"Burası odam. Teşekkür ederim." Dedim gözlerinin derinlerine bakıp.
"Rica ederim" demesine rağmen beklentiyle beklediğini fark etmem zor olmamıştı.
"İçeri gelmez misiniz? Bir şeyler ikram edebilirim. Ah tabi önemli telefon görüşmeniz vardı unutmuşum." Dedim elimi alnıma koyup. Aslan bey omuz silkip
"Neden olmasın. Telefon görüşmem o kadarda önemli değil." Dedi içeri geçip arkasından ağzım açık kalmıştı. Bu rahatlık da neydi böyle
Odanın son hali gözümde canlandığında hızla içeri girdim. Yatağın üzerine yığılmış elbiseler, koltuğun üzerine fırlattığim mor elbisem. Ah rezillik!
Bir yandan elbiseleri yatağın üzerinden toplayıp dolaba sıkıştırdım bir yandan konuşmaya çalıştım.
"Biraz dağınık bırakmak zorunda kaldım. Kusura bakmayın." Dedim. Arkamı döndüğümde elinde mor elbisemle bana yürüyordu.
"Yakışmıştı..."
"Efendim?"
"Elbisen çok yakışmıştı Sahra. Sırtındaki dövme her erkeğin gözünü alan cinstendi. " dediğinde yutkunduğunu gördüm. Adımları kesilmeden önümde durduğunda kalbim hızlı atmaya başladı. Elbisemi bana uzattığında elimin heyecandan titremesine engel olamadım.
"Teşekkür ederim" dedim. Elbisemi askıya takıp dolaba astım. Önüme döndüğümde aslında ne kadar yakın olduğumuzu fark ettim. Bu durumda korkmam gerekiyordu ama ben güven ve heyecan hissediyordum.
Ve biraz daha yaklaştı...
Bedeniyle dolap arasında kaldığımda biraz daha yaklaşsın istedim. Yutkundum... Dudaklarımın kurumuştu ellerim terliyordu. Bedenim yetisini kaybetmişti adeta. Ellerimi göğsüyle omzu arasına koydum.
Gözlerimiz birbirine bakarken dudaklarım aralanarak onu davet etmişti.
Aslan küçük bir buse verdiğinde devamı için benden izin istiyordu. Kollarımı boynuna dolayıp öpücüğüne karşılık verdim.
Dakikalarca öpüştük hâkimiyetimi kaybedip kendimi ona bırakmıştım. Tek hamlede bedenimi kaldırıp bacaklarımı beline sarmıştı. Eteğim yukarı kalkmıştı. Bedenimi soğuk yatağa yatırdığında elleri vücudumu keşfe çıkmıştı. Bir süre eteğimin yırtmacında gezindi. Yukarı çıktıkça bedenimi ona sürtüyordum. Elleri göğüslerime gelene kadar aklım uçmuştu.
Derin bir nefes alıp kendime geldiğimde Aslan boynuma öpücüklerini bırakıp yavaş yavaş göğüslerime indi. Başını tutup kaldırmak istediğimde müsade etmedi.
"Aslan Bey ! Lütfen durun" dedim ağlamaklı sesimle. Durmuştu da başını kaldırıp gözlerime baktığında akan yaşı eliyle sildi.
"Sahra iyi misin?"
"Lütfen üzerimden kalkın. Bu çok yanlış" dedim. Bozulduğunu gördüm ama ne fark eder yanlıştı. Yataktan doğrulup neredeyse belime kadar çekilmiş eteğimi düzelttim. Aslan beni izliyordu farkındayım.
"Nasıl bu duruma geldik bilmiyorum ama çok yanlış."
"Yanlış olan ne Sahra? İki insan birbiriyle sevişmesi kadar normal olan ne ?"
"Birbirimizi ilk defa bugün görmüş olmamız, aramızda resmi her hangi bir ilişki olmaması. Size normal gelebilir ama benim aile hayatım ve yaşantım buna müsait değil" dedim. Güldü, ellerini saçlarına geçirip arkasını döndü.
"Resmi?"
"Evet Aslan Bey! Resmi! Sevdiğim, evlenecegim adamla yaşamak isterim. Sizin tek gecelik zevkinizin kurbanı ne yazikki bu odada değil. Çıkar mısıniz odadan dinleneceğim." Dedim . Sırıtışını anlayamasamda itiraz etmeden çıkıp gitmesi iyi olmuştu.
Arkamı dönüp aynaya baktığımda dudaklarım şişmiş, burnum kızarmıştı. Topuz yaptığım saçlarımdan bahsetmek bile istemiyorum.
Utançla yanaklarım kızarmıştı ama onunla öpüşmek çok hoşuma gitmişti.