğru yaslanıp bir elimi arkaya koydum, diğer elimle de okşadığım mideme
"Oyy , canım açıkmışş !" derken . . .
"Ağam ," diye bir ses geldi .
Bakışlarımı sesin geldiği yöne çevirdiğimde , beni odadan alan kız Asya ' ydı . Bana garip garip bakıyor , gözü ise midemde dolaşan elimdeydi.
"Buyur Asya ," dedi .
"Gelin ağam , için istediğiniz parçalar gelmiştir," dedi.
"Tamam Asya," dedi . Asya, merdivenlerin başında yeniden kaybolunca, bana döndü.
"Kalk . Çok çene . Şu üstünü değiştirelim ," dedi.
"Üstümde ne var ki ? Hem , ağa bozuntusu hödük bey !" diye çıkıştım , kaşlarımı çatarak .
"Sorun orada hiçbir şey olmaması . Zaten dedikodu çıkmasın istemiyorsan , düş önüme . Odaya gidelim , değiş üstünü ," diye ısrar etti .
"Saat kaç ?" diye sordum , onun dediklerine cevap vermek istemeyerek ve iyice sıkılmış bir halde .
"Saat 20.00 'da . Ne oldu ?" dedi .
"Hiç ! Sıkıldım . Acaba bizimkiler fark ettiler mi , bir hödük tarafından kaçırıldığımı ?" dedim sinirle .
Ayağa kalkıp elbisemi düzelttim ve önünden yürümeye başladım . Ayağımdaki topukluları saymazsak . . . Ay , yeter be ! Bunlarla da yürümek ne zor ! Hemen durup ayağımdaki topukluları çıkaracakken, o hödük (kocası) eğildi ve topuklu ayakkabılarımın bağcıklarını çözdü .
"Eğilme , millet bakıyor ," dedi ve ceketini belime sardı .
"Şimdi rahat rahat ayakkabılarını çıkar ."
Bu ani kibarlığı karşısında donakaldım . Az önce beni kaçıran adamla aynı kişi olduğuna emin misin Masal ? dedim içimden . Bu kadar kibarlık fazla geliyordu , hem de ondan . . . Cidden şaşırmıştım . Etrafa bir göz attım ; kimse yoktu .
"Etrafta kimse yok . Yine de sen bilirsin ," dedim .
"Yine de dikkatli ol . Millet senin bir yerlerine bakmasın ," diye karşılık verdi .
"Allah Allah ! Neyse , Pikaçu . Ne yapacağız ? Getirdin beni buraya . Ailem gelir yakında ," dedim .
"Evet , ailen gelmek üzere . Nasıl buldularsa seni ," dedi ve bana anlamlı anlamlı bakmaya başladı .
"Ben sana demedim mi bulurlar diye ? Boşuna kaçırdın bak , birazdan gelirler konağa ," dediğimde , soğuk bir ifadeyle yanıtladı :
"Havalimanından çıkabilirlerse , gelirler ."
"Oha ! Bana havalimanını kapattın demek !" dedim , gözlerim faltaşı gibi açılarak .
"Bir nevi ," diye mırıldandı ve merdivenlere doğru yürümeye devam etti .
"Saçmalamışsın iyice ," dedim .
"Çok konuşuyorsun ve boş konuşuyorsun ," diye çıkıştı .
Ben de sustum . Madem boş konuşuyordum, o konuşabilirdi . Nihayet öğlen kapattığı odaya geldiğimizde ,
"İçeri gir ," dedi .
Hiçbir şey söylemeden içeri girdim ve arkasından kapıyı sertçe yüzüne kapattım .
"Masal !" diye bağırdı dışarıdan .
Bana ne ! Bana boş konuşuyorsun demişti sonuçta , değil mi ?
Odaya girip etrafıma baktığımda , yatağın üstünde alışveriş poşetleri vardı . Onları alıp kenara koydum , tabii içlerine bakmayı da ihmal etmedim . İçlerinde pijama olanını aldım , üstümü değiştirip yatağa oturdum . Yavaş yavaş uykum geliyordu galiba; hava çarpmıştı biraz . Kestirmek güzel olacaktı . Azıcık şekerleme zamanıydı çünkü . . .
öhö öhöm buraya kadar okuduysan azıcık yorum yap neşem yerime gelsin bir dahaki bölümde Dayımı görceniz özlediyseniz ve dayımı tanıyorsanız hemen aşağıda yazar notuna yazacım koyverdi hikayesi okuyun derim ‼️🤪