DÖNÜŞ

2900 Kelimeler

Zülal, “Hadi kahvaltıya gidelim, oradan da seni otogara bırakayım.” dediğinde hala yorgun hissediyordum. Gözlerim uykusuzluktan ağırdı ama sesindeki o yumuşak, korumacı ton, “Hadi kalk” diyen abla sesi, bana itiraz ettirmedi. Sessizce başımı salladım. Beraber üstümüzü değiştirdik. Zülal, “Arabam yok, taksi çağırayım.” dedi. Birkaç dakika içinde sokağın başında sarı bir taksi göründü. Taksinin camından şehri izlerken, binaların arasından arada bir mavilik göz kırpıyordu. İlk başta anlamadım; o kadar alışık değildim ki böyle bir renge. Yol biraz daha açıldığında karşımda bütün ihtişamıyla duruyordu: Deniz. Öylece kaldım. Hayatım boyunca gördüğüm en büyük, en geniş şey gökyüzüydü, şimdi o gökyüzü sanki yere inmişti. Uçsuz bucaksız bir mavi, güneşin altında pırıl pırıl parlıyordu. Dalgalar

Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE