Ateş ve Barut ~ 5

2411 Kelimeler
Duru ve Hakan… El ele… Hem de, el ele.... Mekanın içinde boş bir masa mı bakınıyorlardı? O an etrafta yankılanan son ses İlhan’ın sesi olmuştu. Boğazı yırtılırcasına kükredi. ‘Laaann!!!’ - Hakan önce sesi duydu, sesin geldiği yöne baktığında ise havadan kendisine süzülerek gelen yumruğu gördü. Daha Duru’nun attığı çığlığın farkına varamadan, o yumruk suratının ortasına yapıştı.  Duru daha çok bağırmaya başladı. ‘İlhan ne yapıyorsun sen? Duur!’ Zeynep yerinden fırladığı gibi İlhan’ın koluna yapıştı. ‘Yahu adam iki dakika insan olmuştun yine sığıra bağladın.’ İlhan kızları takmadan kızgınlıkla Hakan’a bakmaya devam etti. Hakan’dan çıt ses çıkmıyordu. Sadece parmaklarıyla burnundan sızan kanı silip İlhan’a baktı. İlhan yine kükredi.  ‘Ne yapıyon lan sen? Ne demek Duru lan! Ne demek Duru!’ Hakan çekinmeden adamın gözlerinin içine baktı. ‘Seviyorum.’ İlhan’ın elleri yeniden yumruk oldu, ama bu sefer o yumruk havalanmadı. Aksine Hakan’ın yakasına uzanıp onları düzeltti. Ardından adamın omuzundaki hayali tozları silkeledi.  ‘Sıçarım lan sevgine.’ dediği gibi bu sefer bir kafa attı.  Hakan bu sefer daha çok geriye doğru sendeledi. Adama dengesini sağlayıp dikleşti. Dikleştiği gibi de İlhan’ın üzerine yürümeye başladı.  ‘Asıl ben sıçarım senin sinirine. Seviyorum ulan seviyorum!’ Duru ‘Bir durun ya!’ diye bağırsa da, adamları tutmaya çalışsa da, başarılı olamadı.  İki kızgın deve kafa kafaya geldi. İlhan dişlerinin arasından tısladı. ‘Sevemezsin.’ Hakan cevap veremeden Zeynep araya girdi. ‘Sana ne acaba kimin sevip sevmeyeceğinden!’ İlhan kıza döndü. ‘Zeynep bir sus!’ ‘Niye susuyorum? Sana ne milletin sevgisinden. Sen insan gibi sevemiyorsun diye millet de mi sevmeyecek?’ İlhan hem sinirle hem şaşkınlıkla kıza baktı. ‘Zeynep, güzelim bunun hiç sırası değil. Daha sonra dırdır yaparsın bana.’ Zeynep, adamdan duyduğu güzelim kelimesiyle, açık kalan ağzını güçlükle kapadı. İlhan ise ne dediğinin farkında olmadan yeniden Hakan’a döndü. Hakan adama cevap verdi. ‘Niye sevemiyor muşum? Bal gibi de seviyorum oğlum!’ İlhan boynunu sağa sola yatırıp bir kez çıtlattı. Yine kızgınlıkla, alnını adamın alnına dayadı. Yine tartışmaya başlayacaklardı ki, Duru bağırdı. ‘Yeter ya! Herkes bize bakıyor rezil olduk!’ Sonra Hakan’ın koluna girip adamın yavaş yavaş morarmaya başlayan elmacık kemiğinin üzerinde parmaklarını gezdirdi.  ‘Aşkım ya, canın çok yandı mı?’ İlhan’a döndü. ‘Allah’ın mandası. Ne istedin sevgilimden?’ İlhan, Duru’yu kolundan tuttuğu gibi kendine çekti. ‘Sevgilimli aşkımlı ne konuşuyorsun sen? Geç masaya geç. Dokunma adama!’ Duru İlhan’dan kolunu çekmeye çalışırken çalışırken, masaya doğru sürüklendi. ‘Sen benim yanıma geç.’  Kızı çekip oturttuktan sonra kendisi de yanına geçti. Hakan Duru’nun karşısına geçerken, Zeynep de İlhan’ın karşısına oturdu.  Duru sinirli gözlerle İlhan’a baktı. ‘Ya İlhan, ne çeşit bir şeysin sen? Ne demeye deli danaya bağladın?’ İlhan bir Zeynep’e bir Duru’ya baktı. ‘Siz de iyice mezbahaya çevirdiniz beni. Sığırdan öküzden danadan geçilmiyor.’ Zeynep gözlerini büyüttü. ‘Yalan mı? Niye yumruk kafa giriştin çocuğa sen?’ İlhan gerinerek arkasına yaslandı. ‘Ben abi sayılırım.’ Duru’ya döndü. ‘Kızım sen daha küçüksün ne bu sevgili ayağı falan?’ Duru gözlerini devirdi. ‘Hıı, küçüleyim de cebine gireyim istersen.’ Hakan başını dikleştirip adama baktı. Bir yandan da burnunun kanını temizliyordu. ‘Gören de bir bok yedik sanır. Abicim seviyoruz işte birbirimizi Allah Allah.’ İlhan da hemen doğruldu. ‘Hele bir yiyin de görün o zaman.’ Duru söze atladı. ‘Yok ya! Sen o bokları yerken kimsesin sesi çıkmıyor ama.’ İlhan sinirle kıza döndü. ‘Aynı şey mi Duru bak delirtme adamı.’ Zeynep İlhan’a dik dik baktı. ‘Bal gibi de aynı şey. Sen naneleri götürürken hava hoş.’ İlhan Zeynep’e doğru eğildi. ‘O başka bu başka.’ Zeynep de adama doğru eğildi. Burun buruna gelmişlerdi. Tehlikeliydi. Adamın koyu hareli gözlerine baktığı yerde yutkundu. ‘Nesi farklıymış?’ İlhan iyice yanaştı. ‘Açıklatma istersen.’ Zeynep anında geri çekildi. İlhan kızın tepkisine gülümsedi. Sırıttığı yerde geriye yaslandı, kolunu Duru’nun omzuna attı. ‘Ee anlatın bakalım.’  Duru İlhan’a anlamaz gözlerle baktı. ‘Neyi?’ ‘Fasulyenin faydalarını. Neyi olacak kızı, sizin şu durumu işte.’ Duru, sakin sakin sırıtan adama baktı. ‘İyi misin sen? Daha demin kükrüyordun. Şimdi nereden geldi bu modernlik.’ İlhan oturduğu yerde böbürlendi. ‘Ee kümesimize horoz dadanmış. Ben de buranın bizim çöplüğümüz olduğunu hatırlatayım dedim.’  Duru, İlhan’a sinirli sinirli baktı. Ardından elmacık kemiği iyice moraran Hakan’a döndü. ‘Sen de geçiremedin bir tane şuna.’ Hakan kafasını salladı. ‘E haklıydı.’ Duru şaşkınlıkla adama baktı. ‘Siz biraz önce birbirinizi yiyordunuz ya, ne bu şimdi hak vermeler falan.’ İlhan güldü. ‘E racon gereği dövdüm. Haklıyım tabi.’ Hakan da İlhan’a eşlik etti. ‘Ben de racon gereği dayağımı yedim.’ Duru gözlerini kıstı. ‘Hay ben sizin raconunuza..’ Zeynep Duru’ya baktı. ‘Boş ver Duru bunları. İt iti yedi, kuyruğuna gelince de benim itim dedi. Bırak birbirlerini yiyip dursunlar.’ Duru kafa sallayıp, kollarını birbirine bağlayarak oturduğu yere yayıldı. ‘Haklısın kız.’  İlhan Zeynep’e gülümseyerek baktı. Sonra Hakan’a döndü. ‘Bak ben bu işe sevindim ya.’ Duru’nun omuzundaki elinin baskısını artırdı. ‘Kedi olalı bir fare tutmuşsun.’ Duru hiç tepki vermeyince kızın kulağına eğildi. Fısıldamak yerine sesli bir şekilde konuştu. ‘Bak bi itlik yaparsa bu adam, bana söyle. Alalım aşağıya.’ Duru omuzunu silki. ‘Kendi aranızda dövüştürün horozlarınızı ben karışmam.’ Hakan anında İlhan’a horozlandı. ‘Abicim olmuyor itlik falan! Ayıp.’  İlhan Hakan’a döndü, güldü. ‘Ulan vallaha sevindim ya. Hakan adamsın kardeşim.’  Hakan da güldü. ‘Eyvallah abi.’  Zeynep dakikası dakikasını tutmayan adamlara bakarken Duru ile göz göze geldi. İkisi de birbirlerine ‘Ne ayak bunlar.’ bakışı atıp gülüşmeye başladılar. İlhan o sırada elini Hakan’a doğru sallıyordu. ‘Bak adam falan dedik, cıvıma. Çizerim.’ - Duru ve Hakan yemeklerini söyledikten sonra bir süre sohbet ettiler. İlhan ve Zeynep, şirketteki toplantıya geç kalmamak için çok geçmeden ayaklandı.  Kalktıklarında ise İlhan elini tekrar Zeynep’in beline attı. Sonra Duru’ya döndü. ‘Bak bir tek el ele tutuşuyorsunuz ha ona göre.’ Duru kaşlarını kaldırdı. ‘Yok İlhan abicim ne el ele tutuşması. Biz buluşup buluşup pişti oynuyoruz sadece.’ İlhan gülerek kafasını salladı. Ardından Zeynep’le birlikte yürümeye başladı. Zeynep arkasını dönüp elini havada salladı. ‘Görüşürüüüz.’ Duru da kıza gülümseyip el salladı.  Arabaya bindiklerinden beri ikisi de konuşmamışlardı. Zeynep sonunda yine dayanamadı ve konuşmaya başladı.  ‘Niye öyle öyle davrandın Hakan’a?’ İlhan yan gözle kıza baktı. ‘Nasıl davrandım?’ ‘Tam bir prenses gibi.. Nasıl olacak? Bir öldürmediğin kaldı çocuğu.’ İlhan sırıttı. ‘Yılan’ın başını küçükken ezmek lazım.’ Zeynep gözlerini devirdi. ‘Bir gün Hakan konumunda olduğunda aynen bu şekilde sırıt ama olur mu?’ İlhan daha çok sırıttı. ‘Ben temiz iş yaparım.’ Gözlerini yoldan ayırıp kıza döndü. Şimdi sırıtmıyordu. ‘Ayrıca benim işim olduğu yerde biter. Manitacılık oynayanlar düşünsün gerisini.’ Zeynep gözlerini İlhan’ın gözlerinden çekemedi. Adamın söylediği canına dokunmuştu sanki. Başını zorla çevirip konuşmadan yolu izlemeye devam etti.   İlhan ise anında söylediği şeye garip bir şekilde pişman oldu. Hemen açıklama yapmaya girişti. ‘Yani, uğruna dayak yiyeceğim biri olmadı. Ben o yüzden öyle söyledim.’ Zeynep başını ağır ağır adama çevirdi. ‘Bunlar beni ilgilendiren konular değil.’ Ardından yeniden önüne döndü. Bunu söylerken sesi gerçekten umursamazca ve oldukça soğuk çıkmıştı.  Kendisi hem söylediğine hem de tavrına bir anda şaşırırken, İlhan da duyduğuna anında içerledi. Kendisini ilgilendiren konular değildi öyle mi? Bakışlarından bile kendisinden hoşlandığı belli olan bu kız nasıl beni ilgilendirmiyor derdi? Bari bir trip atsaydı, ne bileyim, bir süre kızgın kızgın baksaydı. Ama bu umursamaz tavrı İlhan’ı anlamsız bir şekilde rahatsız etti. Ağzında gevelediği yerde ‘Tabi ya.’ diyerek yoluna baktı.  O ilgisini ya da kıskançlığını, sözlerinin yanında tavırlarıyla belli eden kadınlara alışkındı. Beğenisini gözlerinin yanında, hareketleri ile gösteren kadınlara alışkındı.  Zeynep’in derin derin bakan gözlerinde gördüğü beğeni, sadece gözlerinde kalsın istemiyordu. Kendi içinde yaşadığı karmaşa bir anlığına korkmasına neden oldu.  Kırmızı ışıkta beklerken gözlerini kırpmadan karşısına bakan kıza döndü. Baktığı yerde aklından geçenlerin bedenini ele geçirmesine izin vermemek için hemen kendisini toparladı. Şu iki günde salak ergenlere dönmüştü. Derin bir iç çekti. Bu kız kesinlikle ezberini bozacaktı.  - Hakan ve Duru, İlhan’lar gittikten sonra yemeklerine devam ediyorlardı.  Hakan, ağrıyan çenesinin izin verdiğince lokmalarını çiğnerken Duru’nun gözlerine baktı. ‘Süslüm.’ Duru kafasını kaldırdı. ‘Efendim aşkım.’ Adamın dağılan suratına baktıkça içi gidiyordu. Son dakikalarda sürekli yaptığı gibi yine cırladı. ‘Of ya, suratın haritaya döndü. Öküz İlhan ne olacak.’ Hakan güldü. ‘Hah, bak ben de tam olarak bundan bahsedecektim.’ Duru anlamadı. ‘Neyden? Nasıl?’ Hakan açıklamaya koyuldu. ‘Şimdi şöyle. Ben sağ baştan dayak yemeye başladım ya hani. Gel biz bunu tamamına erdirelim seninde için rahat etsin, ben de bir an önce çekip kurtulayım.’ Duru bu sefer alık alık baktı. ‘Hakan sen ne diyorsun sevgilim?’ Hakan elindekini bırakıp ciddiyetle kıza baktı. ‘Şimdi güzelim, diyorum ki.’ ‘Hıı.’ ‘Gel biz şu bizim ilişkiyi açıklayalım.’ Duru yerinden sıçradı. ‘Aşkım saçmalama, İlhan’ın ne yaptığını gördün. Bir de abim babam öğrenirse ne olacak düşünemiyorum.’ Hakan sinirlendi. ‘E kızım biz böyle mi takılıcaz. Eninde sonunda öğrenecekler Allah Allah ya! Bari dayak yemeye başlamışken hepsini yiyeyim de kurtulayım.’ Duru uzanıp Hakan’ın ellerini tuttu. ‘Ya aşkıımm.’ Hakan’ı caydırmak için yavru kedi gibi bakıyordu.  Hakan kafasını sağa sola salladı. ‘Hiç bakma öyle.’ Duru anında eski haline döndü. ‘Yahu benim abim de babam da deli. O deli damarları tuttu mu valla da çekip vururlar bizi.’ Kulağını çekiştirip elini masaya vurdu. ‘Allah korusun.’  Hakan kıza ters ters baktı. ‘Korusun korusun da, ben ne yapacağım seninle ya!’ Duru sevimli sevimli gülümsedi. ‘Çok sev yeter.’ Hakan’ın deli bakan mavileri aşkla koyulaştı. ‘İçim dışım sen olmuşsun Duru’m, senden bana yer kalmadı.’ Duru’nun gözleri aşkla parladı. İçi içine sığmadı. İki aşık kâh atışarak, kâh gülüşerek yemeklerini yemeye devam ettiler. - İlhan şirketin önüne yanaştığında, Zeynep hiçbir şey olmamış ve sanki İlhan’ın dediğine hiç bozulmamış gibi bir tavırla gülümsedi. ‘Bankadan kaçta gelirlermiş?’ İlhan saatine baktı. ‘Birazdan burada olurlar galiba.’ Zeynep kafa salladı. Şirkete girdiklerinde Zeynep önde, İlhan onun arkasında asansöre bindiler.  İlhan afacan çocuklar gibi olduğu yerde duramıyordu sanki. Sürekli bir Zeynep’i kendine çekme, kıza sarılma ya da bir şey düşünürken anında bükülen dudaklarını öpme gibi isteklerle savaştı.  O öpülesi dudaklar yine bükülmüştü işte. İlhan deli olacaktı. Gözlerini kızın dudaklarına dikti. ‘O dudaklarını büküp durma.’ Zeynep duyduğu ile kafasını adamdan yana çevirdi. ‘Ne?’ İlhan derin bir nefes aldı. ‘O dudaklarını bükme diyorum.’ Zeynep ani bir hareketle dudaklarını birbirine bastırdı. ‘Ne oldu ki?’ İlhan bu kadar zeki olan kızın nedense şimdi kendisini anlamadığını düşünüyordu. Eh, bu da İlhan için ilahi adaletin vücut bulmuş hâli oluyordu galiba. Ellerini cebine attı. O anda inecekleri kata geldiklerinden asansör durdu.  Önden çıkıp kıza döndü. ‘Bükme, yoksa farklı şeyler olur.’ Zeynep kaşlarını kaldırdı. ‘Bilerek yapmıyorum, refleks bu ya!’ İlhan arkasını dönmeden önce sırıttı. ‘Benim de bunun karşılığında farklı reflekslerim olabilir.’ İlhan odasına girerken, Zeynep adamın arkasından uzun uzun baktı. Anladığı şey, gerçekten anladığı şey miydi?  Yine düşüncelerle savaşırken, dudağını büktüğü yerde odasına yürüdü. İlhan’ın dediğini aklından geçirdikçe kanı vücudunda dolaşmayı, kalbi atmayı unuttu sanki. Çantasını masasının üzerine atıp kafasını ellerinin arasına aldı. ‘Geri zekalı mısın sen Zeynep? Kendine gel.’ Odasını bir tur arşınladı. ‘Evet geri zekalıyım!’  Kollarını kucağında birleştirdi. ‘Nefes aldığı her an çapkınlık yapan bir adamın her söylediğine ne diye takılıyorum ki?’ Odasını bir tur daha arşınladı. ‘Evet, niye takılıyorum ki?’ Yürüyüp yürüyüp kendini onayladığı yerde odasında biraz daha döndü durdu. Ardından üzerini düzeltip rujunu da tazeledikten sonra dosyalarını alıp dışarıya çıktı.  Toplantı odasına girdiğinde, Altan ve Demir’i karşılıklı oturmuşken buldu. Hemen gülümsedi. ‘Altan, hoş geldin.’ Altan gülümseyerek kıza baktı. ‘Hoş buldum Zeynep nasılsın?’ Zeynep yerine geçti. ‘İyiyim valla.’ Ardından elindeki dosyaları bıraktı. ‘Zümrüt ne yapıyor görüşemedik iki gündür.’ Altan karısını düşününce gülümsedi. ‘Bu gün Safişlere kahvaltıya gitti. Aslında yatıp dinlenmesi gerek ama beni pek dinlemiyor.’ Zeynep güldü. ‘Ne yapsın kızcağız, yatmak da bir yere kadar.’ Altan başıyla kızı onaylarken Odanın kapısı önce tıklatıldı ardından açıldı. Her zaman bankadan gelen Harun Bey yerine, bu sefer kızıl saçlı, uzun bacaklı bir afet elindeki çantası ile içeriye girdi.  Zeynep, bacak boyunun kendisinin boyuna eşit olduğu kadını süzdü. Şimdi birazdan İlhan içeriye girip bu kadını görecekti. Kim bilir o deli bozuk aklından neler geçirecekti.  Zeynep bunları düşündükçe kıskançlık içine dalga dalga yayıldı.  Kadının sesi ile kendine geldi. ‘Merhaba ben Ece.’ Zeynep zorla gülümsedi. ‘Memnun oldum. Zeynep.’ Demir kadına oturması için yer gösterdi. ‘Harun Bey yok mu?’ Kadın bacak bacak üstüne attı. ‘Harun Bey başka şubemize geçiş yaptı.’ Demir kafa sallayıp Zeynep’e eğildi. ‘İlhan nerede?’ Zeynep ‘bilmem’ der gibi omuzlarını kaldırdı. ‘Birazdan gelir herhalde.’ O sırada İlhan içeriye girdi. ‘Herkese merhabaa!’ dediği yerde yerine geçti. Zeynep, avını izleyen aslan gibi gözlerini dikmiş İlhan’ın ne tepki vereceğini takip ediyordu. İlhan odaya girdiğinde, kızıl saçlı kadına değil Zeynep’e bakmıştı. Vallahi de olacak iş değildi bu. O afet gibi kadın ilgisini dahi çekmemişti.  Kendi önünde duran dosyaları incelemeye başlarken, Zeynep’in beklediği tepki İlhan’dan değil kadından geldi. ‘İlhan!’ Sesi adamı parçalayacak bir sinirle çıktı.  İlhan kafasını kaldırıp kadına anlamaz gözlerle bakarken, ötekiler de ikisine baktı durdu. Soran Altan oldu.  ‘Siz tanışıyor musunuz?’ Ece, tek kaşını kaldırıp, gözlerini İlhandan çekmeden konuştu. ‘Hem de gayet yakından!’ İlhan o an kadını dikkatle süzdü. Yok yahu tanımıyordu işte. Kadın ‘Hem de gayet yakından.’ derken ne demek istemişti? İlhan’ın jeton şimdi düştü. Radara yakalanmıştı, tehlikeli durumdu. Zeynep odadaydı ve İlhan, daha önce yatıp adını dahi hatırlamadığı kadın ile karşılaştı.  Yan gözle kendisini süzen Zeynep’e baktı. Ardından her an kendisini parçalayacakmış gibi duran kadına. Dişlerini göstererek yapmacık bir şekilde sırıttı.  ‘Ya ben sizi tam çıkaramadım. Daha önce banka da mı karşılaştık?’ Ece gözlerini kıstı. Hiç çekinmeden çatır çatır konuştu. ‘Hayır canım!’ Kendi intikamını almak için kılıçları kuşandı. ‘İki gece önce 15 dakikalık da olsa insani bir samimiyetle aynı odadaydık.’ İşte şimdi İlhan’ın kulakları uğuldamaya başladı. Hayır bu kadın ortalığı ateşe verecekti de, ne demeye 15 dakika diyordu? Gayet de saatleri devirmişlerdi o odada.  Sertçe yutkunup adem elması aşağı yukarı hareket ettiği yerde Zeynep’e baktı. Zeynep’in gözleri bir değişik bakıyordu sanki. Demir ve Altan’dan duyduklarının üzerine bir tepki gelmezken, Zeynep ayağa kalktı. ‘İzninizle. Kusura bakmayın.’ Altan onay verince hiç beklemeden odadan çıktı. O odadan çıkarken İlhan yerinden fırladı. ‘Zeynep!’ Zeynep hiç tepki veremeden hızla odasına çıktı. İçeriye girdiğinde ise bayılacak gibi olduğundan kapattığı kapının arkasına yaslandı.  İlhan’ın kadına nasıl bakacağını düşünürken, yatmış oldukları ortaya çıkınca dağılmıştı sanki. Midesi bulanmaya başlarken odadaki koltuğa oturdu. Oturduğu gibi de ufak bir çığlık attı.  ‘Off sana ne Zeynep sana ne! Ne bok yemişse yemiş! Hatta ne bok yerse yesin sana ne!’ Gözlerini yumup ellerini sıkarken telefonu çalmaya başladı. Ekrana bakmadan açıp kulağına dayadı. ‘Efendim.’ Saniyeler önce kanı sinirle pompalanırken, şimdi duyduğu ses ise kanını dondurmuştu. O anki şokla, dilinden asla karşılığını hak etmeyen o kelime döküldü.  ‘Baba?’
Yeni kullanıcılar için ücretsiz okuma
Uygulamayı indirmek için tara
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Yazar
  • chap_listİçindekiler
  • likeEKLE