
“Eğer bunu on ikiden vurursan birazdan ister hemen ister arabada…”
Yutkunduğunu duydum.
Kulağını dişlerimin arasına alıp can yakmayacak kadar ısırdım.
“Her akıttığını zevkle yutarım” dedim.
Silahı daha sıkı kavrayıp tekrar nişan aldı.
“Hadi Atahan, dudaklarım bir işe yaracak mı görelim sevgilim” dedim fısıldayarak.
Birkaç saniye sonunda ateş etti.
Hedefi vurmuştu ama bahsettiğim gibi on ikiden değil.
Sahte bir üzüntüyle,
“Olmadı aslan parçam. Belki beşte üç olur?”
Derin bir nefes aldı ve boynunu esnetti.
“Eğer şimdi onikiden vurabilirsen o küçük deliğe girebilmen için eğilirim önünde”
Silah elinde kayıyordu muhtemelen, sürekli kaldırdıp tekrar kavradı.
Sessiz olmaya çalışarak güldüm.
“Atahan galiba ben ıslanmaya başladım bile” dedim.
Zorlanarak nişan aldı ve sıktı.
Karavana!
“Hay aksi bu fırsatı da kaçırdın ağam. Kaldı mı beşte iki”
“Nefes çok…” dedi ve devamını getiremeden derin bir nefes alıp verdi.
“Ama benim fırsatlarım bitmiyor ağam. Şimdiki atışın başarılı olursa…”
Birkaç saniye duraksadım. Atahan gevşeyip yeniden hazırlandı.
“Arka koltuğa geçeriz sevgilim. Sen hiçbir şey yapmayıp otururken ben kucağında dakikalarca zıplarım”
Dişlerinin birbirine sürtme sesini duydum. Bu kez daha hırslıydı.
Dikkatini dağıtmak için elimi karnına koydum. Aniden kasıldı ve kasları elimin altında sertleşti.
Aşağı doğru indirdim elini. Baş parmağımı pantolonunun kemerine takıp diğer parmaklarımı saldım aşağıya.
Henüz yeni baş kaldırmaya başlamıştı.
“Hadi Atahan!” dedim ince bir sesle.
Ateşledi, hedefi vurdu ama yine on ikiden değildi. Yine abartılı sahte bir nidayla üzüldüm.
“Tüh! Son bir kurşunun kaldı ağam!”
Atahan iyice stres olmuştu.
“Rahat dursan…”
“O zaman tadı kalmaz ki”
Atahan başka bir hedefe döndü ve nişan aldı.
“Peki ağam son kurşun!”
Elimi daha aşağı kaydırdım, hala inatla kalkmamak için direnen erkekliğine yasladım.
“Bunu vurursan eğer bu gece senin için tekrar dans ederim” dedim.
Dudakları kıvrıldı yukarıya.

