Sabaha güne huzursuz bir şekilde uyanmıştım. Çünkü bugün şirkette gidip hisselerin yarısını almak isteyen kişi ile görüşeceğim, ama içimden bunu yapmak gelmiyordu. Sonuçta yıllardır babanın emek verdiği bir aile şirketiydi ve onu bana emanet etmiş. Ben ise şimdi onun onca emeğinin satıyordum. Bu durum benim için çok zordu ama başka çaremde yoktu. O Demir denen adamın tehditlerine daha fazla boyun eğemezdim. Hem kendim için hem de ailem için bunu yapmak zorundaydım. Kaç saattir oturduğumu bile bilmediğim sahil kenarında ki banktan kalkıp çantamı elime aldım. Daha fazla kaçmanın bir anlamı yoktu ve artık şirkete gitmek zorundaydım. Ayaklarım ne kadar geri geri gitmek istese de yavaş adımlarla arabamın yanına gelip, arabaya bindim. Çantamı yanımda ki koltuğun üzerine bırakıp, arabayı çalıştır

