ALTEMUR Elim cebime uzanırken, parmaklarımda yapışkan, ağır bir his uyandı. Bedri Ağa’nın kanı, tenime sinmiş, iğrenç bir yük gibi ellerime yapışmıştı. O an, zihnim bir anlığına daldı ve Bedirhan ağanın çehresi gözlerimin önüne geldi. Bedri ve Bedirhan… İsimleri, sanki lanetli bir ahenkle birbirine karışıyordu. Bir tekerleme gibi, kaderin acımasız bir şakası gibi. Abim, yanımda dururken, duraksamamı fark etti. Hem merak hem bir parça tedirginlikle “Ne oldu, niye durdun?” diye sordu. Sadece donuk, hissiz çıkan ses tonumla “Anahtar” diyebildim. Cebimde olduğunu söyleyemedim ama o anlamıştı. Abim, uzatmadan elini cebime daldırdı, anahtarı aldı ve benimle birlikte arabanın diğer tarafına geçti. Kapıyı açarken gözlerimiz buluşmadı. O, böyle anlarda sessizliğin konuşmaktan daha değerli olduğ

